Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

SABAHA karşı aynı anda 60’a yakın baskın... Solun uçlarından sağın uçlarına kadar terör örgütlerinin hücre evleri hedefti.
Güvenlik güçlerinin istihbarat çalışmaları dikkat çekici.
Ne yazık ki, bu baskınlardan birinde acı kayıplar var.
Bir başkomiser şehit oldu. Bir sivil de yaşamını yitirdi. 6 da yaralı var.
Bomba ve pusu düzenekli bir diğer bomba... Cephanelik gibi bir hücre evinden ölmeye ve öldürmeye şartlanmış teröristin ortalığı kan bataklığına dönüştürüşü... 10 katlı apartmanın diğer dairelerinde ailelerin yaşadıkları dehşet saatleri... Teröristlerin daire kapılarını kırarak içeri girmeleri olasılığına karşı eşyalarla yapılan yığınaklar... Banyo küvetlerine yatırılarak saklanan masum çocukların belki de yaşam boyu anımsayacakları travma...
Böylesine bir manzaraya neden olan teröristin ve teröristlerin ele geçirilmeselerdi nasıl da büyük kıyımları gözlerini kırpmadan yapabileceklerinin kanıtıdır o dehşet saatleri...

Kıyımı sezmek
BİRKAÇ adım daha ileri gideyim... Onların hedefi büyük olasılıkla “1 Mayıs”tı.
İşçi kuruluşlarının mitinglerine sızarak ortalığı kana bulamak tezgâhını hissediyorum. Bu yorum sadece bir duygu, bir sezi olmakla kalmıyor.
Güvenlik güçlerinin işçi kuruluşlarına yaptıkları uyarılar benim de kulağıma geldi.
“PKK, İslami şiddet örgütleri, sol uçlardaki örgütler mitinglerinize sızarak kan akıtacaklar. Büyük bir facia planlıyorlar...”
Özellikle Taksim’de miting yapılması için DİSK’in yoğun taleplerine karşı bu kaygı dile getirilmişti.
Ancak...
Sadece Taksim değil, elbette, Kadıköy ve Çağlayan da aynı tehdidin altındaydı.
Onlara bulanık suda balık avlamayı sevenlerin “provokasyon” tezgâhlarını da ekleyin.
Bu bakımdan polis, hem istihbarat, hem operasyon boyutlarıyla önemli bir hizmet yapmıştır.

Haberin Devamı

Hedef 1 Mayıs


MAHALLELİNİN GÖZLERİ
HER şeyi polisten, MİT’ten beklemek ötesinde “yurttaşlık sorumluluğu” da artık etkinlikle devreye girmelidir.
Avrupa’da ve özellikle İngiltere’de “mahallelinin gözleri” diye tanımlanabilecek “Neighbourhood Watch (Komşuluk Gözlemi)” adlı yaygın ve etkin bir sivil örgütlenme vardır.
Her yurttaş kendi mahallesinde oturanları, o çevrede yaşamın normal akışını iyi bilir.
Mahallesindekileri tanır.

En ufak bir anormallik, dikkat çekici bir yabancı, yeni taşınanlardaki şeffaflık ve doğal komşuluk geleneğinin dışında oluşumları derhal polise haber verir.
“Bana ne” deyip geçmez.
Huzur içinde yaşamanın, çocuklarının güvenliğinin gereği, “tehlikeye karşı uyanık” olmaktır.
Pencerelerinde, bahçe kapılarında bu örgütün logoları vardır.
Böylece olası bir hırsızlık, kriminel kalkışım hatta terörist girişimlere karşı bu logolar uyarı niteliğindedir.
“Burada gözleniyorsun... Aklından bile geçirme” mesajını verir.

Bostancı örneği
DÜN Bostancı’da baskın yapılan apartman dairesi, 2 ay boş kalmış. Sonra, 10-15 gün önce kiralanmış.
Gece-gündüz perdeleri kapalı.
Kim giriyor, kim çıkıyor, kim oturuyor belli değil.
Oysa...
Türkiye’de kentler tıpkı Londra gibi “mahallelinin gözleri” benzeri bir örgütlenme içinde olsa, belki de bu dram yaşanmazdı.
Sakın “Halk jurnalci olsun, birbirini ihbar etsin” gibi bir anlam çekiştirmesi yapılmasın.
Ben “komşuların birbirini ihbarından değil, böyle yabancıların ilgi çekici ve normal dışı durumların polise bildirilmesinden” söz ediyorum.
Demokrasinin beşiği, ilk insan hakları metninin kabul edildiği ülke olan İngiltere’de herhalde böyle bir sistem, özel yaşamın “röntgenlenmesi” anlamına gelmez.

Haberin Devamı

MESLEKTAŞLARA...

Hedef 1 Mayıs

DÜN İstanbul’da şehit düşen başkomiserimize, yaşamını yitiren gencimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve ulusumuza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Olayları televizyondan izledim. Gazeteci arkadaşlarımın nasıl da tehlikeleri göze alarak okuyucuyu, izleyiciyi aydınlatmak için görev yaptıklarına bir kez daha tanık oldum.
Yerlerde sürünerek hücre evinin birkaç metre ötesinden yayın yapan muhabir, kulağını mermi sıyıran ve ölümden sadece 3-5 cm ile kurtulan kameraman meslektaşlarıma ve diğerlerine en iyi dileklerimi iletiyorum.