Siyaset gündeminin ilk 10’unda 1 numara “Bülent Arınç’ın söylemi...”Siyaset gündeminin ilk 10’unda 1 numara “Bülent Arınç’ın söylemi...
”Özetle ve mealen şöyle dedi:
- Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayı içime sindirmiyorum. Canan hanımın cezalara konu olan sosyal medyadaki yazılarına katılmamakla beraber, aradan yıllar geçtikten sonra dava açılması ve yargının verdiği cezalara bakarak daha pek çoklarının sosyal medyadaki mesajları da yargı konusu olur ve içinden çıkılmaz.
- Görevinden alınarak yerine kayyum atanması yapılan Ahmet Türk’ü tanıyorum. Terörle ilgisi yoktur.
...................
Ve...
Ortalık karıştı...
Bülent Arınç, aktif siyasetin dışında kalan diğer AK Parti kurucuları ya da eski büyükleri gibi bir konumda olsaydı, bu kadar kıyamet kopmazdı.
Ama...
Bülent Arınç daha çok yakın tarihte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi” yapıldı.Siyasette ağırlığı ve önemi olması gereken bir yeri var.Arınç’a en büyük tepki dalgası da önce AK Parti’nin içinden yükseldi.Ardından, AK Parti iktidarına yakın medya Arınç’a topçu bataryalarından salvo ateş sürüyor.Son olarak iktidarın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli müthiş bir fırça attı.“Arınç, Manisa veya Bursa’ya çekilip yaşamını orada sürdürmeli” mesajını verdi.Böylece Arınç AK Parti’nin iç meselesi olmanın ötesinde Cumhur İttifakı’nın hassasiyet coğrafyasına girdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bülent Arınç için vereceği karara MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli faktörü de ağırlık koymuş oluyor.
...................
Olayın iki yüzü var.İlki...
Canan Kaftancıoğlu.Önce şu tespitle başlayayım.“Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesinde önemli rolü olan CHP İl Başkanı Canan Kaftancı-oğlu’nun 7-8 yıl öncesine kadar uzanan sosyal medya mesajlarının içeriğine ve üslubuna katılmıyorum.”
Ancak...
Belirtmekte fayda var...
Yargılama bu kadar yıl sonra yapılmışsa ve İBB Başkanlığı CHP’ye geçtikten sonra cezanın verilmesi için “siyasi rövanş, siyasi ceza” gibi tartışmaların açılmasıyla Bülent Arınç’ın söylemi örtüşmekte.Televizyon tartışmalarına ileri demokrasilerde hatta demokrasilerde duyulmayan -teorik deyimler- girdi:“Konjonktürel yargı...
”“Operasyonel yargı...”
Avukat kimliğimle hukuka ve yargıya saygımla “bu söylemler suyu bulandırma “ riskinin altını çiziyorum.
Kamuoyu araştırmalarında diğer birçok bazı temel kurumlarla birlikte “yargıya inanç” için dile getirilen oran üzüntü vericidir.
Yansıtmak istemiyorum.
Toplum vicdanının ölçütü olan “Geç gelen adalet, adalet değildir” kuralına da işaret etmek isterim.
.....................
Arınç olayında madalyonun diğer yüzü “Mardin Belediye Başkanlığı’ndan alınan Ahmet Türk’ün terörle ilişkisi yoktur” söylemi için de birkaç satır.Pozitif hukuka yani yazılı hukuka (kanuna) göre İçişleri Bakanı’nın Belediye Başkanı’nı görevden almak ve yerine kayyum atamak yetkisi var.
Ama...
Hukukun temel konseptine göre eğer görevden almayı gerektiren bir durum varsa bunun “yargı kararına dayanarak yapılması” halinde, İçişleri Bakanı gene yasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanmış olur.
Böylece “terörle ilişkinin yargıda tespit edilmiş delilleri” idari işlemin hukukla tahkim edildiği bir tasarruf ortaya konur.
.....................
Arınç’ın ismine dayalı polemiklerin dışında kalmaya çalışarak not defterimden satırlar böyle.