Fransız Media Part sitesinde “Fransızca eğitim yapan Galatasaray Üniversitesi’nin geleceği tehlikede” başlıklı bir yazı yayımlandı.
Sosyal medyada da bu “haber analiz” dolaşımda.
Bunlardan Nicolas Cheviron’un bazı satırları şöyle…
…………….
Galatasaray Üniversitesi Fransa-Türkiye iş birliğinin amiral gemisidir.
İlk olarak Fransız öğretmenler için çalışma izinlerinin alınması veya yenilenmesi prosedürleri ertelendi.
………………
Daha sonra üniversitenin geleceği için endişe verici karar geldi.
Ekim ayı başında öğretmenler üniversitenin Türk yönetimi tarafından Türkçe dil sınavına girmeye davet edildiler.
Öğretmenlerin B2 düzeyine eşit veya daha yüksek Türkçe hakimiyetine sahip olmaları şart koşuldu.
Sonrasında az sayıda ve sadece bir dönem için geçerli olan çalışma izinleri geldi.
……………..
Üniversitenin Fransız Rektör Yardımcısı Francis Rousseau 23 Aralık tarihinde bir e-postada “Fransız akademisyenleri soğuk kanlı kalmaya” ve özellikle “polis kontrollerine maruz kalmaktan kaçınmaya” çağırdı.
Çünkü…
“Çalışma izni oturma iznine” eşdeğer.
Ve öğretmenlerin çoğu uzaktan ders vermeye devam etseler bile -ki bazıları neredeyse 20 yıldır İstanbul’da yaşıyorlar- Türkiye’de yasa dışı olarak kalmaktalar.
………………
Rektör Yardımcısı -ayrıntıya girmeden- “meselenin siyasi niteliği çok açık” diyor.
Fransa ile ikili anlaşma Galatasaray’ın YÖK emirlerinden kaçınması için bir siper gibiydi.
……………..
Konuya yakın bir kaynak YÖK’ün başındakiler Galatasaray’a “patronun kim olduğunu göstermek istiyorlar” dedi.
……………..
Eğitimsel ve Dil Bilimsel İş birliği Misyonu (MİCEL), Fransız Büyükelçisinin Başkanlık ettiği bir yapıdır.
Her yıl Galatasaray Üniversitesi ve Lisesi’ndeki Fransız öğretmenlere 2 buçuk milyon Euro ayırmakta.
……………..
Fransız akademisyenler “işe alınırken böyle bir zorunluk olsaydı Türkiye’ye gelmezdik. Türkiye, Fransız araştırmacılar için daha az çekici hale gelecek. Galatasaray prestijinin önemli bir bölümünü kaybedecek” diyorlar.
………………
Macron ile Erdoğan arasında bir telefon görüşmesi bu sıkıntılı durumu ortadan kaldırmak amacıyla gündemdeydi…
SEL VE KUM
İktidarlar ve politikacılar sel gibidir.
Sel gider kum kalır.
Galatasaray, yüzyılların ötesine uzanan köklü bir tarihtir.
Siyasette deneyimsiz Macron’un ölçüsüz söylemleri, Türkiye’yi hedef alan tavırları, Ankara’nın -haklı- siyasi yanıtları bu tarihi kültür çınarımız Galatasaray’ın kalitesini, geleneklerini etkilememeli.
Galatasaray’ın sınırların ötesine uzanan imtiyazları vardır.
Bunlardan biri Galatasaray Hukuk Fakültesi mezunlarına Fransa’daki Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş olanlarla eşitlik tanınmasıdır.
Galatasaray Üniversitesi’nde 3 bin öğrenci eğitim almakta.
Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Galatasaray büyük emeklerin diplomasi başarılarının sonucudur.
Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve François Mitterrand tarafından gerçekleştirilmiş bir projedir.
…………….
Yukarıdaki bazı satırlarını yansıttığım haberde de “Fransa-Türkiye iş birliğinin göz bebeği ve iki ülkeyi birleştiren güçlü bağların teyidi” olarak tanımlamıştı.
Sayıları çok fazla olmayan seçkin ve köklü üniversitelerimizi siyaset rüzgarlarının dışında tutmalıyız.
AŞI MASKOTLARI
Dünyanın yarısından fazlası Kovid-19 ve mutasyonlarına karşı -yoksulluk nedeniyle- aşı bulamıyor.
Nüfuslarının birkaç katı kadar çeşitli ve en etkili aşılardan alabilen zengin ülkeler de var.
Medeni hukuka göre aşı “bedene müdahale” kapsamına girdiği için zorunlu tutulamıyor.
Bu nedenle aşı zengini ülkelerde halkları aşıya teşvik için sevimli “aşı maskotları” kullanılmakta.