Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ve ilk kadın vaizdir. Başbakan Erdoğan'ın basın danışmanlarından Cüneyd Zapsu'nun eşi ekseninde başlatılan "Başı açık ve kadın-erkek karma namaz kılınır mı?" tartışması bağlamında onun görüşleri şöyle:"Başörtüsü, namazın şartlarından biri değildir. Bu olay sansasyon yaratmak için değilse, kendi zihniyetindeki insanlarla bunu yapıyorlar, başka insanları rahatsız etmiyorlarsa bir şey denemez. Ancak toplumun tepkisini çekmemek, huzuru bozmamak için cemaatle namaz kılınırken baş örtülmesi alışkanlıktır. Bu cemaat kuralıdır, namaz cemaatle kılınıyorsa bu kurala uymak lazım. Cemaate saygı, itilmemek, itmemek meselesi. Ama kendileri , yani cemaat başı açık namaz kılmayı makul görüyorsa kimse bunu bozmaya yeltenmemeli. Ben cemaatle namaz kıldığımda başımı örterim, ancak yalnız kıldığımda başımı açtığım olmuştur.".........................Özetle...1- Başörtüsü, namazın şartlarından biri değildir.2- Beyza Bilgin hocanın da yalnız namaz kılarken başını örtmediği oluyormuş.3- Cemaat halinde namaz kılınırken başı örtmek bir gelenek ve saygı kuralı.4- Kendi aralarında ayrı bir cemaat oluşturanlar ayrı bir mekânda hep birlikte namaz kılıyorlarsa ve başı açık olmak diğerlerine saygısızlık oluşturmuyorsa sorun yok.İşte aydın bir değerlendirme............................Zaten her cuma, Çamlıca Subaşı Camii'nde toplananların da yaptıkları bu.Fotoğraflarla hadise kamuoyuna yansımadığı sürece yıllardır kimseye rahatsızlık vermeden ibadet etmişler. Hatta onların erkek-kadın birlikte karma namazları için de bir not düşeyim...Hanımlar sadece kendi yakınları olan erkeklerin yanında ya da önünde saf tutmaya özen gösteriyorlarmış. Allah'a inancın ifadesi olan ibadette kimse kimseyi rahatsız etmedikçe, kimsenin de kimseye dayatma hakkı yoktur.Benim gözlemlerime göre namazda baş örtülmese de böyle bir ritüel var.Merhume anneannem Boşnak'tı. Genç yaşta dul kalmış. O dönemin toplum yaşamında dikkatler üzerinde olduğu için örtünmüş. Çocukluk yaşlarımdan aklımda kalan görüntüsü, topuklu pabuçları, elbise üzerine giydiği incecik pamuklu lacivert (siyah değil) çarşafıydı. Şık bir kadındı. Kuran okurken ve namaz kılarken kenarlarında küçücük parlak metal pullar işli kar beyazı bir tülbent örterdi başına...Annem Atatürkçü, laik bir Cumhuriyet kadınıydı. Başını örtmezdi ama cenazelerde herkes gibi o da başına eşarp bağlardı.Mevlitlerde, hatim dualarında annesi gibi o da, beyaz bir tülbentle örterdi başını...Yani... Türkiye insanı geleneklerine bağlıdır. İnançlara saygılıdır. Ancak...Çamlıca Subaşı Camii'nde sadece kendi aralarında namaz kılan grubun da en ufak bir saygısızlık yapmadığı kanısındayım.........................Olayın siyasi boyutuna gelince...AKP'li kadın milletvekillerinin hepsinin başları açık. Pek çok AKP'li başları açık kadın ve AKP'li eşi de var. Zapsu'nun eşi, başını örtmeden Allah'a inancını teyit eden ibadette bulunmuşsa, bunun nesi yanlış? Zapsu'nun eşi Hıristiyan olsaydı ne denilecekti? Bir ate ya da agnostik olsa ne fark edecekti? AKP, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin partisi olduğu söylemini yansıtmıyor mu?Zapsu'nun eşinin başı açık namazda fotoğrafı nedeniyle istifayı düşünmesi, bu gerçekleri bilmediğinden değil.Ne yazık ki iktidarda lidere yakın olanlar, partinin çevre yollarında kalanlar tarafından kıskançlık hedefi haline gelirler.Lidere yaklaşmak çabasında olanlar, onları ilk fırsatta sırtından vururlar. Saray dedikodularıyla yıpratma kampanyaları açarlar.Sanıyorum Zapsu'nun kaygısı da budur.Sağlam durursa, sırf ihale kapmak, bürokraside yükselmek için eşlerine baş örttürenlere de bir ders vermiş olur."Çankaya'ya başörtüyle neden çıkılmazmış?" sorusunun sahipleri, bu olaya çifte standart uygulamasınlar. g.civaoglu@milliyet.com.tr Profesör Dr. Beyza Bilgin, Ankara İlahiyat Fakültesi kökenli aydın öğretim üyeleri grubundandır.