İtalyan tenordan Sarı Gelin

HOCALI Katliamı’nın 23. Yıldönümü bağlamında “Gözü Yaşlı Hocalım” Sergisi etkinliği

kapsamında Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü İtalyan tenor Alessandro Safina, Şeffaf Oda’da... ENBE Orkestrası kurucusu Behzat Gerçeker piyano çalıyor, İtalyan tenor “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı söylüyor. Alessandro Safina, Pavarotti’nin ölümünden sonra, İtalya’nın “üç tenoru” arasına girdi. Genlerden sanatçı. Babası Opera’cı... Annesi de müzisyen... Samimi, güler yüzlü ve sempatik. Şeffaf Oda’da The Godfather’ın ünlü “Parla piu piano” şarkısını da söylüyor.

LAÇİN’E GÖZYAŞLARI
SERGİNİN ve anma etkinliğinin Proje Koordinatörü Meryem Azizli aynı zamanda piyanist. Babası Azerbay-can’ın ünlü bestecisi ve söz yazarı Aziz Azizli. Meryem piyanoya geçiyor. Azerbay-can’ın 2014 Eurovision temsilcisi Dilara Kazimova duru sesiyle Azerbaycan’ın en sevilen şarkılarından olan “Laçin”i seslendiriyor. Azerbaycan Millet-vekili “Ganire Paşayeva” duygusal anlar yaşıyor. İşgal altındaki Laçin’i 23 yıldır göremediği için gözyaşlarını tutamıyor.

Dilara Kazimova, “Laçin”i söylerken işgal altındaki Karabağ nedeniyle Azerbaycan milletvekili Ganire Paşayeva’yı ağlattı.

HOCALIM HÜZNÜ
YARAT Çağdaş Sanat Müzesi’nin desteğiyle Azerbaycanlı sanatçılardan eserlerin yer aldığı “Gözü Yaşlı Hocalım” sergisini anlatıyor. Sergi İstanbul Beşiktaş Milli Saraylar Müzesi’nde...
Azerbaycan halkı, mesajlarını sanatın diliyle veriyor; müzikle, resimle...
Şeffaf Oda’nın bir diğer konuğu;
O Ses Türkiye birincisi Elnur Hüseynov... Elnur müthiş bir ses.
Onun sesi ve yorumu karşında şapka çıkartılır.
Programı Dilara’nın sesinden Azerbaycan’ın sevilen şarkısı
“Sarı Gelin”le bitiriyoruz.

Atatürk’ün köpeği ‘Foks’ öldükten sonra kimyasal korumada.

Foks’un gözünden

PROF. Teoman Akünal hukukun duayenlerindendir.
Ama... Daha ötesi bilge insandır. Atatürk’ü anlatan güzel bir kitap yazdı.
Kitabın adı da
merak çekici:
“FOKS’UN GÖZÜNDEN Gazi
Mustafa Kemal...”
Hatırlatayım, Foks Atatürk’ün pek sevdiği köpeğinin adıydı.
Atatürk’ün özel dünyasının -neredeyse- tümünde tanığıydı.
.......................
KİTAPTA neler yok ki...
‘ - Yatak odası sırları...
- Dolmabahçe’de Nazım’lı akşamlar...
- Kavaklıdere’de bağ bozumu...
- Dünya ekonomik krizinin Köşk’e yansımaları...
- Mustafa Kemal’in Kınalıada’da saklandığı yalı...
- Köşk yürütülüyor...
- Sinema keyfi...
- Ankara’daki at yarışları...
- Sürgündeki konuk; Troçki...
- Spor diplomasisi: Yunan Olimpiyakos takımı İstanbul’da... ‘
ELİNİZE sağlık Sayın Hocam...

Tenor Alessandro Safina’nın eşi Lorenza Mario da sanatçı...

Meyra’yla Tek başına’

ÜNLÜ tenor Alessandro Safina’nın bir de yeni albümü çıktı. Yurtdışında yayınlanan “Dedicated” albümüne bir de “Tek Başına” adlı şarkı eklendi. Bu şarkıda Behzat Gerçeker’in ENBE Orkestrası eşliğinde Alessandro, Meyra ile düet yapıyor. İtalyanca ve Türkçe seslendiriyorlar. Alessandro Safina İtalya’nın belki de en küçük fakat dünya da en çok tanınan şehirlerinden Siena’da doğmuş.
Venedik’te yaşıyor.
Eşi Lorenza Mario da sanatçı...
Güzel bir kadın. Bir de oğulları var. Alessandro Safina İtalya’da “diva” diye anılan “Leyla Gencer” hayranı... Türkiye’de ise Sezen Aksu’ya tutkun. “Onunla şarkı

söylemek benim için unutulmaz
bir deneyimdi. Büyük bir sanatçı. Müziği de, şarkı sözleri de dayanılmaz güzellikte” diyor.
.........................
BİR Galatasaraylı olarak benim için “acı” gerçek de şu ki “Behzat Gerçeker onu Fenerbahçeli yapmış.”

İspanyol tadı

RAFFLES Otel’in İspanyol restoranı...
İspanyol şarapları eşliğinde “özgün” İspanyol şarapları gecesi...
“Özgün” sözcüğünü kullandım çünkü Rodriguez İspanya’nın henüz -tam- bilinmeyen bağlarını buluyor ve şarap üretiyor. Bordo’dan ya da başka ünlü bağlardan üzümlerin karıştırılmadığı, sadece
o yörenin özel üzümlerinden yaptığı şaraplar.
Bu çok önemli...
Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü şarap uzmanlarının da tavsiyeleri, “Türkiye’nin özgün üzümlerinden yapılan şarapları geliştirmesi...”
“Kalecik Karası, Öküzgözü, Narince, Emirye (Emir üzümü de diyebiliriz)” gibi... Gerçi çeşitler çok değil ama özgün...
Bunları yaymak ve “Türkiye’nin markası“ yapmak gerek.
İşte Rodriguez kendi ülkesinde öyle bir serüven yolcusu. Başarılı da olmuş...
Şaraplarını İspanyol restoranı şefinin hazırladığı özgün yemekler eşliğinde tattırdı.
Etiketi nedeniyle tonla para ödemek yerine bu fiyat/kalite dengesi olan şaraplarımızla piyasaya girdik.
Tutulduk... Büyüyoruz. Ancak...
Çok fazla değil.
Çünkü her farklı ürünümüzden 5 bin şişe dolaylarında yapıyoruz.
Bunlar yıllandırılacak kav şarapları değil.
İçimi kolay, hafif şaraplar.
ADCO bizleri bir araya getirdi.
Hem damak, hem muhabbet lezzeti olan hoş bir geceydi.