Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Hayko; “okuyacağım ilk yazar Elif Şafak...”

Kendilerine özgü tarzlarıyla dikkat çeken iki isim... Elif Şafak ve Hayko Cepkin...
Elif Şafak, 30 dile çevrilen kitaplarını yazarken sessizliğe bürünmüyor. Aksine rock müzik dinleyerek, bazen bir cafede, bazen ekmek kokuları arasında bir fırında yaratıyor kahramanlarını...
“Sert müzikleri dinlemeyi seviyorum. Onun verdiği enerji hoşuma gidiyor. Sessizlikte yazmak çok ürkütücü geliyor. Şehrin sesi içeri dolsun” diye anlatıyor.
Elif Şafak Londra-Türkiye arasında hayat yaşıyor.
En çok İstanbul’u seviyor.
“İstanbul’la aramda duygusal bir sarkaç var. Her seferinde özlüyorum, bir süre sonra uzaklaşma gereği duyuyorum” diyor.
Amsterdam’a da gönlü kayıyor.
.........................
Elif Şafak’ın kitaplarında müziğe ilham verecek laflar var.
Senin sözlerinden çok güzel şarkılar çıkar diyorum.
Şöyle söylüyor:
“Ben zaten sinema ve müziği kalbime çok yakın hissediyorum. Besleniyorum. Edebiyatın da bu alanlara katabileceği şeyler olduğunu düşünüyorum. Televizyona, sinemaya, müziğe bir gönül birliği olabilir. Kesişen bir şey var. O bana heyecan veriyor.”
Elif Şafak mutfakta börek yapılırken ya da pastanelerde hatta fırınlarda ekmek kokuları arasında da yazmayı seviyor.
Hayko Cepkin ise nalbur dükkânı kokularına tutkun.
Kitap okumak için 40 yaşına gelmeyi bekliyormuş.
Şöyle açıklıyor:
“Kitap okumamamın sebebi, başkasının sözüne kulağımın, gözümün ya da aklımın aşina olmasını istemeyişim. Üretebildiğim yere kadar kendi cümlelerimi kurmak istiyorum. 6 senem kaldı. 40’ımda ilk okuyacaklarımdan biri Elif Şafak. İskender’e sabırsızlanıyorum. Herkes gibi ağzımın suyu akıyor.”
Hayko’ya “sahnede müzik yaparken oynuyor musun” diye soruyorum:
“Dibine kadar” diye yanıtlıyor ve ekliyor:
“Bu bir sahne sanatı aslında. Devamlı seyircinin ilgisini üzerimde tutmak istiyorum ve her seferinde bir hikâye belirliyorum. Şarkılarla giriş, gelişme, sonucu olan bir konser performansı sergiliyorum. Hiç olmadığım adamlar olabiliyorum sahnede... Tipimi değiştirmemin sebebi de bu.”
Hayko’nun her albümünün bir teması var.
Son albümü Sandık’ın teması “ölüm.”
“Aşk” teması olan bir albüm hazırlıyor.
Henüz ismini koymadığı bir şarkıyı da ŞEFFAF ODA’da söylüyor.
Hayko, Nilüfer’le sahne aldığı konserde eline makineyi alıp saçlarını kesecek kadar deli, TRT’nin isteği üzerine ramazan ayı için ilahi okuyacak kadar duygusal bir yapıya sahip.
Felsefesi, derinliği ile görüntü kabuğunun içinden farklı kişilikleriyle yüz yüze geliyoruz Hayko’nun.
......................
Elif Şafak ve Hayko Cepkin ŞEFFAF ODA’da keyifli bir pazar harmanı...

Haberin Devamı


Haberin Devamı

ELENİ, “EDİBE” OLMUŞTU
ELENİ nüfusunun çoğunluğu Rum olan bir kasabada babalığı tarafından büyütülür. 24 yaşında hamile kalır. Bir Türkle evlendirilir.İstanbul’a gelin gider. Artık adı Edibe’dir.
İstanbul’daki yeni çevresinde herkes onu Müslüman ve Türk Edibe olarak bilir.
Oğlan çocuğu doğurur. Adını Adnan koyarlar.
Adnan’ın doktor olması Edibe’nin tutkusudur.
Sonra bir de kızları doğar; Feride...
Adnan doktor olur, Feride ise kitap çevirileri yapmaktadır.
Edibe fedakâr, çok iyi bir eş ve annedir.
Yıllar geçer Edibe ansızın ölür.
Cenazesi gelin gitmek üzere ayrıldığı kasabada toprağa verilecektir.
Ve...
İki kardeş cenaze için kasabaya giderler.
Orada lakabı “Diyojen” olan bir yaşlı adamla karşılaşılır.
Anlaşıldığı kadarıyla o da bir -eski- doktordur.
Zaman zaman Adnan’a “oğlum” diye hitap etmektedir.
Yoksa baba mı?
“Diyojen” iki kardeşe küçük bir sandık getirmiştir. İçinde Edibe/Eleni’den çocuklarına yazılmış bir demet mektup vardır.
Sırlar, itiraflar o mektuplarda...
Eleni’yi Pelin Batu oynuyor. Kırmızı dönem giysisi içinde sahnede dolaşan bir hayalettir.
Mektuplar okunurken çocuklarıyla diyaloga giren, “Aman Doktor”u Rumca (O Yıatpoç) da söyleyen Pelin... Çocuklarını oynayan Duygu Dalyanoğlu, İlker Yasin Keskin ile Diyojen’de Cüneyt Yalaz... 90 dakika ilgiyi sürdürüyorlar.
Robert Kolej tiyatroya önemli isimler kazandıran bir okuldur. Haldun Dormen, Tunç Yalman, Engiz Cezar...
Hatta Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit de bir tiyatro oyunu çalışmasında tanışmışlardır.
BGST (Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu) bu geleneği sürdürüyor. Pelin ve sahneyi paylaştığı diğer 3 arkadaşı da Boğaziçili...

Haberin Devamı

Hayko; “okuyacağım ilk yazar Elif Şafak...”

DİJİTAL VAN GOGH
DEV ekranlar, duvarlar, kolonlar ve hatta tavanı kaplayan 3 binden fazla Van Gogh görselleri. Yüksek çözünürlükte 40 projektörden yansıyan Van Gogh’lar ışık, renk ve seslerin uyumuyla sıra dışı bir sergi konsepti.
Yaşamı boyunca ortalama bir Türkiye insanı en az 3 Van Gogh tablosunun baskısını görmüştür.
3 bin yapıtını daha görmek elbette bir zenginlik katkısıdır ama böyle bir konsept de mutlaka görülmeli/yaşanmalı. Abdi İbrahim Türkiye’nin en eski ilaç üreticilerinden biri ve en büyüklerinden.
100. yıldönümü bağlamında bu sergiyi düzenledi.
Ayrıca...
TV reklamlarındaki bilinçsiz ilaç kullanımına işaret eden “hapı yuttu” klipleri de hem hoş hem de yararlı.