Putin el yükseltti
10 yıl hapsi göze alarak Rusya’nın en popüler sanatçılarından biri (sosyal medyada 3 buçuk milyon takipçisi var) Alla Pugacheva bir açık mektup yayımladı.
Lazer gibi keskin ve etkili satırları şöyle:
Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı’na İtiraz
Lütfen beni sevgili ülkemin “yabancı ajanları” saflarına kaydedin, çünkü kocam, dürüst, iyi ve samimi bir insan, Rusya’nın gerçek ve yozlaşmaz bir vatanseveriyle dayanışma içindeyim.
Ülkemizi parya yapan ve vatandaşlarımıza hayatı zorlaştıran hayali hedefler yerine anavatana refah, barışçıl yaşam, ifade özgürlüğü diliyorum.
Ve…
İnsanlarımızın ölümünün sona ermesini…
Alla Pugacheva
Pugacheva, Putin tarafından kabul edilen, iltifat gören bir kadın sanatçıydı.
Satırlarının kamuoyunda büyük yankıları oldu.
Hoşnutsuzluğun özellikle aşırı sağda ve entelektüeller arasında daha yüksek frekanslarda seslendirildiğinin de altını çizeyim.
…………………..
Aslında….
Bu açık mektup Putin’in geçirdiği “zor haftanın” sadece bir parçası.
Şanghay Örgütü Zirvesi’nde kendisine yakın bildiği Çin ve Hindistan devlet başkanları tarafından da açıkça eleştirildi.
Putin’e “Ukrayna’ya açtığı savaşın hiç de zamanı olmadığı, bu savaşın körüklediği gıda ve enerji enflasyonunun 2.7 milyar nüfusa zarar verdiği” açıkça söylendi.
Dünkü Le Monde’da Putin’in Semerkant Şanghay İşbirliği Zirvesi’nde maruz kaldığı bu tavırlar “Zayıflık belirtileri ortaya çıkar çıkmaz jeopolitik acımasızdır” kelimeleriyle yorumlanıyor.
Ayrıca…
“Azerbaycan-Ermenistan ve Kırgızistan-Tacikistan” çatışmalarında Putin’in düşük profilli “barışçıl çözüm” çağrıları yapmakla yetinmesi de zor geçen haftanın diğer bileşenleri.
Ardından BM Genel Kurulu’nda iyice hırpalanması beklenirken “bir çıkış yapması” belki de zorunluydu.
Ve…
Bunu yaptı.
SEFERBERLİK VE ÖTESİ
BM’nin ilk günü, Putin “ulusa sesleniş konuşmasında” kükredi:
“Rusya toprakları tehdit altındaydı. O halde yarı seferberlik ilan edilmeliydi. 300 bin kişilik bir kuvvet oluşturulmalıydı. Bu düzenlemeye uymayanlar ağır hapis cezasına çarptırılacaktı…”
Putin’in açıkladığı bu kararın kanunlaşması için meclislerden geçmesi ve en son kendisi tarafından imzalanması gerekiyor.
Ve tahmin edilebileceği gibi tepkiler anında geldi.
İstanbul’a uçakların bilet satışları tükendi.
Karar kanunlaşıncaya kadar paçasını kurtarmaya çalışanlar kapağı yurt dışına atmaya çalışıyor.
Diğer Avrupa ülkelerine uçuşlar olmadığı ve Schengen vizeleri de geçerliğini yitirdiği için İstanbul ya da Türkiye diğer havalimanları askere yazılmak istemeyenlerin -genellikle- tek kaçış yolu.
“MIŞ” GİBİ
Savaş yedi aydır Ukrayna topraklarında sürmekte.
Peki, Rusya toprakları nasıl oluyor da tehdit altında?
Senaryo çocukların bile anlayabileceği kadar basit.
Rusya’nın Ukrayna’da şimdiye kadar işgal ettiği topraklarda “Rusya’ya katılma referandumu” düzenleniyor.
Luhansk, Donetsk, Harkov ve Zaporijya…
Bunlardan Luhansk ve Donetsk zaten Ukrayna’dan ayrılan halk cumhuriyetleri olarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi.
Referandum oylamaları cuma günü başlayacak, dört gün sürecek.
Sandıklarda Rusya Federasyonun Kurucu Varlıkları olarak Rusya’ya “ilhak kararı” çıktığında, Putin’in eline bir “hukuki, meşru, dayanak” geçiyor:
“Bu topraklar Rusya’nındır, Ukrayna ya da başka güçlerin bu topraklara girmeye teşebbüs etmeleri halinde her türlü silahı kullanabilirim!..”
ZURNANIN DELİĞİ
İşte burası zurnanın akortsuz ses verdiği delik.
Çünkü…
“50-100 km çapında hayat bırakmayacak bir küçük taktik bölge nükleer silahı kullanabilirim” mesajı var.
Tam da Ukrayna kuvvetleri Harkov kentinin varoşlarına kadar ilerlemişken…
Harkov’u ele geçirmek için karşı saldırıda ikinci atağı başlatmak üzereyken…
Putin, “böyle bir durumda gerçekten nükleer silah kullanır mı?”
Kimilerine göre -örneğin Sırbistan Cumhurbaşkanı’na- 1-2 ay içinde patlayabilecek dünya savaşının eşiğindeyiz.
…………………….
Ben -Putin’in blöf yapmadığını ve ifadesindeki gerçeklik payının bilincinde olmakla beraber- “O aşamaya henüz çok yakın değiliz” diye düşünüyorum.
Ukrayna’da daha fazla sıkışırsa ve Rusya’da hayat kendisi için daha da zorlaşırsa, Putin önce “nükleer silahı kapsayan tatbikatlar yaparak ciddi olduğunu vurgulamayı” deneyecektir.
Barış içinde atılan en riskli ve son zarlar!..
Bunlar olurken yaptırımlar Türkiye’nin kapısına vuruşlarını daha sertleştirerek, daha da sıklaştırarak kendini dayatacaktır.
