ABD’nin küresel haber ajansı Bloomberg’de “Erdoğan-Biden görüşmesi” için “provokatif” bir başyazı yayımlandı.
“Yayın kurulu” imzalı makalede “Batı, Türkiye’ye toleransın sonuna gelindiğini göstermeli” deniliyor.
“Kadim Gordion” düğümünü “İskender’in kılıcı ile kestiği gibi, ABD Başkanı Biden’ın da Türkiye ile düğümü kesmesi” isteniyor.
.......
Kafamda, bu -sorumsuz- başyazı için “Acaba Beyaz Saray’dan Bloomberg editörlerinin kulaklarına üflenerek mi yazdırıldı?” diye bir soru işareti oluştu.
BEYAZ SARAY’A YAKIN
Bloomberg büyük bir yayın grubu. Haber ajansının yanı sıra televizyonu, radyosu ve ekonomi alanında iddialı yayınları da var.
Sahibi Michael Rubens Bloomberg, Amerikalı ünlü bir Yahudi milyarder ve politikacı.
Üç dönem üst üste New York belediye başkanlığı yaptı.
2020’de ABD Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’den aday adayıydı.
İlk açıklamasında “Başkanlık yarışına Donald Trump’ı yenmek ve Amerika’yı yeniden inşa etmek için giriyorum” demişti.
.......
Yani... Bloomberg, Demokrat Parti’nin -neredeyse- sesi.
O nedenle, bu başyazı için “Beyaz Saray’dan Erdoğan’la görüşme öncesi gözdağı verilmek mi istenmiş?” diye bir kuşku duymak “paranoya” olmaz.
.......
KANKA GİBİ
Buna karşılık, Biden-Erdoğan görüşmesine iki saat kala şu satırları yazarken bir gözüm sık sık televizyondaki görüntülere kayıyor.
NATO Zirvesi henüz başlamadan ayaküstü sohbetlerde Biden ve Erdoğan’ın beden dilleri hayli dostça.
Hatta “kanka” gibiler.
Karşılıklı gülüşüyor, birbirlerinin kollarına, omuzlarına dokunarak güven mesajı veriyorlar. Yani... Bloomberg’in satırlarıyla Biden ve Erdoğan’ın sohbet görüntüleri hiç örtüşmüyor.
BATI KARŞITI EKSEN
Başyazıdan şöyle satırları da yansıtayım ki “çelişki ve soru işaretleri” daha iyi anlaşılsın.
........
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi Batı’ya karşı olan bir güç eksenine yaklaştırdı. Bu ülkeler Çin, Rusya ve İran.
Ülkenin seçilmiş lideri olarak bu onun tercihidir. Fakat, Erdoğan aynı zamanda Batı’nın askeri ortaklığıyla (NATO) ve Batı’nın ekonomik birliklerine üyelikleriyle (AB) de korunmayı istiyor.
Türkiye’nin NATO üyeliğini sürdürürken, bu ortak savunma birliğine zarar verebilecek silah sistemlerini (S-400) satın alıyor.
Diğer üye ülke liderlerine hakaret ediyor.
Biden sorumluluğu üstlenerek Erdoğan’a “her ikisine de sahip olamayacağını” açıkça göstermeli.
UYGUN ZEMİN NATO
“Türkiye’ye toleransın sonuna gelindiğini” gösterecek en iyi zemin de NATO.
NATO hukukuna göre “üye ülkeler kovulamaz.”
Ancak...
“Türkiye’ye üye ülke olarak istenmediğini” göstermenin farklı bir yolu var.
“NATO’nun, Türkiye topraklarındaki ayak izinin azaltılabileceği, nükleer silahların geri çekilebileceği, Türkiye’ye silah satışlarının askıya alınması, ekonomik yaptırımlar -olasılıkları-” gibi...
Biden, NATO’nun kararlarıyla uyumlu olarak ABD kararları alabilir.
Bilinken “daha sert cezaların da gündemde olduğunu” söylemişti.
Bu durum hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler arasında memnuniyetle karşılanır.
.........
Başyazıda Biden’a “Türkiye’yle Batı ilişkisini bitirmek için İskender’in Gordion düğümünü kılıçla kesmesi” örnek gösteriliyor.
.........
GERÇEKÇİ OLMAK
Gordion düğümünün kadim hikâyesini çerçeve içinde ayrıca sundum. NATO Zirvesi öncesinden TV’den izleğimiz görüntüler hiç de böyle “çekilmiş kılıç izlenimini” vermiyordu.
Ayrıca...
“Türkiye’nin NATO ve yerküredeki ağırlığı” Bloomberg’in yayın kurulu vizyonuna sığmayacak büyüklüktedir. Kaldı ki “İskender’in düğümü çözmek yerine, kılıçla kesmesinin” sonucu da hayırlı olmamıştır.
Çerçeveli yazıda anlattım.
.......
Türkiye açısından bakalım.
Türkiye’de de “NATO’dan çıkalım. Bize ne faydası var? Müttefik bildiklerimiz, stratejik ortak bellediklerimiz PKK’yı, YPG’yi destekliyor, donatıyor, besliyor. Çıkalım gitsin” kafasında olanlar az değil.
Oysa...
Türkiye’nin veto engeli kalkınca “Kıbrıs Rum Kesimi’nin üye yapılacağı bir NATO’yu” düşünün...
NATO anlaşmasının 5. maddesine göre “Kıbrıs Rumlarıyla en ufak bir sürtüşme bütün NATO ülkelerine saldırı olarak” kabul edilir.
Nasıl, “bu mega risk” göze alınabilir mi?
Ayrıca...
Pandora’nın kutusunu biraz daha açalım.
“ABD yarınlarda YPG-PYD’yi de NATO üyesi yapmaya kalkışırsa!..”
.......
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün izlediğimiz “İktidara katılın” konuşması bütün “akla ziyan” sesleri, provokasyonları dikkate alan bir Türkiye profili çizdi. “Makulü, normalde sürdürmek” aklın yoludur.
Erdoğan-Biden baş başa görüşmesi öncesinde büyük resim böyleydi.
.......
Görüşme sonrası Biden, “Çok olumlu geçti” açıklamasını yaptı. Değerlendirme yarın.
GORDİON DÜĞÜMÜ
Efsaneye göre “lider arayışında” olan Friglere bir kâhin “şehre öküz arabasıyla giren ilk adamı kral ilan etmelerini” söyler.
Derken...
Uzaktan, yanında karısı ve oğlu Milas ile birlikte kağnısını süren Gordias görülür.
Frigler sevinerek Gordias’ı kral ilan ederler.
“Krallığının baş tanrı Zeus’un bir lütfu olduğunu” düşünen Gordias da ilk iş olarak kağnısını “Zeus Tapınağı’na” adar ve kızılcık dallarından bir düğümle bağlar.
.......
Gordias, ölmeden önce kendisini krallığa taşıyan bu düğüm için “Kim bu düğümü çözerse o kişi dünyaya hükmedecektir” kehanetinde bulunur.
.........
Aradan yıllar geçer ve “tüm dünyayı fethetmeyi” kafasına koymuş olan genç imparator Büyük İskender Gordion’a gelir.
“Gordion düğümü” efsanesini o da duymuştur.
Tapınağa gider, düğümü çözmek için çok uğraşır ama beceremez.
Bunun üzerine, sabırsız bir öfkeyle bir kılıç darbesiyle düğümü keser. “İşte düğüm çözüldü der.”
Diplomasi dilinde çok karışık sorunlarla karşılaşıldığında zaman zaman çözüm için “İskender’in kılıcı” formülü tavsiye edilir.
.......
Ne var ki İskender dünyaya hükmetmeyi amaçlamıştır ama henüz 33 yaşında ateşli bir hastalıkla yatağa düşmüş ve ölmüştür.
.......
Bilgeler “İskender’in, Gordion düğümünü çözmek yerine, kılıçla kesmesini” akıbetinin nedeni olarak yorumlamışlar, olay nesilden nesle anlatılır.