Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cosmos'un bir baharını soludum Bilişim 2001'de.
Bilgisayar - internetle simgelenen bilgi çağı, Cosmos'un yeni bir baharı... Belki de miladı.
Bu baharın yaşam sevincini hissetmemek, bu takvimin dışında kalmak, ölü yapraklar gibi sararıp solmaktır.
Bilişim 2001'den ilginç gözlemler yansıtmaya çalışacağım.

Örneğin... Bilişim 2001 "Çağ nerede... Türkiye nerede?" sorusunu, gündeme olanca ağırlığıyla oturtuyor.
Şimdilik bir başka "yer bulma" gözlemiyle yetinelim...
Otomobillere öyle parçalar konulabilecek ki...
Bilgisayarınızdan 24 uyduluk bir sisteme girdiğinizde aracınızın nerde olduğunu derhal görebiliyorsunuz... Sadece Türkiye'de değil dünyanın neresinde olursa olsun...
Ayrıca... Uzaktan kumandayla aracın motora benzin akışını kesip aracı durdurmak mümkün.
Bu sistemi (teknobil), Interpol ve narkotik bürolar da kullanıyor.
Siemens'in avuç içi kadar cep telefonu, aynı zamanda bilgisayar oluyor ve de dilerseniz 5 saat süreyle ses kaydediyor. Müzik ya da bir toplantıdaki konuşmaları...
Ericson ise, özel kağıdı ve özel kalemi olan bir sistem geliştirmiş.
El yazınızın ve imzanızın görünmesi gereken bir işlem yapmak zorundaysanız, bu özel kağıda gerekeni yazıp imzanızı atıyorsunuz, kalemin "yes" tuşuna bastığınız zaman el yazınız ve imza telefonunuzun ekranına geçiyor. Sonra bu görüntüyü istediğiniz görüntülü telefona gönderebileceksiniz.
Göz irisini algılayarak çalışan bilgisayar şifresi de ilginç bir yenilik...

Bizim Profilo, ilk kez internetli ve bilgisayar ekranlı buzdolabı üretmiş. (Buzdolabı kapısına bilgisayar erkanı monte edilmiş.)
Evin hanımı, alışverişe çıktığı zaman telefonla buzdolabının bilgisayarına ulaşıyor. Domatesi, sebzesi, meyvesi ne kadar eksilmiş, aldığı bilgiyle alışveriş yapıyor.
Gene bir sistem daha...
Evin içindeki güvenlik kameralarına cep telefonunuzla ulaşıp içeride yabancı olup olmadığını uzaktan saptamak, yakın gelecekte mümkün.
Ya da bulunduğunuz yerden cep telefonunuzla bir numara girerek uyduya çıkıyorsunuz... En yakın eczane, hastane, sinema, lokanta, ne isterseniz sorun... Anında cevabınız ekranda.
Karşılıklı birbirinizi görerek konuşmak ve de görüntülü mesaj yollamak mümkün olan görüntülü telefonlar da 2003'te Türkiye'de olacak. (Panasonic)

Bir de Pepsi Cola satış yeniliğinden sözedeyim...
Sokaklarda, caddelerde otomatik satış buzdolapları olacak... Cep telefonunuzdan bir numara çevireceksiniz... 600 bin TL faturanıza yazacak ve uzanıp Pepsi Cola'nızı alacaksınız.
Sony'nin, bilgisayarı televizyon ekranıyla birleştirdiği incecik ekranını da akıllı mobilya olarak kaydetmeliyim.
Bütün bu ürünlerin çoğuna cep telefonlarıyla giriliyor. Cep telefonu - bilgisayarlar, yaşamımıza girmek üzere...
Turkcell, hoş bir "cell ailesi" yaratmış.
Dede, baba, eş ve çocuklar...
Hepsinin ayrı özellikleriyle ilginç bir pazarlama yöntemi.
Aria, pazara yoğun tanıtımla girdi. Aria Genel Müdürü Farina, dünkü basın toplantısında "cep telefonu almak isteyen her 3 kişiden birinin Aria istediğini" söyledi.
Aria, kapalı alanlarda dahi konuşulabilecek güçte bir sistem olmasını, "tek satış pozisyonu" (USP) olarak işliyor.
Yeni nesilleri düşünün...
İnternet çocukları, internet gençleri, internet yetişkinleri...
Dilleri farklı, görüşleri farklı, ufukları farklı...
Türkiye'nin bu kıpır kıpır ve canlı kuşakları, üzerlerindeki kurumuş yapraklar gibi dokuları yırtıp "taptaze bir Türkiye" yaratacaklardır.
......
Not: Yaz tatilimin ikinci bölümü için kısa süre yazılarıma ara veriyorum. İzninizle... GC.