Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CUMHUR-BAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan “referandum süreci için kucaklayıcı söylemlere” geçti.
“CHP, HDP ve diğer partilerden seçmenlere de EVET” çağrısı yaptı.
Hiçbir partili yurttaşı “ötekileştirmeyen” bu üslup olumludur.
Onu Başbakan Binali Yıldırım izledi.
“EVET de, HAYIR da ülkeyi bölmez” söylemi, dünkü gazetelerin manşetlerindeydi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu zaten daha ilk günlerden beri “ılımlı” üslupla konuşuyor.
***
Bunlar güzel işaretler.
“Referandumun insanlarımızı iki blok halinde böleceği” kaygılarını aşağıya çekmekte.
Demokrasilerde farklı görüşler elbette olmalıdır.
Ama “farklı görüşler” iteleyici, ötekileştirici söylemlerle “düşman iki blok” üretmemeli.
Sonuçta “EVET” diyecekler de “HAYIR” diyecekler de bu ülkenin birlikte yaşayacak insanlarıdır.
Hepimiz “kederde ve kıvançta” ortağız.
Türkiye’nin kaderini birlikte oluşturuyoruz, paylaşıyoruz.
Yüz yılı aşkın süredir aşamalar halinde büyüttüğümüz demokrasi artık “ergen” tepkilerinden “olgunluk” çağı akılcılığına geçmiş olmalıdır.
...................
Bu bağlamda, siyasetin doruklarından “ılımlı” ve “kucaklayıcı” üsluba karşın hâlâ rahatsız edici “yanlışlıkların” olabilmesi üzücü.
Örneğin...
Taşıtta başı örtülü bir lise öğrencisi kızımızın, arkasında oturan bir hanım tarafından sözlü tacize maruz bırakılması... Ardından saçlarının çekiştirilmesi...
Olay medyaya yansıdı.
“Çirkin” bir agresivite.
EVET’çilerden de, HAYIR’cılardan da tepkiyle karşılandı.
Bu ise “güzel...”
***
Bir örnek daha...
Sanatçı Müjdat Gezen’in binlerce öğrenci yetiştirdiği “MGSM (Müjdat Gezen Sanat Merkezi)” gecenin ileri saatinde densizin biri tarafından kundaklandı.
Alevler bir süre sonra söndürüldü.
Ama...
Saldırının yüreklere düşürdüğü ateş hâlâ sıcak.
Saldırgan yakalandıktan sonra “Abdülhamid’in torununa dil uzattı. O yüzden yaptım. Alkollüydüm” demiş.
Vah vah...
Abdülhamid’in bir diğer sıfatı “halifedir.”
“Alkol” ile “İslam Halifesi” ifadelerinin yan yana gelmesi zaten tek başına “saldırının sicili...”
Ya da...
Zekâ, kültür, akıl “notu...”
Yaşamı boyunca bütün maddi birikimini bu sanat merkezine koymuş ve dahası tamamını öğrencilerine bağışlamış Müjdat Gezen için vızıltıdır. (*)
***
Ve son örnek...
“CHP millitvekili Birgül Ayman Güler’e Tv ekranında konuşurken telefonla ölüm tehdidi...” Rezalet... Ancak yetkililerin hassasiyet göstermesi ve özel güvenlik tedbirleri alınması gerginliği tırmandırmadı.
...................
Referandumun tansiyonu düşüren ılımlı üslubuna rağmen bir de büyüklü küçüklü ve aralarında bazen din adamlarının da bulunduğu “devlet memurlarının” medyaya yansıyan “EVET”çi çıkışlarına gelince...
Devletin memuru ilke olarak tarafsızdır.
Yasayla düzenlenmiş bu “tarafsızlık” zorunluğuna karşın bu tür açıklamalar aslında “siyasi tavır” koymak ya da “siyasi mesaj” vermekten çok iktidara “işarettir.”
“Ben de sizdenim” diye dikkat çekmek çabasıdır.
Referandumdan sonra “terfi” veya daha iyi bir göreve “tayin” beklentisini yansıtıyor diye düşünüyorum.
....................
Sonuç...
Siyasetin doruklarından esen “kucaklayıcı” rüzgârın tabanı da olumlu etkileyeceği galip ihtimal.
Diliyoruz ki devam etsin.
....................
(*) Saldırgan Müjdat Gezen’in televizyonda “Abdülhamid’in torunu olduğu iddiasındaki hanıma söyleminden etkilendiğini” söylemiş.
Programı izlememiştim.
Ancak...
Tepki “okul yakmak” mı
olmalı?