Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması için ısrarlı oluşunun nedenini DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi şöyle açıklıyor:

1 Mayıs ile Taksim Meydanı örtüşmüştür.
Orada 1 Mayıs’lar kutladık.
Ama...
Daha ötesi...
Üzerimize karanlık güçler kurşun yağdırdı.
Hem Sular İdaresi’nin duvarından, hem o zamanki adıyla Intercontinental Otel’in tepesinden...
Bunca emekçi kardeşimiz öldü.
Onlara ve tarihimize saygımızın gereği Taksim’i istiyoruz.
Bizden niçin kuşku duyuluyor?..
Taksim’deki 1 Mayıs’larda DİSK’ten kaynaklanan hiçbir kanlı olay yok tarihimizde...
Karanlık tezgâhlar üzerimize ateş açıyor, sonra da sanki sorumlu ve suçlu bizmişiz gibi “Taksim Meydanı’ndan uzakta tutulmakla” cezalanma sürecine itiliyoruz.

Haberin Devamı

ŞEFFAF ODA’nın çekim öncesinde kamera arkası bir söyleşiydi bu.
16 yaşında sendikalı olan, 18 yaşında yönetici, 20’li yaşının ilk yıllarında başkan olan, 29 yaşında hapse giren ve 4 yıl yatan bu duayen sendikacının yürekten konuştuğunu düşünüyorum.
Haksız da değil.

Madalyonun  diğer yüzü
TÜRKİYE’de son zamanların garip bir buyurganlığı var.
“Ama” ve “ancak” sözcüklerine adeta ambargo uygulamak isteniyor.
Sadece tek görüşe, tek kampa, tek “doğru” varsayımına biat kültürü dayatılıyor.
Ya “ak”, ya “kara...”
Aradaki “gri” yok!..
Tıpkı coğrafyada yörelere ad koyarken sergilenen ara renklere “taassup” gibi...
Türkiye’de pek çok “Karaburun, Karagöl, Karayar” ve “Akburun, Akgöl, Akyar” vardır.
Aradaki “Bozburun” gibi istisnalar çok azdır.
Onları birer “ama” ve “ancak” gibi görebiliriz.

Ama ve ancak
İŞTE DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin “1 Mayıs’ta Taksim” gerekçesine, “Haksız da değil” yargıma “ama” ya da “ancak” diyerek bir paragraf açıyorum...
Türkiye bir kez daha duyarlı süreçte.
Terör örgütleri ve demokrasiye yerleştirilmiş dinamit çubukları gibi karanlık güçler, böyle günleri kolluyor.
Taksim’de toplanacak 40-50 bin DİSK’li 1 Mayıs’ı coşkuyla kutlarken, onlar aralarına sızarak gene “kanlı” senaryoları uygulamaya koyabilirler.
Doğabilecek kaos ortamında 40-50 bin kişiyi provoke etmiş olmanın hangi sonuçları üretebileceğini görebilmek gerek.

Uzlaşma kültürü


Kanla beslenenler
SADECE son günlerde yaşananlar bile ölçüttür.
“Ölmeye ve öldürmeye” şartlanmış Devrimci Karargâh örgütünün 2. adamı Orhan Yılmazkaya’nın bulunduğu hücre evinde ele geçirilen silahlar ve patlayıcılar... Aynı gece diğer baskınlarda alınan örgütün tepe noktalarındaki 10 terörist ve hücre evlerinde bulunanlar... Bilkent’te eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e, şans eseri sonuca ulaşamayan canlı bomba eylemi... Ve aramızda dolaştıkları açıklanan diğer canlı bombalar...
Bunlar ve diğer göstergeler, 1 Mayıs’ı kana bulamak için lanetli sayfaların açıldığını gösteriyor.
O nedenle, İstanbul Valiliği’nin, DİSK’e “makul sayıda işçiyle Taksim’de anıta çiçek” önerisi sağduyulu bir yaklaşım.
Tam sayfa gazete ilanıyla tekstil işçilerinin yanı sıra tekstil yatırımlarının da korunması için çağrı yapan DİSK, kamuoyunda “sıcaklık” yaratmıştı.
Sağduyuda uzlaşım, bu çizginin devamıdır. DİSK’in yanı sıra diğer işçi kuruluşları ve siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, Taksim’deki kutlamalara katılacaklar.

Bir avuç gökyüzü
ÇELEBİ’nin “Gerilim yaratıldı ama biz bunu kaşımıyoruz” söylemi ve o söylemin arkasındaki dürüst tavrı, tribünlere oynayan siyasetçilere ve diğerlerine örnektir.
Bu konuda bir önceki yazım, DİSK’in yaklaşımını “bir avuç gökyüzü” diye tanımlıyor ve “umut” işareti olarak yansıtıyordu.
Varılan nokta, bunu doğruluyor. Diliyorum ki, valilik ile “makul sayıda” ölçütü ve “Pangaltı’da buluşmak” sorunlarında anlaşmaya varılsın, devamı da “olumlu” gelsin.
1 Mayıs’lar yaşam sevincinin paylaşıldığı kutlamalar çağrışımı yapsın gelecek yıllarda...
.....................
Şehit askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine, ulusumuza ve TSK’ya başsağlığı diliyorum.