İstanbul 5.8 büyüklüğünde depremle sarsılırken bir grup arkadaş öğle yemeğindeydik.İstanbul 5.8 büyüklüğünde depremle sarsılırken bir grup arkadaş öğle yemeğindeydik.
Uzun süredir Türkiye’de yaşayan İtalyan arkadaşım Guiseppe Farina ilginç bir tez ortaya attı.
“Biliyorsunuz, Stramboli Yanardağı hareketlendi, epeydir görülmemiş büyüklükte lav püskürttü. Oradan başlayarak fay hatlarını tetiklemiş olamaz mı?” Bunun cevabını bilim adamları verebilir.“Ancak öyle olsa İtalya ile Türkiye arasındaki mesafede başka depremlerin de olması gerekmez mi?” sorusunun cevabını tartıştık arkadaşlarla. Sismografi aygıtları iki nokta arasında gerçekten binlerce küçük deprem kaydı yapmış olabilir.
....................
Aslında bu tezi sık sık konuşturan kadim tarih iddiaları var.“Çok büyük bir deprem sonrası yok olan Atlantis’in, bugünkü Santorini Adası dolaylarında olduğu” varsayımını hatırlayalım.Santorini’nin güneyi bıçakla kesilmişçesine keskin ve dik bir yarla denize iner.Su çok derindir. Karanlıktır.Tekneler demir atamaz.“Atlantis’in burada başlayan çukura gömüldüğü” fantezileri yapılır.Neredeyse “insanlığın oluşumuyla zaman örtüşmesi olan bir fay hattının Anadolu’ya uzandığı” teorisi vardır.
......................
17 Ağustos depreminden sonra bu konuyu yazmıştım. (18 Ağustos 1999)
TEBEŞİR VE ŞAFAK
İnsanoğlu tarihte bir su zerresi.
Ortalama ömrü 65 yıl olan Türkiye insanı, 136 milyon yıl önce “Kretase (Tebeşir)” döneminde oluşmaya başlayan ve 54 milyon yıl önce “Eosen (Şafakla Doğan)” döneminde tamamlanan deprem kuşağının kendisine çizdiği yazgıyı paylaştı.
“Eosen”, Yunanca “eos (şafak)” sözcüğünden türemiş.
Yakın dönemin doğuşunu simgeler.Modern memelilerin tümüyle depremlere neden olan sürtüşme halindeki yeryüzü kayaçları bu dönemin olgusudur.
Azor Adaları’ndan başlayan ve Türkiye’de çatallaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı Çin’e kadar uzanıyor.Eğer söylentiler doğruysa ve masalsı Atlantis bu kuşak üzerindeki Ege’nin Santorini Adası’ysa...
O uygarlığın yerinde şimdi kapkara ve bir yer altı canavarının ağzı gibi büyük ve derin su var.Anlatılanlara göre, Santorini’deki Atlantis uygarlığını çok şiddetli bir depremle yutan dev dalgalar, adadaki toprak testileri Mısır sahillerine kadar sürüklemişlerdi.
.................
Yani...İnsanlıkla neredeyse yaşıt olan bir fay hattının tehdidi altında yaşamaktayız.Kaç uygarlık gelmiş geçmiş.Hepsi de hemen hemen 100’er yıllık periyotlarla sarsılmış, büyük korkular geçirmiş, büyük kayıplar vermiş.“Bulundukları coğrafya ülkelerin ve orada yaşayanların kaderidir” söylemini doğrulayan bir doğa gerçeği bu.
.................
Ne var ki...
Uygarlıkta, bilimde, teknolojide kaydedilen ilerleme doğayla mücadelede insanlığı artık “yenilmeme” noktasına ve bilincine getirmiş bulunmakta.
Örneğin...
PERU...13 Kasım 1996...7.5 büyüklüğündeki depremde sadece 11 kişi öldü, 300 kişi yaralandı.
ENDONEZYA...17 Şubat 1996 ...8 büyüklüğündeki depremde sadece 7 kişi hayatını kaybetti, 18 yaralı.
ŞİLİ...30 Ağustos 1995...7.8 büyüklüğündeki depremde sadece 3 kişi öldü.
JAPONYA...4 Ekim 1994...8.2 büyüklüğündeki depremde ölü sayısı sadece 10, yaralı sayısı 206.
JAPONYA/TOKYO...11 Ekim 1993...7.1 büyüklüğündeki depremde can ve mal kaybı sıfır.
ABD/KALİFORNİYA...25 Nisan 1992...6.9 büyüklüğündeki depremde can kaybı yok. Sadece 45 yaralı.
...................
Türkiye’de ise “7 ve üzeri büyüklükte bir depremde hâlâ 100 binlerce can kaybı olabileceği” ifade ediliyor.İnsanlıkla yaşıt bir fay hattında uygarlığımız hâlâ bu düzeyde mi?..