Dilek Çetinalp...
İki yüksek okuldan diplomalı... Hacettepe Üniversitesi Protez ve Ortez bölümü ile Kocaeli Üniversitesi Yüksek Ebelik bölümünden diploma almış. "Bugün benim doğum günüm. Armağanım işsizlik" diyor. Sağlık Bakanlığı ve SSK'dan iş başvurularına cevap bekliyor.
Mesut Çamaçıkan...
Onun da iki mesleği var... Garson ve berber. Özal'a ve Demirel'e servis yapmış. O da işsiz. Çocuğu yüksek ateşli hasta. Doktorun yazdığı ilaçları almak için borç arıyor. "İnsan yerine konulacağımız bir siyasal sistem oluşsun... Bu uğurda çocuğumu bile kaybetmeye razıyım" diyor.
Şimdiki çocuklar harika
Söze Mehmetçik İlköğretim Okulu 8.sınıf öğrencisi Eda Saç giriyor...
"Tabii gitsin bu liderler. Hepsi dinazor. Ecevit de artık eşiyle birlikte kenara çekilip nostalji yapsın. Kendi sağlık problemleri var. Türkiye'yi nasıl iyileştirsin? Bir tek Kemal Derviş şimdilik iyi görünüyor. Ötekileri artık kimse istemiyor. Sistem değişmeyince herkes kapağı yurtdışına atmak istiyor, beyin göçü oluyor."
Eda, büyüyünce Çetin Altan gibi bir gazeteci yazar olmak istiyor.
Gençler yakınıyor: "Burası Türkiye'de nüfusuna göre en fazla cafesi olan kent. Çünkü... İş yok. Üniversite okuyanlar kadar üniversite bitiren işsizler de cafelere takılıyorlar."
Üniversitelerde en yüksek kontenjan Fen ve Edebiyat bölümlerine...
Ama... Onlara bir çeşit öğretmenlik sertifikası olan formasyon verilmiyor. Yani öğretmen üretiliyor ama onlara iş verilmiyor. Oysa çoğu okullarda öğretmen açığı var.
Hangi lig
Gençlerden ilginç bir yaklaşım daha...
"Denizlispor birinci ligde oynuyor, Balıkesirspor bu yıl amatör lige düştü. İşte ekonomideki durumun aynası budur. Ekonomisi güçlü olan kentin takımı da birinci ligde oluyor."
Balıkesir'de işsizlik gerçeği için simgesel bir örnek yansıtayım...
Semanur Kip...
Buhar kazanı üreten bir kuruluşun sahibi ve yöneticisi... Karizmatik bir hanım. Krizden önce 4 atelyesi varmış ve 65 kişi çalıştırıyormuş. Şimdi diğerlerini kapatmış, tek atelyede 6 kişiyle ayakta durmaya çalışıyor.
Balıkesir için Serhan Kutlu Özoğlu "en büyük köy" diyor.
Balıkesir'de sanayi neredeyse yok.
Gelmek isteyenler de adeta görünmez bir el tarafından geri çevriliyormuş.
Örneğin... TOYOTA ve PEUGEOT.
Vahalar
Balıkesir'in 11 adası ve herbiri cennet ilçeleri var.
Gönen, Ayvalık, Altınoluk, Edremit, Erdek ve diğerleri...
Oralarda sanayi de var, tarım da, turizm de...
Ama... Hiçbiri "Balıkesirliyim" demiyor... "Ayvalıklıyım, Gönenliyim, Erdekliyim" gibi bir alt kimliği yeğliyorlar.
Yöre, müthiş bir jeotermal potansiyele sahip... 97 derecelik radyoaktivitesi en yüksek yeraltı suları ile kaplıca turizmi gelişmiş.
Gene bu ilçelerdeki tatil konutları nedeniyle Balıkesir'in nüfusu yazın 15'e katlanıyor.
Sofralık zeytin, sadece bu yörede üretilmekte. Zeytinyağı sanayi, yörenin can suyu.
Çeşitli madenleri var. Türkiye'nin bor madenlerinin yarısı Balıkesir'de.
Hayvancılık ve tarım çok gelişmiş.
Bu cennet gibi ilçelerde hayat çok güzel.
Ayvalık'ta gün batarken Şeytan Sofrası'na oturup o güzelliği, gümüş tepsi gibi adaları seyretmek harikulade keyiftir.
Derler ki; "Şeytan, Adem ile Havva'yı elma ile kandırdıktan sonra Cennet'ten kovuldu. Çok aradıktan sonra kendi cennetini şimdi 'Şeytan Sofrası' diye anılan o güzel tepecikte buldu."
Orada şeytan taşlamak adettir. Balıkesir'i kurutan şeytanları değil de, o varolmayan şeytanı taşlamak hangi akla hizmetse!..