Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünyada ve Türkiye'de gündem; "Terör..."
Yasa "iç güvenlikten sorumlu İçişleri Bakanı'dır" der.
Başbakanlık'ı, orduyu ya da Cumhurbaşkanlığı'nı işaretlemez.
Bu bağlamda... Pazar günü söyleştiğimiz İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'den bazı izlenimler...
Hava alanlarında gizlice terör provaları yapılmakta.
Polisler sivil giysilerle alanın denetim noktalarından uçaklara bıçak, tabanca, patlayıcı madde vs. geçirmek girişimlerinde bulunuyorlar.
Bu sözde terör ekibinden bazıları, denetimle görevli polisleri lafa tutuyorlar. Bu arada terörist rolünde olan polisler içeriye sızmaya çalışıyorlar.
Alanların hiç akla gelmeyecek noktaları da sürekli denetleniyor.
Özellikle özel pasaport kağıdından uluslararası pasaport üretimi yapanlara baskından sonra, pasaport kontrolleri de yoğunlaştı.
Diğer ülkelerin gizli servislerine bildirildi.
Bunlar, bütün havayollarının uçuşları için genel önlemler.

THY uçaklarında ise sayılarını bilemeyeceğimiz güvenlik görevlileri yer almakta.
Geçen hafta bir Avrupa havayolu ile uçtum. "Steward" diye adlandırılan erkek hizmetlilerin sayısı artmıştı. İri ve atletik yapılı genç adamlardı. Beden dilleri "ben güvenlik görevlisiyim" diye bağırıyordu adeta...
Yani bütün havayolları bu önlemi almış bulunmakta.
Türk Hava Yolları'na, pilot kabinlerine girişi kapatan kurşun geçirmez bölmeler ısmarlanıyor.
Uçakların havalandırma sistemleri de denetim altında.
"Bu bilgilerin teröristlere sızmadığı ya da tahmin edilmediği" düşünülemez.
Daha özel önlemler zaten yansıtılmıyor.

Cuma namazları sonrası gösterilere katılanlar için istihbarat raporu şöyle:
"Katılanların yüzde 50'si radikal - sol şiddet örgütlerinden...
Yüzde 30'u PKK'lı...
Amaç; Tahrik... Dini duyguları provoke etmek... Gösterileri büyütmek.
Sadece yüzde 20'si sağ şiddet örgütlerinden. Birkaç mütedeyyin yurttaş da merak nedeniyle onları izliyor."
Almanya'
da Kaplancılar'ın, Türkiye'de Hizbullah'ın üzerine gidilmekte.
Bunların kendini kurtaranları Taliban'a yanaşıyor. Taliban adına eylemlere taşeronluk yapabilirler...

Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Jandarma işbirliği içinde...
"Birbirlerine katkıda bulunmak" anlayışı ve disiplini yeniden kazanılmış.
Yücelen bakan olduğunda, Jandarma'ya ve MİT'e "güçbirliğinin gerekliğini" vurgulamış.
Jandarma Komutanı da aynı doğrultuda bir konuşma yapmış.
Güvenlik kurumları arasındaki dayanışma, hele şöyle duyarlı bir dönemde Türkiye için önemli.
Bu bağlamda... Ortak istihbarat ağı kurularak "Türkiye'deki ses getirmesi olası bütün hedeflerin korumaya ve gözleme alındığını" söyleyebilirim.
Uçak eylemlerinden biyolojik saldırılara kadar...
Yurttaştan binlerce ihbar yağıyor. Hepsi inceleniyor. Çoğu yanlış çıksa bile, bazı ihbarlar büyük sonuçlar alınmasına yarayabiliyor. Örneğin daha üzerindeki patlayıcıların pimini çekmeye fırsat bırakılmadan kıskıvrak yakalanan canlı bombalar...
Tabii... ABD örneği, "tam" korumanın mümkün olmadığının kanıtıdır.

Dünyadaki başlıca istihbarat örgütleri de MİT'le ve Emniyet Genel Müdürlüğü'yle iletişim ve dayanışma halindeler...
Örneğin... Hizbullah baskınlarında ele geçirilen bozulmuş, hasarlanmış bazı disketlerin okunması ve bilgilere ulaşılması için çok ciddi çabalar ve ileri teknoloji uygulamaları var. İddialı istihbarat servisleri devrede...
Ekim 2001 Türkiyesi'nde siyaset, ekonomi, ulusal savunma elbette önemli.
Ama... En önde gelen güncel sorun, terör ataklarına karşı istihbarat ve etkin önlemler...
Eylemler gerçekleştikten sonra, iş işten geçiyor.
Süper dev ABD'nin bile Afganistan manzaraları ortada.
CIA atlamasaydı böyle mi olurdu?