Armageddon
Putin test ediyor…
“Amerika Odessa’yı özgür tutmak için New York’u riske etmeye hazır mı?
Almanya, Kiev uğruna Berlin’i kaybetmeyi göze alır mı?”
Putin kendi kafasında bu sorgulamayı yaparak “nükleer tehditlerini” sürdürmekte.
Başkan Biden de durumun ciddiyetinin bilincinde ve dün “nükleer silah tırmanışı için kıyamet günü” söylemini dile getirdi.
………………
Başkan Biden ve Batı korkunç bir ikilemle karşı karşıya.
“Putin’in nükleer şantajına boyun eğmek ki bu daha fazla nükleer şantaja kapı aralayan korkakça bir yatıştırma eylemi olur.
Ya da Rusya’yla ucu açık bir nükleer çatışmaya girmek ki bu da ARMAGEDDON demektir.”
KÜÇÜK KIYAMET
İnançlara göre ARMAGEDDON dünyanın sonu gelmeye başlayınca ortaya çıkacak olan savaş anlamına geliyor.
Bazı yorumlar “bu savaşın nükleer olacağı” yolundadır.
İnsanlığın neredeyse tamamının yok olacağı düşünülmektedir.
Sayfaya temsili ARMAGEDDON görüntüleri koydum.
Patlayan nükleer bombanın şemsiyesi altında New York’u ve bir nükleer bomba sonrası Washington’u gösteriyor.
……………………
Biden da bu soruları kendi zihninde defalarca evirip çevirmiş olmalı…
Kurmaylarından simülasyon bilgileri aldığı kesin.
O nedenle Biden “üçüncü bir yol” izledi.
“Putin’i caydırmayı” amaçlayan yaptırımlara yöneldi.
Bir yandan da Ukrayna’yı kararı için serbest bıraktı.
“Rusya’yla ne zaman ateşkes istediğine kendisinin karar vermesi gerektiği” söylendi.
Zelenskiy’e ve ailesine “istedikleri an Amerika’ya veya bir Batı ülkesine irtica edebileceğinin” kapısı açık tutuldu.
Ama…
Savaşa kararlıysa, “ABD ve NATO’nun silah ve diğer desteklerle arkasında kalacağı” sözünü de verdi.
SİGORTA POLİÇESİ
Rusya’ya ise “taktik nükleer silah kullansa bile bunun cevabının nükleer olmayacağı” yolunda adeta garanti verildi.
Ama “konvansiyonel silahlarla başta Karadeniz donanması olmak üzere Ukrayna’daki bütün varlıklarının yok edileceği de” ilave edildi.
Dünkü Washington Post’a göre, bu gene de Putin için bir “sigorta poliçesi…”
Ukrayna’da alacağı nükleer riskleri katlaması için önü açık.
Yarınlarda başka işgal ihtirasları için bu nükleer kartı yeniden göstermesinin önünde engel yok.
Kısacası, Putin “nükleer tabuyu kırma” seçeneğine sahip.
1962’de Küba krizi patladığında Amerika da elindeki nükleer kartı göstermişti.
Sorun böyle çözülmüştü.
60 yıl sonra ise nükleer tansiyon daha yüksek.
Ve nükleer kart tek taraflı.
KENNEDY CAYDIRICILIĞI
Dünkü Wall Street Journal “Putin’in mutlaka caydırılması” gerektiğine işaret ediyor.
Ve önemsediğim şöyle bir yaklaşımı var:
“Rusya’yı caydırmak onu küçük düşürmek anlamına gelmez.
Başkan Kennedy’nin vurguladığı gibi caydırıcılık, diplomasiyi tamamlar.
Caydırıcılık ne kadar etkili olursa diplomasi de o kadar etkili hale gelebilir.”
Ancak ön koşul “caydırıcılığın önceliğidir.”
Yani…
Başkan Biden, barışa giden bir yol aramadan önce “nükleer silahlarının kullanımına kapıyı kapatmalıdır.”
KARACİĞERE YUMRUK
Kabul etmek gerekir ki yaptırımlar Rusya üzerinde yeterince etki sağlayamadı.
Savaş alanında Ukrayna başarılı olmasaydı Rus güçlerini yaptırımlarla durdurmak -görülüyor ki- hiç mümkün değilmiş.
Hatta haftanın sonuna gelmeden Rusya’nın ve Suudi Arabistan’ın başını çektikleri “OPEC+ (petrol üreten ülkeler)” günlük üretimlerini 2 milyon varil düşürme kararı aldılar.
Bu karar ABD, NATO ve AB’nin isteyebileceği en son şeydir.
Böylece petrol fiyatları artacaktır.
Rusya’nın yaptırımlarla düşmesi gereken gelirleri, tam tersine, yükselecek ve Ukrayna savaşının finansmanına önemli katkıda bulunacaktır.
………………….
Madalyonun diğer yüzünde olayın ABD iç siyasetine yansıması da var.
Akaryakıt fiyatlarıyla “ara seçim sonuçlarını etkilemek, Demokratları Temsilciler Meclisi’nde azınlığa düşürmek…
Trump’ın yeniden başkan seçilme yolunu açmak…”
MbS (Muhammed bin Selman) Biden’ın karaciğerine fena bir yumruk sallamış oluyor.
…………………..
Peki, bu tırmanışı durdurmanın bir yolu yok mu?
Wall Street Journal’a göre var.
Şöyle ki…
Biden, Putin’in tehditlerine karşı yurt içinde ve dışında sağlam bir koalisyon kurmalı.
Tehlikeyi küçümsemek yerine, dramatize etmeli.
Ulusa tarihi bir konuşma yapmak üzere Kongre’nin ortak oturumunda kürsüye gelmeli.
Acil bir NATO zirvesi düzenlemeli.
Amerikalıların tamamının oy birliğiyle desteğini kazanamasa bile her iki partideki sorumluluk bilinci olan kanaat önderleri Putin Rusya’sının Amerikan güvenliğine ve dünya barışına tehdit olarak algılanmasını sağlamalı.
Öylece ulusal birliğin yanı sıra NATO’yu da kapsayan birleşik tavır Moskova’ya ciddi bir mesaj göndermiş olur.
Kısacası, Putin’i nükleer silah kullandırmaktan caydırmak için onu da şu soruyu kendi kendine sormaya zorlamak zamanıdır:
“Kiev için Moskova’yı riske edebilir miyim?”
……………….
Biden’ın sinir sisteminin son derece sağlam ve kendisinin de sağduyulu olduğunu teslim etmek gerek.
Çünkü hâlâ Putin’i durdurabilecek etkin kişiler ve seçenekler var.
Başka bir yazıya…
