Stratejistlerin değerlendirmesine göre...
Ortadoğu’da oyun kuran ve oyun bozabilen iki başat devlet Türkiye ve İsrail’dir.
Çok uzun süre bu iki devlet yakın ve sıcak ilişkiler içindeydi.
İsrail savaş uçakları Konya semalarında “eğitim uçuşları” yapardı.
Türkiye’nin F-4 uçaklarının, tanklarının bakımı İsrail’de yapılırdı.
Rum ve Ermeni lobilerine karşı Amerika’da -en güçlü olan- Musevi lobisi, Türkiye’nin yanında yer alırdı.
TÜRKİYE BÜYÜK TEHDİT
Ya şimdi...
İsrail gizli servisi MOSSAD Başkanı Yossi Cohen “İsrail için Türkiye İran’dan daha büyük tehdit” dedi.
JISS (Jerusalem Institue for Strategy&Security) raporunun başlığı ise “21. yüzyılda İsrail (ve komşuları) için en büyük tehdit Türkiye.”
Rapor “Erdoğan’ın liderliğindeki Türkiye, bölgenin ve İsrail’in istikrarını tehdit ediyor” ifadeleriyle başlıyor.
Nereden nereye...
Bu rapor öyle sıradan bir düşünce üretim kuruluşundan değil.
Raporun altındaki imzalara bakın.
- Prof. Efraim Inbar: Bar Ilan Üniversitesi’ndeki görevinin yanı sıra İsrail ordusuna danışmanlık yapıyor. Chatham House üyelerinden.
- (E) Albay Erman Lerman: İsrail Milli Güvenlik Konseyi (E) Başkan Yardımcısı.
- Dr. Eitan Cohen: Moshe Dayan Center for Middle Eastern and African Studies adlı düşünce kuruluşunda Kürt uzmanı.
Raporda “İsrail’in Türkiye’ye karşı atması gereken adımlar” önerilmekte.
BORU HATTINA ENGEL
Raporda önce bir analiz var.
- “Soğuk savaş sonrası Türkiye dış politikada daha geniş bir hareket alanı buldu.”
- “ABD’nin ‘izolasyonist siyasetleri’ de Ankara’ya fırsatlar sundu.”
- “Türkiye’nin Irak, Suriye, Katar ve Somali’de kurduğu askeri üsler ve Balkanlar’daki faaliyetleri bölgesel istikrara tehdit oluşturuyor.”
- “Türkiye’nin Libya ile imzaladığı ‘MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) Anlaşması’ İsrail, Mısır ve Güney Kıbrıs’ın Akdeniz gazını, Avrupa’ya taşıma planları önünde engel.
Ve...
Bir de Türkiye’nin iç siyasetiyle ilgili şu değerlendirme yapılmış.
Erdoğan dönemi sona erdiğinde bile Türkiye’deki siyasi değişim ve dış politikasındaki yeni yönelim ortadan kalkmayacaktır. Uzun vadeli eğilimdir.”
AŞİL TOPUĞU EKONOMİ
Raporda “Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen Batı’dan uzaklaştığı” iddia edilmekte.
“Türk-Rus yakınlaşması” değerlendirmeleri de yapılmakta.
Son yerel seçim sonuçları için “AK Parti hegemonyasının değiştirilebileceğini gösteriyor” denilmekte.
“Türk seçmeninin önceliği ekonomi olacak” sonucuna varılmakta.
Ekonominin, Türkiye’deki iktidarın “Aşil topuğu” olduğu benzetmesi yapılıyor.
NÜKLEER SİLAHLAR
Raporda 2003 yılında Irak tezkeresinin reddiyle beraber “Türkiye’nin batıdan uzaklaşmaya başladığı” tahlili var.
Şu ilginç tespiti de sunuyorum...
“İncirlik üssü varlığını sürdürse de üste bulunan termonükleer silahlar yakın zamanda ‘bakım için’ taşınacak...”
Bu taşıma olayı bağlamında “ABD-Türkiye ilişkilerinde derin kırılmayı işaret ediyor” denilmekte.
“ABD’nin Türkiye’ye güvenmediği, Suriye’deki Kürtlerle yakınlaştığı” yolunda satırlar da var.
Sonuç:
1- İsrail, Türkiye’yi aktif düşman haline getirmeyecek siyasetler izlemeli.
2- Türkiye’nin mevcut lideri ile Türk toplumu arasındaki ayrımı belirleyen söylemler kullanılmalı. (Macron’un yaptığı şey. G.C)
................
Daha bir dizi ilginç satır var ama şimdilik bu kadar.
..................
Not: JISS raporu için Onur Sinan Gözaltan’ın ve Mercan Tutar’ın yazılarından da yararlandım.
YENİ ‘KIRMIZI KİTAP’
1947’de İsrail devleti kurulduğunda, ilk tanıyan devlet Türkiye olmuştu.
O yıllarda İsrail temel politikasını belirleyen “Kırmızı Kitap”ta “Türkiye bölgedeki en güvenilir dost” algısı vardı.
Kırmızı Kitap’ı yazanlar İsrail’in ilk Başbakanı David Ben-Grion ve 1969’da Başbakan olan Golda Meir’di.
Özetle şu strateji benimsenmişti.
İsrail’in etrafı ve komşuları Arap’tır.
Hiçbiri dost değildir.
İsrail devletinin devamı için bölgede Arap olmayan Müslüman devletlerle sağlam dostluk ilişkileri kurulmalıdır.
Bu ülkeler Türkiye ve İran’dır.
Arap ülkeler ve komşular, İsrail ile Türkiye ve İran arasında kalacaktır.
.....................
O yıllarda Türkiye, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü liderliğinde CHP iktidarı tarafından yönetilmekteydi.
İran’da ise Şah Pehlevi yönetimi vardı.
Ama artık...
Türkiye AK Parti tarafından yönetilmekte...
İran’da ise Şah yönetimi devrildi. Dine dayalı Mollalar rejimi var.
Mollalara göre “İsrail devleti yok edilmelidir!..”
Yani...
İsrail’in kuruluşundaki Kırmızı Kitap’ta yer alan “beka stratejisi” geçerliğini kaybetmiş bulunuyor.
İsrail bunun yerine bölgede Arap olmayan Müslüman Kürtleri ikame etme stratejisini benimsenmiş olmalı.
Hem güvenlik için, hem de “tehdit” olarak gördüğü Türkiye ve İran’a problem üretmek için...
....................
Bu arada ABD’nin bastırmasıyla BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Mısır’la “İbrahim Anlaşması”nı imzaladı.
Hem Museviler, hem Müslümanlar Hz. İbrahim soyundan gelmiyor mu!!!
Sonuç...
İsrail, Arap komşuları ve Ortadoğu ülkeleriyle de dostlar edindi.
Çift kat kaymaklı ekmek kadayıfı.
Ve...
Şimdi...
“Türkiye’yi tehdit olarak görmekte. Hem de İran’dan da büyük tehdit...”