Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Boğaziçi Caz “Dünya Şampiyonu...”

İstanbul’da yaza doyum olmuyor. Hemen her gece, aynı saatlerde birkaç konser... Most geceleri...
Bale, dans gösterileri...
Bütün bunlara bakarak, İstanbul sanat festivallerinin kurucusu merhum Nejat Ezcacıbaşı’na bir kez daha teşekkür...
Ondan bu bayrağı devralan ve yaşamının sonuna kadar daha yükseklere taşıyan Şakir Ezcacıbaşı’na da çok şey borçluyuz.
Misyonu Bülent Eczacıbaşı sürdürüyor.
Fakat...
Geride kalan hafta festival dışı bir gösterideydim.
Avusturya Dünya Koro Şampiyonası’nın birincisi olan Boğaziçi Caz Korosu’nun konserine gittim.
Gençleri alkışlamak ve onlarla beraber olmak istedim.
Gerçekten beklentimi karşılayan bir güzellik sundular.
Kutluyorum...
Caz korosu, 1994 yılında Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü bünyesinde kuruldu.
2008 yılında Avusturya’nın Graz kentinde düzenlenen “Vokal Total” adlı dünya çapındaki “a capella” yarışmasında hem pop, hem caz kategorisinde “gümüş diploma” ödülünü aldı.
Geçen yıl Çin’de düzenlenen Dünya Koro Olimpiyatları’nın çağdaş müzik kategorisinde “dünya ikincisi”, oda korosu ve caz kategorilerinde ise “dünya üçüncüsü” oldu.
Ve şimdi de “Dünya Şampiyonu...”
Pırıl pırıl gençler...
Çok çalışmışlar, müzik rüyalarını bile süslüyormuş.
“Marifet iltifata tabidir” söyleminin kanıtı olarak Tuzcu Ambarı’nda karşımızdaydılar.
Batı seçmelerinin yanı sıra, kendi topraklarımızdan türkülerin caz versiyonlarını da seslendirdiler.
Türkiye adına olumlu bir tanıtım olayı bu. Ayrıca...
Boğaziçi Üniversitesi’nde okumanın öğrencilerine kazandırdığı değerlerin de göstergelerinden biri.
‘Tuz ambarları’ güzelliği
ETKİNLİĞİN yapıldığı Kasımpaşa “Tuz Ambarları” için de birkaç satır.
Taş duvarlar, dönemin mimarisini yansıtan kemerli pencereler, ahşap putreller ile bir zamanlar İstanbul’un tuz ambarı olan mekân, bir süredir Yavuz Turgul, Jeffi Medina’nın reklam şirketi merkezi.
Tarihi dokuyu bozmadan, yenilenmiş ve ofise dönüştürülmüş olan mekânın açılışında da bulunmuştum.
Beğeni almıştı...
Ama...
Sosyal faaliyetler için ayrılmış bu bölümün konser alanı olarak kullanılışına ilk kez tanık oldum.
Tarih içinde bir yolculuk yaparak, nereden nereye geldiğimizi de düşündüm.
Bu mekân “oda orkestrası konserleri” için ideal.
Ayrıca...
Şatafat değil, “sade, şık” davetler için de farklı bir seçim olur.
Bir yandan çirkin yapılarla, gecekondularla betonlaşırken, İstanbul böyle gerçek güzelliklerini ortaya çıkararak hâlâ direniyor.
Sanatın ve sporun dostu sponsorluktur.
Çıta, onların destek vermesiyle yükselme şansı bulur.
Boğaziçi Caz Korosu’nun da Avusturya yolculuğu sponsoru CardFinans GO...
Mottosu “Siz görebiliyorsanız, Bizce Mümkün...”

Haberin Devamı

Boğaziçi Caz “Dünya Şampiyonu...”

KAMPÜSTE AŞK
40’INDAN sonra motosiklete başlamak neye alamettir, bilemem.
Ama bundan memnunum.
Beyaz “scooter”ımle (Vespa Piaggio) yıllardır Bodrum’un keyfini çıkarıyorum.
Bu hafta gördüğüm “Larry Crowne” filminde Tom Hanks, 40’ından sonra scooter kullanmaya başlıyor.
20 yıl Deniz Kuvvetleri’nde aşçılık yaparak dünyayı gezmiş ve sonunda “yeter artık” moduna girmiş.
İstifayı basmış, dev bir alışveriş merkezleri zincirine ait mağazada çalışmaya başlamış.
5 yıl üst üste “yılın çalışanı” seçilmiş. Ne var ki çok çalışmak ve başarı onun kovulmasına neden olmuş.
Amirleri çağırmışlar ve şöyle demişler:
Çok başarılısın, terfi etmen ve yükselmen gerekiyor, fakat yüksek eğitimin olmadığı için terfi etmen mümkün değil.
Oysa şirketimiz en alttan başlayarak yönetime kadar yükselmek prensibine dayalıdır. Sen yükselemeyeceksin ve arkandan gelenlerin de önünü tıkayacaksın. Bu nedenle üzülerek yollarımızı ayırıyoruz...
Bunun üzerine filmin başoyuncusu Tom Hanks, üniversiteye başlar.
Artık scooter kullanmakta, scooterlı üniversite öğrencilerinden kurulu “barış ve adalet çetesine” takılmaktadır.
Ve...
Sonrasında hocası Julia Roberts’la da aşk...
Üniversite derslerinde A(+) alarak sınıf geçişi de bir diğer mutluluk nedeni.
Geçen hafta yazdığım filmin konusu, bazen “eksi”nin “artı” nedeni olabileceğine örnekti.
Bu film de öyle.
Aramızda umutsuz olanlar varsa, bu iki filmi görmelerini öneririm.

Haberin Devamı

Boğaziçi Caz “Dünya Şampiyonu...”

TANGO ATEŞTİR
TURKCELL Kuruçeşme Arena’da “TANGO FEELİNG” büyüledi. Estampas Portenas’ın gösterisi “trans hali” yaşattı gerçekten...
New York Magazine, “Tango Feeling’i görmeyen, yüzyılın en güzel gösterilerinden birini kaçırmış demektir” diye yazmış.
Dünya basınında böyle birçok övgü var. Müziğin ateşlediği bedenlerin, ihtiraslı uyumu ile çatışan elektrik dalgaları ve uçuşan kıvılcımlar hissini veriyordu. “Tango ateştir” söylemi gerçeği yansıtıyor.
Tangoyu severim, kendime göre biraz yapabildiğimi de sanıyorum.
Ama...
Her, dünya çapında alkış alan Tango gösterilerini izledikten sonra “Benimki de tango mu” diye düşünürüm. Bu kez gene öyle oldu.
Zamanla kadın-erkek arasındaki ihtiraslı ve yakıcı aşkın beden diline dönüşen tango, ilk yıllarında böyle değildi.
Arjantin’in o yıllarında kadın az, erkek pek çok.
Limanın erkek işçileri akşam paydos ettiklerinde Bandoneon adlı küçük akordeon eşliğinde topluca yemek yer, ucuz şarap içer, yanık şarkılar söylermiş. Sonra...
Bu şarkılara ayak uydurarak erkek erkeğe dans etmeye başlamışlar.
İşte tango böyle doğmuş.
Tangonun sert hareketleri belki de bu “maço” kökeninden geliyor.
“Bandoneon” ise tangonun bütün zamanlarda hiç değişmeyen enstrümanı.
Türkiye’deki ustası Tolga Salman.

Haberin Devamı

YAŞASIN YAZ

Boğaziçi Caz “Dünya Şampiyonu...”

ELİF Yalın güzel ve zarif bir genç kadındır. Dost insandır. Daha ötesi, onun “lezzet avcılığı ve ustalığıdır...”
Önceleri reklam sektöründeydi.
Sonra “lezzet durakları” açmaya yöneldi.
Girişimleri başarılı oldu.
Onun, Bebek’teki Mangerie’si ve Nişantaşı’ndaki Delicatessen’i, damak tadı tercihlerim arasında. Geçen hafta Mangeri’de “Yaşasın Yaz” daveti vardı.
“Beefeater Gin” sunumlarıyla düzenlenmişti.
Gin tonik ve gin kokteyllerine uyumlu tadımlıkları nefisti. Özellikle kişniş tohumlu krakerler ve krem peynirleri.
Beefeater Gin 200 yıldır damıtımı Londra’da sürdürülen bir dünya markası. Yerkürenin farklı bölgelerinde yetişen egzotik bitkilerden elde edilen karışım uzun süre dinlendiriliyor.
Damıtım öncesi bu uzun süreç cine güçlü aroma veriyor. “Beefeater’la Yaşasın Yaz” konsepti davetler daha önce White Mill Cafe ve Nuteras’ta düzenlenmişti. Gin sunan, gökkuşağı peruklu kızlar da ilginçti.