Fransız Le Monde, yer kürenin az sayıda “referans” gazetelerinden biridir.
Dünkü Le Monde’daki haber analizde “akrobatik diplomat Erdoğan” tanımı yapılıyordu.
Ukrayna’nın Rusya tarafından işgaliyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Avrupalı müttefikler ve NATO’nun gözünde grafiğinin yükseldiği” mesajı algılanıyordu bu haber analizde.
Şu satırı aynen yansıtıyorum:
“Yakalanması zor ve tükenmez Recep Tayyip Erdoğan’ın en önemli yeteneklerinden biri, krizleri siyasi başarılara çevirme özelliğidir.”
Yazıda Erdoğan’ın dindar demokrat ABD Başkanı Bush’u, kendisini -İslam dünyasına açılan pencere- olarak gören Obama’yı ve iş adamı Başkan Trump’ı “kendi çizgisine çektiğine” işaret ediliyor.
“Görkemli bir özgüvenle altüst olmuş bir dünyanın kusurlarına dalmayı başarıyor” denilmekte.
TRAPEZ
Bu satırları yansıtmakla amacım Erdoğan için övgü ya da yergi polemikleri içinde yer almak değil.
Kıdemim, yaşım, tavrım bellidir. Amacım, iki konunun altını çizmek.
Şöyle ki:
1 Trapez ya da gergin telde yürüyen akrobatın altında güvenlik ağı gerilidir.
Gina Lollobgrida, Tony Curtis ve Burt Lancaster’ın başrollerini paylaştığı “kült” film TRAPEZE’de yıllardır denenmemiş “3 takla” için güvenlik ağlarının kaldırıldığı sahnede nefesler tutulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya, Amerika arasında dengelere oynayarak... Ukrayna savaşında “tahıl trafiğini başlatmada, İstanbul’da iki tarafı bir araya getiren toplantıdaki rolüyle... Boğazları hem NATO hem Rusya gemilerine kapatmasıyla, Ukrayna’ya SİHA’lar vermekle” en tehlikeli diplomatik akrobasilerde güvenlik ağları kurabildi.
2 Türkiye’nin ABD ve NATO nezdinde yeniden tırmanışını sağlayan “Ukrayna-Rusya” savaşı
daha ne kadar sürer?
Bunun akrobatik diplomasi yapan Türkiye’ye etkileri
ne olabilir?
SİLAH OBURLUĞU
Seçkin lezzetlerden makul kantitede yiyenlere “gourmet” denir.
Bir de ne bulursa silip süpüren doymayanlar için kullanılan deyim vardır; “gourmand…” Onlara “obur” denir.
Ukrayna’daki savaşın her iki tarafı da “silah ve mühimmat oburu…”
İngiliz düşünce kuruluşu Royal United Services Institute “Donbas’taki çatışmanın zirvesinde Rusya sadece iki gün içinde tüm İngiliz ordusunun stokunda bulunandan daha fazla cephane kullandı” açıklamasını yaptı.
Ukrayna da kabaca Fransa’nın yıllık savunma bütçesine eşit denebilecek, 40 milyar dolarlık askeri yardımı
daha şimdiden NATO üyesi ülkelerinden yedi yuttu. Yani…
İkisi de “silah” ve “mühimmat oburu…”
Ukrayna istihbaratına göre, “Rusya, Ukrayna şehirlerini ve enerji altyapısını hedef almak için kullandığı İskender kısa menzilli balistik füzeler stokunun yüzde 80’ini tüketti bile.”
Stokunun sonlarına yaklaştı.
The Economist dergisi “Batı yaptırımları ve özellikle de mikroçip ambargosu nedeniyle Rusya, akıllı top mermileri ve roketler için Kuzey Kore’ye… Dronlar ve füzeler için İran’a döndü” diye yazdı.
İngiliz İstihbaratı “Rusya’nın, İran’dan aldığı, kendi kendini imha eden İHA stokunu -neredeyse- erittiğini, daha fazla teslimat beklediğini” değerlendiriyor.
Burada iyi haberi de fısıldayayım: “Çin’in Rusya’yı silahlandırmaması Batı ve Ukrayna için büyük ve gizli kazanç…”
GİZLİ SÜNNET
Ukrayna ise Batı’dan top mermileri, Stinger uçaksavar füzeleri, Javelin tanksavar füzeleri, HIMARS roketleri ve diğer hayati silah sistemlerinin kendisine akışını sürdürmek için yoğun çaba gösteriyor.
Burada bir parantez daha açayım...
ABD HIMARS’larda gizli bir değişiklik yapmış, “Ukrayna’nın Rusya içlerini vuramaması için menzillerini düşürmüştü.”
Yani “gizli sünnet!..”
Ama şu satırlar yazılırken Ukrayna’nın Rusya içini de vurduğu haberleri geliyor.
Ve muhtemelen bu menzili uzun vuruşlar ABD-Rusya ilişkilerini daha da zora sokabilir.
Türkçede “Suyun kaynağı ne, gün gelir kesilir” diye bir söz vardır.
Ukrayna’ya akmayı sürdürecek mi?
Amerika’da yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre “Ukrayna’ya destek hâlâ yüksek ve sürüyor.
Ama özellikle Cumhuriyetçi kesimde ve seçmende düşme eğiliminde.”
Ayrıca…
Sorun sadece para değil, soğuk savaştan sonra Avrupa ve Amerika
silah üretimini azaltmıştı.
Şimdi Batı’nın da stokları zorlanmakta.
Ukrayna için yeni üretim ise zaman alacak.
Örneğin, ABD Raytheon’a “Rus füzelerini düşürmek için altı adet daha Ulusal Gelişmiş Karadan Havaya Füze (NASAMS) pili teslim etmesi” için sipariş verdi. Ancak pillerin yapımı 24 ay sürecek.
Ukrayna’nın şehirlerini koruması içinse iki yıl bekleyecek zamanı yok.
ÜRETİM GÜVENCESİ
Bir sorun daha…
Silah imalatçıları üretimi artırmak için yatırım yapmaya gönüllü değiller.
Zaten sayıları düştü.
“Ukrayna savaşı biterse, yüksek üretimin alıcısı olmayı devlet garanti ediyor mu?” diye soruyorlar.
ABD bu güvenceyi veremez.
Bu durumda en iyi çözüm Ukrayna’ya Biden yönetiminin elinde hazır bulunan F-16 savaş uçakları, uzun menzilli taktik füze sistemleri (ATACMS), Abrams tankları, Gray Eagle insansız hava araçları gibi üst düzey silah sistemleri sağlayarak Ukrayna’ya daha hızlı ilerleme katkısında bulunmaktır.
Savaşın bitiş tarihini yaklaştırmaktır.
……………………
Burada Putin’in sinir uçlarına dokunacak -en çok öfke duyduğu- bir gerçeği yansıtayım…
Washington Post şöyle yazıyor: “ABD savaş ekonomisi Rusya’dan 14 kat daha büyük. (Rusya’nın milli geliri New York’la eşit, G.C)
Rusya ile üretim hatları savaşını çok rahat kazanırız.
Ancak buna gerek kalmaması için çatışmanın maliyetini ve uzunluğunu en aza indirmeyi hedefleyerek mümkün olan her şeyi yapmalıyız.”
…………………..
Yazının başındaki akrobatik diplomasiye dönelim.
Türkiye bu en güçlü ve vazgeçilmez olduğu süreçte en hassas sorunlarını çözecek pragmatizmi göstermelidir.
Örneğin…
F-16 uçaklarının tamamını Ukrayna’ya kaptırmadan bir kısmını alabilmelidir.