Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ukrayna’da barış” dileyen son sözleri, aslında, sadece bir temenniden ibaret olmayabilir.
Gazeteci Aaron Mate’nin Beyaz Saray’dan sızdırdığı satırlar WP’de (Washington Post) yayımlandı.
Gazeteye göre Biden’ın savaşa diplomatik bir son vermekle görevlendirdiği ABD Genelkurmay Başkanı General Mark A. Milley de “Müzakere yapma fırsatı olduğunda, anı yakala, barışa odaklan” dedi.
Washington Post’tan satırlarla devam…
Önce “nükleer silah kullanma olasılığı” nedeniyle gerginlik aşılmış bulunmakta.
Putin’in “Nükleer silah kullanmayacağız, buna gerek de yok” açıklaması önemliydi.
Ardından Beyaz Saray Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Putin’in yardımcılarıyla Ukrayna hakkında “gizli görüşmeler” yapmış.
Kiev’de de “çatışmanın nasıl sona erebileceği ve diplomatik bir çözümün olup olamayacağı” konusunda suları test etmiş.
………………
Yani Beyaz Saray, Kremlin patronları ve Zelenskiy’le en üst düzeyde iyi ilişkileri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan Aaron Mate’nin yazısının yayımından önce kapalı kapılar ardındaki gelişmeleri biliyormuş anlaşılan.
Barış zor ama gerekli…
ZAMANIN RUHU
Washington Post’a göre, Genelkurmay Başkanı Milley ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan’ın bu “çok gizli nabız yoklamaları” Beyaz Saray’ın bazı kurmayları tarafından tepkiyle karşılanmış.
Onlara göre, “Savaşı bırakıp pes etmeyi seçerse, bu Ukrayna’nın sonu olur.” (Sullivan da bir bakıma Ukrayna’ya baskı yapılmasının karşısında.)
Ancak…
Gazete “Diplomasi sağduyudur ve Beyaz Saray’ın bu olasılığa yaklaştığına dair ciddi işaretler var” görüşünde.
WP’ye göre, “Rusya fiilen savaşı çoktan kaybetmiş bulunuyor.”
Şöyle ki…
Putin’in “Ukrayna’yı ilhak etme hayalleri” paramparça oldu.
Askeri zayıflığı ortaya çıktı.
Ekonomisi büyük zarar gördü.
Birlikleri korkunç kayıplar verdi.
Askerlerin moralleri bozuk, cephaneleri yetersiz.
Uluslararası ortamda ülkesi yalnızlaştı.
Özellikle bu son “yalnızlık” hükmünü açmakta fayda var.
YALNIZLIK ZOR
Son 15 uluslararası toplantıdaki “aile fotoğraflarının hiçbirinde Rusya’nın yer almadığını” belirterek başlayayım. (Washington Post, 16 Kasım 2022)
COP 27 olarak bilinen BM iklim değişikliği konferansında Rusya’nın düzenlediği yuvarlak masa toplantısında “yalnızlık” apaçık ortadaydı.
Rus delegasyonu bir etkinlik düzenlemek girişiminde bulundu.
Pek az katılım oldu.
Ancak aktivistler tarafından “Siz savaş suçlularısınız” protestoları üzerine etkinlik hemen dağıldı.
Rusya’yı temsil eden V. Fetisov “Herkesi davet ettim ama kimse gelmeyecek” diye yakınıyordu.
Fetisov “Bu dışlanma için ne düşünüyorsunuz?” sorusuna
şu cevabı verdi:
“Rusya, dünyanın en büyük sera gazı yayıcılarından biri. Rusya olmadan bu küresel sorunları çözemezsiniz. Rusya’yı dışlayarak bir önemli yıl kaçırılmakta…”
Toplantı Mısır’daydı.
Fetisov, “Konferans burada değil de dünyanın başka yerinde düzenlenmiş olsaydı büyük olasılıkla gelemezdim” diye yakındı.
Çünkü…
Fetisov da ABD ve AB’nin yaptırım uygulananlar listesinde. “seyahat yapması” yasaklanmış durumda.
Kızı ABD’de yaşıyor ama kızına gidemez.
……………………
Aynı yalnızlık görüntüleri Endonezya’da düzenlenen G-20 toplantısında vardı.
Putin akıllılık edip gitmemişti.
Onu temsilen Bali’ye Lavrov gitti.
Ama öylesine dışlandı ki oteldeki odasına çekildi, “Bali’ye geldikten sonra hastalandığı” açıklaması yapıldı.
Ancak…
Bu durumu küresel olarak görmek yanıltıcıdır.
BM kriz gurubundan R. Gowan “Batılı ülkeler Rusya’yı Bali’de böylece küçümsetmek istemişlerse, Batılı olmayan pek çok ülkede onanmadıklarını bilmeliler” dedi.
Bu da bir diğer gerçeklik…
Başkan Biden, Beyaz Saray’da Savunma Bakanı Lloyd Austin ile Genelkurmay Başkanı Org. Mark A. Milley arasında…
Cumhuriyetçi Kevin McCarthy “Ukrayna için açık çek yok!..”
MADALYONUN DİĞER YÜZÜ
Madalyonun diğer yüzündeki görüntülere bakmakta da yarar var.
Şöyle ki…
ABD Genelkurmay Başkanı Milley’in tahminlerine göre iki taraf da en az 100 bin zayiat verdi.
Tamamen Batı’dan gelen yardıma bağımlı olan Ukrayna kuvvetleri de askeri silah, hava desteği ve topçu konusunda yetersiz.
Milyonlarca Ukraynalı evinden, yurdundan göç etti.
Rusya, Ukrayna’nın elektrik şebekelerini büyük ölçüde çökertti.
Putin daha fazla asker seferber edip savaş alanına yığdıkça “Rusça konuşulan doğu Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinden çıkarılma şansı” çok az.
ABD ve NATO Ukrayna’nın yanında yer alıyor ama nereye kadar.
Miktarı ve zamanı sınırsız değil. Özellikle Avrupa’da yaşam maaliyeti nedeniyle homurtular yükseliyor.
Halk muhalefeti yükselişte.
Başkan Biden Ukrayna’ya yardım konusunda iki partinin de desteğini almıştı. Ama Temsilciler Meclisi’nde vozurtular var.
Cumhuriyetçi Kevin McCarthy “Artık açık çek olmayacak” çıkışını yaptı.
…………………
İşte bütün bunlardan sonra “barış zamanının gelmekte olduğu” fikri filizleniyor.
Kapalı kapılar ardında gizli görüşmeler yürütülüyor. Zelenskiy doğuda işgal altındaki üç bölgenin önemli bölümünü
ve Kırım’ı bırakır mı?
Rusya “Ukrayna’nın çıkardığı 1 trilyon dolarlık savaş tazminat faturasını” ödemeye yanaşır mı?
Çetin sorular bunlar.
Ama…
Diplomasi “olmazları olur yapabilmek sanatıdır.”
Bunun ilk aşamasının da bir “ateşkes anlaşması için tarafları masaya oturtmak olduğu” düşünülüyor.
Türkiye’nin bu aşamada da önemli rol oynaması mümkün.