Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meydanlar, sokaklar ısındığında gençler için “Atatürk’ün Bursa Nutku” gündeme gelir.
Atatürk’e ait olduğu uzun süre tartışılmış olan bu söylev şöyle:
........................
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir! diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!
........................
Yukarıdaki söylemin gerçekten Atatürk’e ait olup olmadığı tartışması için itirazlar da vardır.
Örneğin...
Ömrü boyunca Atatürk’ün yanında olan gazeteci Falih Rıfkı Atay...
10 Nisan 1967 tarihinde merhum Atay savcılığa verdiği ifadede şöyle demişti:
“Atatürk’ün Bursa Nutku diye söylediği bir nutuk yoktur (...) Bursa gazetecisinin yazdıkları kulak rivayetleridir. Atatürk son derece nizamcı ve devlet otoritecisi idi (...) Bugün memlekette anarşi havası yaratmak kastı vardır. Atatürk bu kasta alet edilmek istenmiştir.”
Ancak...
Bu tanıklığa rağmen “Bursa Nutku” dolaşımda kalmıştır.
İdam edilmiş olan Deniz Gezmiş haftalık Devrim gazetesindeki röportajında eylemleri için bu nutku referans göstermişti:
“....... Mustafa Kemal adı geniş öğrenci kitlelerinde daha fazla ağızdan ağza dolaşır olmuş, forumlarda Bursa Nutku ve Gençliğe Hitabe tekrarlanmış ve bunlar uygulanmıştır.”
Böyle örnekler çok.

GERÇEK DIŞI EKLEMELER

1960’ta “Nurculuk” tartışmaları alevlenince dönemin Yargıtay Başkanı İmran Öktem Adalet Yılı açılış konuşmasında Bursa Nutku’na gönderme yaparak “irtica tehlikesine” işaret etti.
Bunun üzerine “Bursa Nutku” yoğun ve yaygın olarak yeniden dolaşıma sokuldu.
Bornova Savcılığı, Bursa Nutku kullanılarak halkı kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği iddiasıyla mahkemelere sevk işlemleri yapmaya başladı.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel de “Nutkun Atatürk’e aidiyetinin ispatlanması gerektiğini” söyledi.
Bunun üzerine Senato’da oluşturulan bilirkişi heyeti TTK’dan (Türk Tarih Kurumu) rapor istedi.
Bornova Askeri Hukuk Hakimliği’nin incelemesine dayanarak TTK da şu görüşünü açıkladı:
“Bu sözlerin, Atatürk’ün 1933 Şubat’ında Bursa’da yaptığı konuşmadan -mealen- alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliğiyle varılmıştır.”
.........................
Bana göre Bursa Nutku’nun irad edildiği sırada bir yerel gazeteci “ikinci el duyumlarla” Atatürk’ün söylemini TTK’nın 1975’teki ikinci raporunda da belirtildiği gibi -esası gerçek olmakla beraber mealen- yazmıştır. Hatta kulaktan dolma bazı ilaveler yazmış olabilir.
Özellikle şu satır doğru olamaz:
“Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.”
Bu eklenti Atatürk’ün üslubuna, felsefesine, devlet yönetim ve hukuk devleti anlayışına aykırıdır.
Yaşamını hukuk devletini tesis etmeye adamış Atatürk’ün gençliğe “taş, sopa ve silah” tavsiyesini miras bırakması onun tabiatına ve karakterine aykırıdır.
Bunun ve belki başka ilavelerin olabildiğini düşünüyorum.
Bence “şiddet içermeyen ve fikir, söylem, gösteri özgürlükleri de dahil demokrasi, demokrasiye yönelebilecek bütün tehditlere en iyi savunmadır.”

BAYAR VE NUTUK

ARADAN yıllar geçmiştir.
1958’de CHP’nin yayın organı Ulus gazetesinde, Bursa Nutku’na dayanarak “DP’nin elinden iktidarı almak için kanunlara, nizamlara uymaya gerek yoktur” izlenimini veren bir yazı üzerine Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açmıştı.
Ancak...
CHP’liler bu nutku 1949’da DP’nin (Demokrat Parti) Genel Başkanı Celal Bayar’ın “madem gerici CHP’yi adalet durduramıyor, o halde gençlik idareye el koymalıdır” diye özetlenebilecek kongre konuşmasını açıklayınca vaziyet değişti.
Adnan Menderes’in baskısıyla savcı “takipsizlik kararı” vermek zorunda kaldı.
.......................
Siyasette işte böyle “bumerang” faktörü de vardır.
Döner, fırlatıldığı yeri de vurur.
.......................
Ayrıntılı bilgi için “ÖTEKİ TARİH III- Ayşe Hür- Profil Yayınları...”