Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün, öğle yemeğinde Fatih Terim'le yanyanaydım.
Futbol tarikatının "insancıl" gurusu...
"Orada kalmak mı, yoksa burada, yurtta hizmete devam mı?" dedi.
Kavşağa vardığı hissediliyordu.
"Hoca, Milan'da memnun musun?" diye sordum.
Cevabı "Milan çok değişik bir kurum" oldu.
"Çok mu oyun dönüyor?" dedim.
Acı güldü.
"Milan çok farklı, çok farklı" dedi.
"Oyuncuları biz almıyoruz, yönetim alıyor. Oyuncular çok zengin" diye sürdürdü sözlerini...
Yani, her biri on milyonlarca dolar sahibi, çok havalı yıldızlar bunlar... Üstelik... "Fulbolcuların alınışları ve satılışları için karar yönetimde." Teknik direktörün elinde tutacağı ip, neredeyse yok...
Milan'la ilişkilerinde "sonun yaklaştığı" hissediliyordu.
Ama... Bu denli erken bir yol ayrılığı beklediğini sanmıyorum.

Kaybeden Milan oldu.
Fatih Terim, Avrupa'
da ve Türkiye'de her zaman, her kulübün başında taşıyacağı bir hoca... Adam gibi adam...
Dün, onun kurumsallaşan imajına bir kez daha tanık oldum.
Sabah saatlerinde, İstanbul'da 5 yıldızlı bir otelin balo salonundaki sıralar tıklım tıklım doluydu.
1000 dolaylarında işadamı ve işkadını, Fatih Terim'i dinlemek için 833'er dolar ödemişler.
Hem de şu bunalım döneminde...
Fatih Terim, sahnede yaka mikrofonuyla dolaşarak konuşuyor.

Konusu:
"TAKIMDAŞLIK
Sporda Ve Şirketlerde Kazanan Takımlar"
İşadamları ve işkadınları bunalımı aşmak için, şirketlerine "TAKIMDAŞLIK" kavramından esin arıyorlardı.
Ayakta kalmak ve başarmak zorundalar...
Adeta Fatih Terim'den "sihirli değnek formülünü" bekliyorlardı.
Terim'in "'kriz' kelimesini kullanmayın... 'Kriz' diye bir sözcüğü unutun. Bunalımı 'kriz var' psikolojisiyle derinleştirmeyin" söylemi, salonu elektriklendiren mesajdı.
Bir de örnek verdi.
"Bu 'kriz' lafı, tıpkı 'eksik' sözcüğü gibi...
Futbol takımının teknik direktörü
'eksiğimiz vardı' diyemez. Ne demek eksik?
Karşı takım 11 kişi, siz de 7 kişiyle mi oynadınız?
11 kişiyle oynadıysanız eksik yoktur. Eğer
'4 kişiyi adam yokluğunda oynattık' gibi bir mantıkla 'eksiktik' deniyorsa, o zaman o 4 oyuncuya da hakaret etmiş olursunuz.
Krizde de öyle.
Yani... Başarı hep iyi ekonomik koşullarda mı olur?
Nasıl ki futbolda sakatlar olsa da, yağmur - kar yağsa da, yerler ıslak olsa da çıkıp oynanıyor... Ekonominin iklim bozukluklarında da çıkıp oynayacaksınız ve kazanacaksınız.
Hayat cesur ve iyimser olanlarındır.

"Ve kararı futbol takımında da, şirkette de direktör verir.
Siz hiç tribünlerden futbolculara
'istifa' diye bağırıldığını duydunuz mu?
Sadece antrenörlere bağırılır.
Kötü sonuçlardan sonra futbolcunun değil, antrenörün işine son verilir.
(Sanki birkaç saat sonrasının Milan açıklamasını sezmiş gibi.)
O halde... Antrenör ve şirket yöneticisi, son sözü söyleme yetkisine sahip olmalı."

Terim konuşmaya başlamadan önce kahve molası verilmişti.
Son yılların başarılı genç bir işadamıyla laflıyorduk...
"Krizde nasılsın?" diye sordum...
Cevabı "CANI - VAR gibi" oldu.
Yani... "CANAVAR gibi" değil...
"Herşeye rağmen hala CANIM VAR... Hala ölmedim" mesajı!
Kahve molasından sonra Fatih Terim'i dinledi.
Çıkışında şöyle konuştu:
"CANI - VAR gibi değil, CANAVAR gibiyim.
Ofise gidiyorum.
Çalışma arkadaşlarıma
'ayağımı frenden çektim, gaza basıyoruz' diyeceğim."
Söyleşimize bir başka işadamı katıldı:
"Fatih Hoca doğru söylüyor. Ne demek kriz?..
Kötü havada şehir hatları vapuru sefer yapmaz mı?
Kriz mriz dinlemeyip bu koşulların içinde çözüm üretmeliyiz, başarmalıyız..."
Elbette "salondaki 1000 kişinin tamamı, bu söylemle makas değiştirmiştir" diye bir iddia olamaz.
Ama... Terim, bazılarının kafasında voltaj patlamaları yapmıştı.
Umut yollarını aydınlatmıştı.