Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un imzaladığı kararnameyle “Ermeni Soykırımı” iddiaları bir kez daha gündemde.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çağrıda bulunuyor.

“Arşivlerimizi açıyoruz. Soykırım iddiasında bulunan her ülke arşivini açsın, tarihçiler tartışsın.”

....................

Bu bir gerçekçi çağrıdır.

Ama...

“Soykırım iddiasında olanlar” yanaşır mı?

Bugüne kadar hiç oralı olmadılar.

Öyle bir şey yapılmalı ki kendileri “arşivlere dayanmak” ya da “susmak” zorunda kalsınlar.

Aşağıda bir belge sunuyorum.

Haberin Devamı

Bu belgeyi dünyanın bütün saygın gazetelerinde tam sayfa ilanlarla Türkiye küresel kamuoyuna duyurmalı.

“Soykırım olmadığını Ermenistan’ın ilk başbakanı söylemiştir.

İşte belgesi...”

....................

2007’de bu köşede yayımlanan belgeden satırları sunuyorum:

Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni 1923 yılında Bükreş’te “Taşnak Partisi” toplantısına bir rapor sunmuştu.

Altında “nal”gibi kendi imzasıyla sunduğu bu rapor aslında tüm iddialara cevap ve bir anlamda itiraftı.

Ermeni isyanının, çete eylemlerinin arkasındaki “Taşnak Partisi” Ermeni milliyetçiliğinin simgesidir.

“Savaşı Osmanlı Ermenilerinin başlattığını” itiraf etmiş “Osmanlı’dan -denizden denize Ermenistan- talep ediyorduk” demişti.

Amerikalı, Fransız, İngiliz, Rus değil Ermeni...

Hem de Ermenistan’ın ilk başbakanı bu Ovanes Kaçaznuni...

‘ÖLDÜK, ÖLDÜRDÜK’

İŞTE o tarihi belge niteliğindeki Ovanes’in Taşnak Partisi toplantısına sunduğu ve altında imzası olan satırlar...

1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine katılmadığı dönemde, Güney Kafkasya’da büyük gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmaya başlandı.

....................

Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık. “Türkiye’den denizden denize Ermenistan” talep etmekteydik. İtilaf devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermeleri ve hâkimiyetimizi temin etmeleri için Avrupa ve Amerika’ya resmi çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var olduğumuz sürece aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?

Haberin Devamı

AKLIMIZ DUMANLANMIŞTI

Askeri operasyonlara katıldık. Kandırıldık ve Rusya’ya bağlandık. Tehcir doğruydu ve gerekliydi. Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. Türklerin milli mücadelesi haklıydı. Barışı reddetmemiz ve silahlanmamız büyük bir hataydı. Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiçbir zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan’ı diye bir devletin hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.

Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin sözlerine büyük önem vererek, kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık.

TÜRKLER DOĞRU YAPTI

1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tutuldu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır. Siyasal açıdan olgunlaşmamış ve dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulmaktaydık. Rus hükümetine karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi.

Haberin Devamı

HASTALIKLI PSİKOLOJİMİZ

Kaderden şikâyet etmek ve felaketlerimizin sebeplerini kendi dışımızda aramak acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Osmanlı’dan, Akdeniz’e uzanan bir Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin bize vaat ettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik.

......................

Not: Bu raporu THK (Türk Hava Kurumu) Rusçadan Türkçeye tercüme ederek kitap haline getirdi.

İngilizceye ve Fransızcaya da çevrildi.