Yaz bitti. Nerede kalmıştık?
Tatil hakikaten sonra erdi. Gündem birden hızlandı. Örneğin Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron uzun süren bir nabız yoklama sürecinin ardından hükümet kurabileceğini düşündüğü bir Başbakan atadı. Kendisini profesyonel açıdan şahsen iyi tanıyorum. Merkez sağ ile Fransa eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’In sosyal eğilimli sağ politikalarına yakın bir kişi. Kuşkusuz yasadışı göçle mücadele konusundaki önerileri ve politikaları zaman zaman aşırı sağ partileri de cezbedebilecek. Başarılı olur mu bilinmez ancak piyasalara bakacak olursak, başarılı olması bekleniyor. Fransa’nın CDS’inde bir oynama yaşanmadı. Transatlantik topluluk açısından da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ve bir nükleer güç olan Fransa’da siyasi kaosun yaşanmaması önemli. Ülkenin kamu borcu tavan yaptı maalesef. Tabii ki Japonya düzeyinde değil. Ancak aynı perspektifleri de sunmuyor.
Avrupa Birliği (AB) cephesinde ise Komisyon başkanı Ursula Von der Leyen (VDL) Komisyon üyelerini belirlemeye devam ediyor. Kendisiyle birlikte görev alacak adaylar arasında bir seçim yapmaya çalışıyor. Sunulan adayları gözden geçiriyor ve görev dağılımını sağlamaya çalışıyor. Komisyon üyeleri arasında kadın-erkek eşitliği sağlanamamıştı. Birkaç hafta önce bu hususu dile getirmiştim. Nitekim Avrupa Parlamentosu da Komisyon üyeleri arasında kadınların aslan payını almasalar bile, niceliklerinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. VDL, kendisinin de üyesi olduğu Avrupa Hristiyan Demokratlar Partisi’ne üye partilerin oluşturduğu hükümetlerin gönderdiği adayları sorgulamadı. Ancak sair siyasi partilerden oluşan hükümetlerin adaylarını sorguladı. Yeterince kadın adayın gönderilmediğinden şikayet etti. Tabii şikayeti meşru. Ancak kendi partisinden gönderilen erkek adaylara ses çıkarmayıp, sosyalist veya liberallerin adaylarına laf etmesi hemen ‘çifte standart’ eleştirilerini beraberinde getirdi.
Neticede Komisyon üyelerinin isimlerini ve aralarındaki görev dağılımını Çarşamba günü açıklayacak olan VDL’nin listesinde Avrupa Parlamentosu’nun vetosuna neden olabilecek isimler arasında Macaristan’ın adayı olan ve hala genişleme komiseri olarak görev yapan Oliver Varhelyi yer alıyor. Öte yandan iç işlerinden sorumlu Komisyon üyeliği için halen Belçika Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Hadja Lahbib’in adı geçerken, Savunma ve Güvenlik adı altında kurulacak olan yeni portföyün ise Litvanyalı Andrius Kubilius’e verilmesi konuşuluyor kulislerde. Yunanlı Komiser Apostolos Tzitzikostas’ın da ‘Kırsal Kalkınma’dan sorumlu olması bekleniyor. Yetki ve görevlerine ‘Ulaştırma’nın da eklenebileceği ifade ediliyor. Valdis Dombrowski’nin de hem Komisyonun başkan yardımcısı hem de genişlemeden sorumlu üyesi olması bekleniyor. Bütün isimler 11 Eylül’de açıklanacak. Tarihin seçimi de sadece tesadüfün azizliği.
Ukrayna’dan NATO’ya son gelişmeler
Ukrayna’nın Rusya’ya karşı Kursk bölgesinde gerçekleştirdiği taarruz Ağustos ayının önemli gelişmeleri arasında yer aldı. Kiev yönetimi bir taraftan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i zor durumda bırakmak istiyordu. Diğer yandan da Putin’in askerlerini Donbas bölgesinden Kursk’a sevk etmesini amaçlıyordu. Putin, ülkesinde zevahiri biraz daha çizdirdi, ancak Kursk tuzağına düşmedi. Ukrayna ise bu hamle sayesinde biraz moral buldu. Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de siyasi açıdan bir nebze güçlendi. Ancak her şeye rağmen Rusya Donbas bölgesinde ilerleme kaydetmeye devam etti. Son dönemde 470 km2 Ukrayna toprağını daha ele geçirdi. Ukrayna’nın hava kuvvetlerine sahip olmaya başlaması ve NATO ülkelerinin bağışlamış olduğu savaş uçaklarının devreye girecek olması savaşın seyrini çok değiştirmeyecek gibi ancak Kiev’in elini bir nebze kuvvetlendirecek. Asıl mesele, müttefiklerin bugüne kadar Ukrayna’ya verdikleri orta menzilli füzelerin kullanımına getirilen sınırlamaların kaldırılması. Kaldırılması halinde savaşın seyrini müspet veya menfi değiştirebilir. Bunun da yanıtını henüz bilmiyoruz. Bu çerçevede Ukrayna cephesinde her şey neredeyse yaz öncesince bıraktığımız gibi.
