Sudan’da biri ülkenin Başkanı, diğeri Başkan Yardımcısı olan iki komutan arasında “post kavgası…”
Başkan ve Genelkurmay Başkanı El Burhan “ülke yönetimini sivillere devretmemek için direniyor.
Onu aynı Harp Okulu’ndan mezun olduğu sınıf arkadaşı Mısır Devlet Başkanı General Sisi destekliyor.
Suudi Arabistan ve İsrail’le de iş birliği halinde.
Cumhurbaşkanı statüsündeki Askeri Konsey Başkanı El Burhan’a karşı olan Yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalo (“Hemedti” diye anılıyor) ise “Hızlı Müdahale Birliği” adlı 100 bin kişilik milislere komuta etmekte.
Hızlı Müdahale Birliği’ni, ülkenin 30 yıl boyunca diktatörü olan -Müslüman Kardeşler’den- Ömer El Beşir kurmuştu.
Düzenli ordu, kırsalda, köylerde, aşiret etkisi altındaki uzak topraklarda savaşmak için yetersiz kalıyordu.
Kabilelerden, kırsaldaki köylülerden, “çapulcular” denebilecek gruplardan derlenen milis kuvveti Ömer El Beşir’in taşradaki gücü olmuştu.
DEVE ÇOBANI
Ömer El Beşir 2019’da görevden alınıp hapse atıldıktan sonra General El Burhan milisleri dağıtmadı/dağıtamadı. Başındaki bir azınlık kabilesinden “deve çobanı” olarak mütevazı kökene sahip ama “general” rütbesi verilen Hemedti’yi kendine yardımcı yaptı.
Aralarında zaman zaman sürtüşme olsa da iki yıl geçinebildiler.
Ancak…
2021’de El Burhan, yönetimi sivillere devretmeye yanaşmayıp ayak sürümeye başladı. “Hemedti”yi de bertaraf etmek ve “tek adam olmak” niyetlerini saklayamaz hale geldi.
Sudan’ı yönetmek, bütün imkânlarından faydalanmak El Burhan’a tatlı gelmişti.
Buna karşılık Hemedti de Sudan’ın “altın madenlerini güvenlik altına almak” misyonunu servet çeşmesine dönüştürmüştü.
Bunun için Rus paralı asker örgütü Wagner Grup’la iş birliği bile yapmakta.
Yani…
Olay artık “güç” ve “servet” için bilek güreşine dönüşmüş bulunmakta.
Başta ABD ve İsrail olmak üzere Suudi Arabistan, BAE ikisini barıştırmak için uğraşıyorlar.
Fakat şu aşamada fazla umut yok gibi…
Hemedti zırhlı araçlardan oluşan bir filoya ve insansız hava araçlarına sahip.
Amacı “hayatta kalarak ülkede anayasal bir role sahip olmak…”
Kendisinin ve örgütünün dünyadaki imajını parlatmak için Kanada ve İngiltere’de halkla ilişkiler firmaları kiraladı.
AFRİKA’NIN KAPISI
Sudan, Kızıldeniz’e olan kıyısıyla “Afrika’nın kapısı” olarak tanımlanıyor.
Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır’la birlikte Sudan da Osmanlı’nın egemenliğine girmişti. (1517)
Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle Mısır ve Sudan’ı İngiltere Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayırdı.
Lozan Antlaşması’yla Sudan İngiltere egemenliğindeki Mısır’a bağlandı.
1956’da Sudan Mısır’dan bağımsızlığını ilan etti.
Sudan’da büyükelçilik açan ilk ülkeler arasında Türkiye de yer aldı.
…………………
AKP iktidara geldikten sonra Recep Tayyip Erdoğan, Sudan’ın başındaki Ömer El Beşir ile yakın ilişkiler kurdu.
Türk iş adamlarının Sudan’da 650 milyon dolarlık yatırımları var.
Türkiye Sudan’da topraklar kiraladı ve ortak çiftlikler kuruldu.
Ve…
Sudan’a ait, Kızıldeniz’deki Sevakin Adası’nı da Türkiye 99 yıllığına kiraladı.
1517’den sonra Osmanlı’ya ait olan bu adayı Türkiye’nin kiralaması bölgede farklı yorumlanmıştı.
Kızıldeniz’de ABD, Çin, Fransa, Japonya, İtalya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin askeri üslerinin bulunması gibi “Türkiye’nin de Sevakin Adası’nda askeri üs kuracağı” yolunda yorumlar yapıldı.
Ancak…
Türkiye adadaki camileri, tarihi yapıları onarmakla başladı Sevakin’deki varlık gösterisine.
CİN YAPISI
Sevakin Adası’nın tarihi Süleyman Peygamber’le başlıyor.
Saba Melikesi Belkıs’ın da izleri var.
Geniş hayallere imkân veren geçmişiyle bir simge.
Adı için çeşitli rivayetler yazıldı.
Süleyman Peygamber döneminde “insanlardan ve cinlerden (!!) kanuna aykırı davrananlar bu adada hapis cezasına” çarptırılıyormuş.
Sucun o dönemde “hapishane” demekmiş.
“Sevakin” adının da buradan türediği iddia edilir.
Bir de adadaki mimari eserlerin yüksek olması nedeniyle bu yapıları “Cinlerden başkası yapamaz” anlamına gelen “Seva-Cin (Cin Yapısı)” ifadesinin “Sevakin’e” dönüştüğü de kayıtlar arasında.
Ne olursa olsun, tarihi zenginliğiyle daha 100 yıla yakın süre Türkiye’nin sayılabilecek bir adamız var Kızıldeniz’de.
Fakat…
Gene de bazı kuşkulara işaret etmeliyim.
Çünkü Ömer El Beşir’in iktidardan indirilerek hapse atılmasından sonra yeni yönetimin başındaki General El Burhan Sevakin için özel bir açıklama yapmadıysa bile “Anlaşmalarımıza sadığız” gibi genel bir ifade -adanın geleceği için- Türkiye’de olumlu yorumlandı.
Şimdi ise durum karışıyor.
İki komutandan hangisi Sudan’ı yönetecek?
Özellikle “alaylı” Hemedti şansı az olsa da yönetime geçerse “Devlette esas olan devamlılıktır, ahde vefadır” ilkelerine sadık kalır mı?
Dileriz ki Türkiye, BM, ABD, Suudi Arabistan, BAE’nin çabalarıyla bu kanlı çatışma durdurulsun.
Yoksul halk birbirini kırmasın.