15 Temmuz FETÖ darbe girişimi “cemaatlere olan güveni” azaltmış...
İlahiyat Profesörü Hilmi Demir “sadece FETÖ cemaatine değil bütün dini cemaatlere” diye açıklıyor. (*)
Bu söylediklerinin saha araştırma sonucu için dün “Optimar’ın Türkiye’nin Nabzı 15 Temmuz Özel Araştırması” sonuçlarını gönderdi. Soru şöyle:
“15 Temmuz darbe girişimi cemaatlere güveninizi/ bakışınızı olumsuz etkiledi mi?”
Cevaplar...
- “Hayır, etkilemedi. Eskiden de güvenmiyordum, yine güvenmiyorum. (Yüzde 54.6)”
- “Evet, etkiledi. Eskiden güven duyuyordum. Artık duymuyorum. (Yüzde 24.5)”
- “Hayır, etkilemedi. Eskiden de güveniyordum, hâlâ güveniyorum. (Yüzde 8.5)”
- “Cevap yok / fikri yok / bilmiyor (Yüzde 12.4)”
...................
Yüzde 54.6 üzerine yüzde 24.5 eklendiğinde yüzde 79.1 oranında “olumsuz tavır” var.
15 Temmuz darbe girişimi “cemaatlerden yüzde 25’e
yakın bir uzaklaşma etkisi yapmış” görünüyor.
Prof. Ali Çarkoğlu bu cevapların içinde “korku” faktörünün de dikkate
alınması gerektiği görüşünde.
“FETÖ’cülerin takibi ve yaptırımlar” cevaplarda bir
ölçüde etkili olabilir.
Ama...
Başka araştırma sonuçları da Optimar’ın ortaya koyduğu “uzaklaşma” eğilimiyle örtüşmekte.
Şöyle ki...
LAİKLİK YÜKSELİŞTE
Radikalleşme ve dini kültürel kimlikler üzerinde araştırmalar yürüten ve başında Prof. Hilmi Demir’in bulunduğu TEPAV’ın (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) aldığı saha sonuçlarına göre “daha seküler (laik) bir topluma dönüşüyoruz.”
Sorular ve cevaplar şöyle...
- “Hukuk sisteminin şeriat kurallarına göre olmasını tercih eder misiniz?” (Yüzde 18 Evet...)
- “Laik bir ülkede yaşamaktan memnun musunuz?” (Yüzde 81 Evet...)
Aynı sorular 2016’da da sorulmuş o zaman “şeriat hukuku isteyenlerin” oranı yüzde 23’müş...
“5 yılda, yüzde 5 düşüş” var. (Prof. Dr. Demir ilginç bir saptama yapıyor. Yargı sistemindeki uzamalara tepki de bu “şeriata evet” cevaplarında etkili olabilir.)
2016’da yapılan araştırmada “laik ülkede yaşamaktan memnun olanların” oranı yüzde 75’miş...
5 yılda “laik yönetimden memnuniyet” oranı yüzde 6 artmış.
Yani...
Yukarıda yansıttığım “Optimar araştırmasının cemaatlerden uzaklaşma eğilimini” bu sonuçlar da destekliyor.
Gerçi “Demokratik bir ülkede yaşamaktan memnun musunuz?” sorusunun cevabı yüzde 81...
Oysa...
2016’yüzde 83’müş.
“Demokrasiden memnuniyette” yüzde 2’lik bir düşüş var gibi görünüyorsa da bu “artı eksi yüzde 3 puanlık hata payı” içinde değerlendirilebilir.
BAŞÖRTÜSÜ, ORUÇ, NAMAZ
Kadınlarda başını örtme oranındaki düşme dikkat çekici...
2016’da “Başınızı örter misiniz?” sorusuna “Evet” cevabını verenlerin oranı yüzde 63’müş.
2020’de ise bu oran yüzde 58’e düşmüş.
Özellikle, Prof. Demir’e göre üniversiteler ve kamu alanlarında başörtü sorununun kalkmış olmasıyla ilişkili olabilir bu sonuçlar.
.................
- “Çok önemli bir engelim yoksa ramazanda her gün oruç tutarım” cevabını verenlerin oranı yüzde 57.
2016’da yüzde 55’miş.
Ama...
2011’de bu oran yüzde 72 gibi neredeyse Türkiye nüfusunun 3’te 2’sini işaretliyormuş.
- “Çok önemli bir engelim yoksa tüm vakit namazlarını kılarım” diyenlerin oranı 2016’da yüzde 40’mış.
2020’de ise yüzde 37...
Ama...
10 yıl önce 2011’de de yüzde 40’mış.
Oruç tutmadaki düşüş bazen “yaza denk gelmesiyle doğru orantılı” olabilmekte.
DİNDAR TOPLUM
“Herhangi bir dine inanıyor musunuz?” sorusuna katılımcılarının yüzde 97.98’i “Evet” cevabını vermiş.
Hayır diyenlerin oranı yüzde 2.02...
İnananlara “Hangi dine inanıyorsunuz?” sorusuna “Müslüman” cevabı verenlerin oranı yüzde 99.87.
Diğer inançta olanlar ise yüzde 0.13...
Bu durumda TEPAV “Türk toplumunun demokrasi ve laikliği destekleyen bir dindarlığı olduğunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz” tanımını yapıyor.
“Bu destek de azalmıyor, hatta 15 Temmuz’dan sonra 2-3 puan daha artmış görünüyor” diye ekliyor. Merhum Necmettin Erbakan hocanın “katı sofular” dediği, TEPAV’ın ise “selefiler” olarak adlandırdığı kesim yüzde 1.5 dolaylarında. Aslında, “DAEŞ cihatçı mı?” sorusuna gelen cevapların oranı yüzde 8.7. Ama bunlar arasında “tepki nedeniyle olumsuz evet” diyenlerin ve farklı nedenlerle bu oranın içinde yer alanların ayrıştırılması sonucu “selefi çekirdek”
belirttiğim gibi yüzde 1.5.
TÜRK KADINI
TEPAV araştırmasında kadın için önemli sonuçlar var.
Şöyle ki...
- “Kadın çalışmalıdır... Yüzde 87.73...
- Çalışmamalıdır... Yüzde 6.41...”
- “Kadın bir yönetici idaresinde çalışırım” diyenler yüzde 88.18...
- “Çalışmam diyenler” yüzde 10.32...
- “Kadının iş, eğitim, sosyal hayat veya herhangi bir alanda daha aktif olmasını desteklerim” diyenler yüzde 85.19..
- “Hayır, desteklemem” cevabı verenler yüzde 6.51..
- “Kadının eğitime katkısını isteyenler” yüzde 87.26...
- “Gereği yok” cevabını verenler yüzde 1.51...
Prof. Hilmi Demir hocaya göre, AK Parti’nin “her ilde üniversite gerçekleştirmesi” ile araştırmadaki bu oranlar arasında “sebep sonuç ilişkileri” mümkün.
................
Yarın çok ilginç bulduğum bir başka
araştırmayla daha devam edeceğim...
.................
(*) Afşin Yurdakul’un Haber Türk’teki programında... Prof. Dr. Hilmi Demir’le dün de telefonda konuştum, sunduğum araştırmaları gönderdi. Teşekkürler...