Bu resim Bedri Baykam’ın Bodrum Turgutreis’teki Şevket Sabancı Müzesi’nde düzenlenen sergisinden.
Bedri Baykam’ın özgün 4 boyut tekniğiyle ağlarla buluşan
top çalışması.
Öyküsünü güncel olaylarla birlikte anlatayım...
..................
Cuma gecesi Fenerbahçe uzatmaların son dakikasında attığı golle Başakşehir
“büyük engelini” aştı.
Puan cetveline bir
3 daha yazdı.
Galatasaray ise son dakikada yediği golle Konyaspor maçından berabere ayrıldı.
Puan cetveline 2 haftada sadece “1” yazdırabildi.
...................
Son dakikalar hatta son saniyeler maçın kaderini değiştirebilir.
Çok yıllar önce Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geçmiş olan Şenol ve Birol harikalar yaratıyordu.
Fenerbahçe tribünleri “Şenol... Birol... Gol” sloganıyla yankılanırdı.
Fenerbahçe - Beşiktaş derbi maçı...
Gözler Şenol-Birol ikilisinde...
Eski takımlarına karşı nasıl oynayacaklar!..
Maçın bitmesine 5 saniye var...
Gerisini Bedri Baykam anlatıyor:
17 Şubat 1964 yılında
eski adıyla Mithat Paşa Stadı’nda gündüz oynanıyor maç... Şenol, son saniyede ünlü kaleci Özcan Arkoç’un koruduğu Beşiktaş kalesine ceza sahası çizgisi dışından bir füze sallıyor.
Gol...
Fenerbahçe o golle maçı son anda 1-0 kazanıyor. Maç futbol tarihimize “santrası yapılmayan gol” olarak geçiyor.
İşte o resimde o anı ölümsüzleştirdim.
O yıl Fenerbahçe şampiyon oldu.
....................
Görüyorsunuz ki santrası yapılamayan son saniye golü bir takımı şampiyon yapabiliyor.
Kupayı hedefleyen büyük takımlar bu gerçeğin bilincinde olmalı.
30 saniye kalmış,
40 saniye kalmış kendi kalenin önünde ayaktan ayağa top dolaştıracağına, vur karşı sahaya, rakip kaleyi bile
aşsın gitsin...
Fatih Terim’in son dakika goller için gazetecilere şöyle bir söylemi vardı:
“Son dakikalar
90 dakikanın içinde değil mi?”
Sadece gol yememek değil gol atmak için de son dakika, son saniyeler kritiktir.
Terim bunu bir sohbette “1 dakikada karşı kaleye iki akın yapılabileceğini” söyleyerek vurgulamıştı.
....................
Büyük kulüplerin “özgün değerleri” vardır.
Büyük bir siyasi partinin oyları kadar taraftara sahiptirler.
Taraftar desteği “oyuncuyu besleyen enerjidir.”
Sinerjidir de...
“Galatasaraylılık ruhu”, “Fenerbahçeli ruhu”, “Beşiktaşlı ruhu” gibi...
Fatih Terim gibi efsane hocaların nefesleriyle futbolcunun hücrelerine siner.
......................
Ne yazık ki son maçlarda, 6 yaşından beri taraftarı olduğum ve Divan Kurulu Üyesi olarak camianın içinde bulunduğum Galatasaray bana üzüntü veriyor.
Fatih Hoca soyunma odasında, saha kenarında
ateşi yakıyor.
Ama bu kıvılcımları sahaya yayan, oyunculara ileten, heyecan iletkeni lider futbolcu ya da futbolcular yok.
Çağımızda zaten bu faktör giderek etkinliğini kaybetmekte ve onun yerini “ciddi ve iyi profesyonellik” almakta ama ne yazık ki orta kalitede, emekliliği yaklaşmış, son demlerini Türkiye’de değerlendiren topçularla olmuyor.
Ligin henüz başındayız.
Gene de ilk izlenimlerim Galatasaray için böyle.
Başkan Ali Koç’un ise Fenerbahçe’nin şansına ivme kazandırdığını düşünüyorum.