Siyasete "futbol" parantezi...
Yöneticilerin kaldığı Grand Hotel'den Olympico Stadyumu'na doğru otobüsle gidiyoruz.
Otobüsün koltukları ve tavanı sarı - lacivert...
Otobüste bir ses yükseliyor: "Sigara içme yasağı kalkmıştır. Sigaralarınızı ve isterseniz sarı - lacivert koltukları da yakabilirsiniz!"
Kahkahalar yükseliyor.
Ve söyleşiler...
Genelde kanı; "Maçın berabere bitebileceği..."
Ama... Sonuç çok da sorun olarak görülmüyor.
Çünkü... Berabere de kalınsa, Salı günkü İstanbul maçı belirleyici olacak.
Ayrıca... Gene yönetimden aldığım izlenim; "Bu yıl Türkiye liginde şampiyonluğun ikinci plana alınmadığı..."
Geçen yıl kazanılan Avrupa başarılarından sonra Türkiye'de ikinciliği bir türlü içe sindirilememiş.
Olympico Stadı muhteşem.
86 bin kişilik... Bütün tribünler kapalı.
Ancak... Lazio'nun son haftalarda iyi performans göstermemesi sebebiyle taraftar kırkın.
Tribünlerde 30 bin dolaylarında seyirci var.
Bu görkemli stadı Lazio, Roma takımı ile birlikte kullanıyor.
Roma seyircisi daha fazla.
Lazio ise Roma'nın da içinde bulunduğu eyaletin adı.
Roma çevresindeki yerleşim alanları, yani Roma'nın taşrası Lazio'yu tutuyor.
Dün yayınlanan Republica Gazetesi'nde Lazio'nun Teknik Direktörü Zaccheroni ile dalga geçiliyordu.
"Onda Terim fobisi var!"
Galatasaray Milan'ı yendiğinde Milan'ı çalıştırıyordu.
Terim'in Fiorentina'sı gene onun çalıştırdığı Milan'ı yendi.
Şimdi de Terim'le birlikte anılan Galatasaray karşısında.
Gene yenilecek mi?
"Zaccheroni'nin, bu kompleks nedeniyle Lazio'yu iyi motive edemeyeceği" kanısı yaygın.
Galatasaray, Türkiye'nin dünya markası...
Bindiğimiz takside, girdiğimiz restoranda, dilimizi anlamayanlar "hangi milletten olduğumuzu" sorduklarında "Türküz" cevabını veriyoruz... "Aaaa Galatasaray" diyorlar.
Örneğin... Bundan birkaç ay önce Çin'deydim.
Şanghay'da dünyanın en yüksek oteli Hyatt'tayız.
Şanghay'da büyük bir şirketin sahibi olan Türk işadamı Mehmet Narin'le yemekteyiz.
Çinli garson, yanımıza gelip hangi milletten olduğumuzu sordu.
Mehmet Narin "bir kelime söyleyeceğim, gerisini sen tahmin et" diye cevap verdi ve yabancıların telaffuzuyla "Sukur" dedi.
Garson bir an duraksadı, sonra bilmece çözercesine sonuca şöyle gitti:
"Sukur...
Hakan Sukur...
Galatasaray...
Türksünüz."
Yani Galatasaray, Türkiye'nin alamet - i farikası...
Bir başka deyişle dünya markası...
Roma bir aşktır.
Yumuşacık havasıyla bir büyü gibi sarar insanları...
Bir tutkuyla bağlar kendine.
O nedenle... Roma'ya bir daha gelmek için Trevi çeşmesine para atmak geleneği vardır.
Ben bu kez, "Galatasaray'la daha nice Avrupa Şampiyonası'nda tur geçme maçları için Roma'ya gelmeyi" dileyerek çeşmeye para atacağım.
Arkamı dönerek parayı havuza düşecek şekilde fırlatarak... Yani tam usulüne göre.
Dünyanın en iyi kulüpleri listesinin en ön sıralarında yer alıyor.
Üstelik... Galatasaray'a adeta sihirli bir değnekle dokunmuş olan Fatih Terim de 8 yıldız futbolcusunu kaptırmış olmasına rağmen.
Ama... Gene Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde kendi grubunun önlerinde...
Ligde lider.
Galatasaray'ın çizdiği grafik, - dün Lazio karşısındaki kılpayı sonuca rağmen - bir örnektir.
Salı akşamı galibiyetle, gene de turu aşabilir.
Avrupa Birliği'nden olumsuz sesler yankılanırken, Türkiye'yi yönetenler de "aynı iddia kulvarına Türkiye'yi tümüyle sokabilme tutkusunu" yüreklerinde hissetmeliler.
Çıtayı yükseğe koymalılar.