İzmir depremi bizi 7 büyüklüğünde sarstı.
“İstanbul’da beklenen 7-7.5 büyüklüğünde depremi hatırlattı...”
Önce bir kez daha İzmir depreminde hayatını kaybedenleri rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara şifa dileklerimi tekrarlıyayım.
Yıkıntılar arasında mucizeler gerçekleştiren kurtarma ekiplerine de yürekten teşekkürler.
...................
İstanbul’da 7.5 büyüklüğündeki depremin olası bilançosuna dönelim.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi bir deprem tahmin protokolü imzaladı.
305 sayfalık bu rapor çok değerli bir çalışma.
Önce...
İyi tarafıyla başlayalım.
7.5 büyüklüğündeki depremde İstanbul’daki 1 milyon 166 bin 330 binanın yarısından hayli fazlası hasar görmeyecek.
Daha net ifadeyle, yüzde 57.5’i...
Binaların yüzde 25.9 ise hafif hasarla kurtulacak.
Yüzde 12.6’sı orta hasar görecek.
Yüzde 2.9’u da ağır.
Yüzde 1.2’sinin çok ağır hasar görmesi öngörülüyor.
Toplamı 195 bin.
Ağır ve çok ağır hasara uğrayacak bu binalardan 14 bini “içindekiler için mezar olma riski taşıyor.”
Ortalama 14 bin civarında can kaybı tahmin ediliyor.
Deprem gündüz olursa nispeten daha az, gece olursa daha fazla can kaybı veya ağır yaralı hesapları yapılmış.
Bu rakamların 1 buçuk katına kadar çıkması da mümkün.
Tarihi yarımadadan başlayarak Tekirdağ’a doğru uzanan 10 km derinlikte kuşak çok hassas...
DEPREM SONRASI
Depremin büyüklüğünden, şiddetle hissedilecek kuşaktan, hasar oranlarından, yaşamını yitirecek ya da yaralı kurtulacak İstanbullulardan söz ettik.
Ya sonra?
700 bin hanelik barınma ihtiyacı kendini dayatacak.
2 milyon dolaylarında İstanbullu günlerini sokakta geçirmeye aday.
25 milyon ton ağırlığında da enkaz oluşması öngörülmekte.
25 ton kapasiteli kamyonların hizmete konulacağı düşünülürse “1 milyon hafriyat” seferi gerekecek.
Aylarca hatta yıllarca enkaz kaldırımı sürecek.
İstanbul Türkiye ekonomisinin yüzde 31’ini temsil ediyor.
İstanbul’da ekonominin yarı yarıya gücünü yitirmesi bile çok dramatik sorun üretir.
200 milyar liralık bir kayıptan söz ediliyor ama galiba bu da çok iyimser bir tahmin.
...................
Tek ve çift şeritli yolların yüzde 30’una kadar “kullanıma kapanma” riski öngörülmekte.
Atık su şebekesinde 1045, içme suyu şebekesinde 463, doğal gaz şebekesinde 355 noktada acil onarım gerekecek.
Yani...
Ciddi elektrik, doğal gaz, su sorunları yaşanabilecek.
Etkilenme/zarar görme coğrafyası ise Tekirdağ, Kocaeli ve Yalova’ya kadar uzanıyor.
Oradaki hasar tahminleri verdiğim rakamlara dâhil değil.
....................
1999 büyük depreminden sonraki 3-5 yıl içinde her şey unutuldu.
Kentsel dönüşüm ise asıl tehlikeli yerlerde değil sağlayacağı rant bakımından çok daha cazip olan Bağdat Caddesi civarına yoğunlaştı!
Prof. Dr. Naci Görür’le yazıyı noktalayayım...
“Biz depremden aldığımız dersle, hızlı davranıp hasarı azaltacak çalışmalar yapmayı bıraktık. Yaptıklarımızı da yavaş yavaş bozduk.
Eski kaotik düzene döndük.
Sorun sadece yönetimlerde değil.
Bir kenti depreme hazırlamada en önemli güç yönetimlerdir, ama halkımızda da aynı umursamazlık var.”
....................
Bu yazımda Özlem Güvemli’nin / Sözcü ve Barış Terkoğlu’nun / Cumhuriyet’te yayımlanan yazılarından da yararlandım.
Kölelikten kalma seçim sistemi
“Biden’i 8-10 puan önde gösteren” anket kuruluşları neredeler?
Şu satırların yazıldığı dakikalara kadar Trump’ın Başkanlığı alma ihtimali birkaç tık önde.
Tıpkı 2016 Başkanlık seçiminde, daha önde görünen Hillary Clinton’u geçtiği gibi, bu 2020 Başkanlık seçiminde de Trump’ın ipi bir kez daha göğüsleyeceği konuşulmakta.
………………..
Dünya’nın teknolojide en ileri, ekonomide süper büyük, demokraside iddialı ABD’nin seçim sistemi ne yazık ki ilkel…
Ve adil değil.
Öyle bir seçim sistemi ki (Electoral College) “kölelik döneminden” kalma…
Beyazların 1, kölelerin ise 3/5 oy hakları olan yılların seçim sistemi, bugünler,n ihtiyaçlarına cevap verebilir mi?
Demokrasinin temeli olan “her vatandaşın eşit olduğu ve her 1 vatandaşın 1 oya sahip olduğu” altın ilke ABD’de işlemiyor.
Her eyaletin Başkan seçecek ikinci derece seçmeni ayrı ayrı sayılarda.
Böyle olunca da daha fazla toplam oy almış aday değil daha fazla ikinci derece seçmenin oy verdiği aday başkan seçiliyor.
Sandıklar kapandıktan günlerce sonra “postadan çıkan oylar hala sayılabiliyor.”
Ve sonucu etkileyebiliyor.
BAĞIMSIZ YARGIYA NANİK
Yerleşik inanca göre “geçmişte Florida’yı alamayan aday Başkan seçilemezdi.”
Trump, Florida’yı almış görünüyor.
Ama hala durum ortada.
Çünkü…
Pandemi sebebiyle bu seçimde çok büyük sayıda oy postayla kullanıldı.
Trump 3 yargıç atadığı Yüksek Mahkemeye başvurarak postayla gelen oy sayımının durdurulmasını istiyor.
Ancak…
O saatlerde 6 kat -henüz satılmamış oyları- Trump tarafından atanmış olsalar bile Yüksek Mahkeme yargıçları nasıl iptal edebilir?
Salı günü yayınlanan yazımda Trump seçmeninin utangaç olduğunu, anketlere doğru cevap vermediğini, Trump’ın da kazanmasının mümkün olduğunu yazmıştım.
Trump şu satırların sonuna doğru birkaç tık ağır basıyordu.
Ama…
Son birkaç dakikada Biden atak yaptı…
…………….
Sonuç…
Bülent Korman’dan alıntı son satırlar:
“Amerikan demokrasisi bir illüzyondur. Ama, Amerika çok güçlü bir Cumhuriyetti.”