Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Öteki KKTC'den söylemlere devam...
" - Kıbrıs güvenlik güçlerindeki Kıbrıslı Türk subaylar, neden en çok albaylığa kadar yükselirler ve neden general olamazlar?
...
- Neden komutan hep Türkiye'den gönderiliyor?
...
- KKTC'nin Merkez Bankası Başkanı, neden Türkiye'den?
...
- KKTC polisi, neden adadaki Silahlı Kuvvetler'e bağlı?"
Bunlar, dün yansıttığım gençlerden soruların ötesinde, onları da etkileyen siyasetçi soruları...
Çoğunluğun sesi olmasa da artık bir öteki KKTC'nin oluşum sürecinin düşündürücü işaretleri...
Elbette bu soruların yanıtları vardır.
Örneğin...
TSK'da 50 bin subay var. Bunlardan kaçı general olabiliyor?
KKTC yurttaşlarının bırakın subaylarının sayısını, tüm nüfusu dahi sadece 100 bin...
Ama... Her alanda, rakkamlar ölçüt değildir ki...
Siyaset psikolojisi de önemli.
Ayrı bir devlet yapısı tanınan KKTC, artık kağıt üzerindeki statüyle yetinmiyor.
Topraklarında kendi iradesinin geçerli olması isteğini dile getirmeye başlamış.

Stratejiler çizilirken, KKTC toplumundaki psikolojik değişimler dikkate alınmalı.
"Her bedeli ödemeye hazırız" ya da "ilhak" söylemleri, ada insanlarının görüşleriyle tam örtüşüyor mu?
Ayrıca... Psikolojik değişimin ötesinde yaşam koşulları da handikap.
Özellikle gençlerin geçmişle bağlarını zayıflatarak AB pasaportuna yönelişleri, ekonomik nedenlere dayanmakta.
7 sıfırlı TL banknotlarına... Türkiye'den ithal edilen enflasyona... Rum Kesimi 15 - 20 bin dolar fert başına milli gelire ulaşmışken, kendi topraklarında fert başına 2 bin 500 dolara çakılı kalmasına tepkileri var.
Bunları dinlemek ve olumsuzlukları saptamak, gerçekten acı veriyor.
Üstelik... Kıbrıslı Türkler ile Türkiye arasında nifak tohumu atmak isteyenlerin ekmeklerine yağ sürülüyor.
Herhalde 25 yıl boyunca uygulanan politikalar doğru olsaydı, sonuç böyle olmazdı.

Öteki KKTC'den şöyle çözüm önerileri var:
"Aland Adaları, Finlandiya coğrafya sınırları içinde özerk statüye sahiptiler.
AB, Finlandiya'yı tam üye yaparken Aland Adaları'nın bu özerk statüsünü de kabul etmiş ve güvence vermiştir."
KKTC'
de bir kesim, "Aland Adaları formülünün Kuzey Kıbrıs Kesimi için Federe Devlet olarak uygulanabileceğini" öne sürüyor.
Onlar... "AB, Kıbrıs Federe Devleti'nin özel statüsünü de tanıyarak Kıbrıs'ı bütün halinde içine alabilir. Bu özel statüye AB güvence verir" diyorlar.
"Böyle bir formülün Türkiye tarafından onaylanmasını ve Türkiye ek güvencesinin de şart olduğunu" vurguluyorlar.
Tabii... Türkiye'nin yararları için stratejik değerlendirmeler, bu sütunun çerçevesini aşan boyutlarda.
Burada sadece herşeyin eskisi gibi olmadığını yansıtmak istedik.
"Kıbrıs Birleşmiş Devletleri" gibi söylemler de dile getiriliyor.
AB Komisyonu Başkanı Prodi'nin Kıbrıs Rum Kesimi'ne yaptığı ziyaret sırasında söylediği "siz aranızda anlaşın, biz özel statüleri de kabul edecek uyumu gösteririz" sözleri, belki de bu yeni formüllere ışık yakıyor.
Gri bölgeler için dirsek teması sezilmekte.

Oldu bittilerin sonuç vermeyeceği belki de görülmüştür...
AB, Türkiye'ye rağmen Kıbrıs'ı üyeliğe kabul ederse... Sorunu da içine almış olacaktır.
Sorun, Yunanistan - Türkiye ilişkilerine de yansıyacaktır.
"KKTC'li Türkler'e AB pasaportu verilerek içten fetih politikası", çıkar yol değil.
Türkiye'den oraya çok daha fazlası gelir... Rumlar ve AB için sorun, daha da çözülmez hale dönüşür.
Ve daha bir dizi sonu çözümsüzlüğe ulaşacak zincirleme reaksiyonların süreci yaşanabilir.
"Öteki ada"dan bir şiir:
"Yurdumuz ikiye bölündü ve biz
telörgülere takıldık - hem Türk hem Rum olan melezler.
...
Taraf seç taraflardan
Türk müsün Rum mu
Araf geçmez aralarından.
Kendime dönüp insanı sordum."