Esad Suriye’si iki “sürpriz” hamle yaptı.
İkisi de TSK takviyeli ÖSO’nun (Özgür Suriye Ordusu) önünü kesen “stratejik” hamle.
Ve ikisi de “PKK/YPG ağırlıklı SDG’ye (Suriye Demokratik Güçleri)” birer “hayat öpücüğü...”
***
Birincisinde, El Bab’ın büyük kısmını ele geçiren ÖSO’ya Rusya’nın “Buraya kadar, daha ileriye inmeyin” çizgisini çekmesiyle zemin hazırlandı.
Bir bakıldı ki çizginin güneyini, SDG’nin kontrolü altındaki bölgeye kadar Suriye Rejim Güçleri ele geçirmiş.
Böylece derin bir “U” çizerek, El Bab’ın güneyindeki rejim güçleri üzerinden SDG yani aslında YPG Hatay’ın doğusundaki Azez kantonuyla irtibat sürdürebilir.
İkincisinde ise gene “SDG’ye servis” var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “El Bab harekâtı tamamlandı. Şimdi sıra Menbiç’te” demişti.
Ve...
Hiç hesapta yokken Menbiç’i saran coğrafya Suriye’nin rejim güçleri kontrolüne girdi.
Suriye bayraklarının dalgalandığı bir “tampon” oluştu.
Böylece TSK takviyeli ÖSO’nun Menbiç’e girişi engellendi.
....................
Menbiç, Türkiye’nin aylardır ABD’ye baskı yaparak “Fırat’ın doğusuna çekilsinler” vurgusunu yaptığı “PKK /YPG ağırlıklı SDG’de kalmış oluyor.”
Türkiye uluslararası platformda Suriye topraklarına girişinde “DAEŞ’e karşı savaş” gerekçesini göstermişti.
Ama...
Menbiç’e ulaşmak için Suriye Rejim Güçleri’nin topraklarından -onay olmazsa- nasıl geçecek?
Uluslararası hukuka ve BM’ye (Birleşmiş Milletler) göre sadece orası değil bütün Suriye toprakları Şam rejiminin egemenliği altındadır.
Ancak...
Rejimi devirmek üzere oluşan örgütler bazı toprakları işgal etmiş görünüyorlar.
Fakat bu bir “de facto” yani “fiili” durumdur. “De jure” yani “hukuki” değildir.
Madem ki Menbiç’i çevreleyen topraklarda Suriye Rejim Güçleri’nin bayrakları çekilmiş, buraya TSK takviyeli ÖSO’nun girmesinin ve çatışmasının “hukukilik” açısından izahı çok zor. Hatta -neredeyse- mümkün değil.
Kısacası...
Suriye Rejim Güçleri tarafından Menbiç’teki SDG korumaya alınmış oluyor.
***
Zaten bu iki hamlenin çok daha öncesinde “Suriye rejiminin kuvvetlerini çekerek güney sınırımızdaki PYD’ye bir koridor bıraktığını” hatırlayalım.
Sınırımız boyunca kantonlar böylece oluşmuştu.
Menbiç’te de bu senaryo uygulanıyor.
...................
Ayrıca...
Menbiç’te ABD bayrakları, kuvvetleri de bulunmakta.
Bu durumda şöyle düşünmek mümkün.
ABD’ye Suriye’nin “dolaylı”, PYD/YPG’nin “doğrudan” bir “büyük üs verileceği” yolundaki kuşkular -galiba- “paranoya” değil.
Esad ayakta kalabilmek için hem Rusya’ya, hem ABD’ye oynamakta.
Akdeniz kıyısında -zamanla sınırlanmamış- bir “liman” ve bir “hava üssü...”
ABD’ye de Menbiç’te, bütün Ortadoğu’ya açılabileceği “büyük üs...”
Elbette sadece Esad’ın iradesinin ötesinde “büyük resim”e bakıldığında süper güçler görüntüye girmekte.
Menbiç ve onun etrafındaki Suriye, Menbiç’teki Amerikan bayrakları, Rusya ve ABD’nin Trump’la birlikte “ısınan ve yakınlaşan” ilişkileri -açıklanmamış- bir “görüş ortaklığını” düşündürüyor.