ABD’nin Afganistan hükümeti ile Taliban arasında 1 Mayıs tarihine kadar kalıcı bir barışı sağlamak amacıyla yürüttüğü müzakereler belirsizliğini koruyor. ABD ülkeden çekilmek isterken, NATO’nun kafası da karışık
Washington yönetimi 20 yıldan bu yana askeri varlık gösterdiği Afganistan’daki Kararlı Destek Harekatı’na (RSM) artık bir şekilde son vermeyi amaçlıyor. Çin ve Asya ülkelerine odaklanmayı hedefleyen ABD, Afganistan’a 20 yılda 1.2 trilyon dolar para harcadı. Washington yönetiminin sadece Afganistan’daki askeri varlığının yıllık maliyeti 40 milyar dolar. Ülkenin yeniden inşaası için harcanan kaynak da göz kamaştırıcı; 178 milyar dolar. Halen taahhüt ettiği miktar da 143 milyar dolar.
Ancak Doha’da Afgan hükümet yetkilileriyle Taliban arasındaki barış görüşmelerindeyse süreç ağır aksak devam ediyor. Diplomatik gözlemciler, ABD’nin Afganistan barış görüşmeleri için 1 Mayıs gibi bir tarihi milad olarak benimsemesinin olumsuz etkilerine dikkat çekiyor. Beyaz Saray, Afganistan’dan çekileceğini henüz resmen açıklamadı. Zira ABD’nin böyle bir açıklama yapması halinde, Taliban’ın barış müzakerelerine katılmasına ihtiyaç kalmayacak. Çekilmeyeceğini ilan ederse de, bu kez Afgan hükümet yetkilileri, müttefiklere güvenip müzakereleri sürdürme ihtiyacı duymayacak.
NATO nezdindeki birçok müttefikse, güvenlik nedeniyle Afganistan’da kalmayı arzuluyor. Bunların başında Almanya, İngiltere ve Türkiye geliyor. Ancak ABD’nin Afganistan’daki askeri varlığı olmadan ve mali desteğini sürdürmeden kalmaya devam etmeleri zor.
Müttefiklerden Portekiz ise, şimdiden Mozambik hükümetine destek olmak ve ülkenin kuzeyindeki terör örgütleriyle mücadele etmek amacıyla Afganistan’dan çekilme kararı aldı.
Farklı görüşler
ABD Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın görüşü, Afganistan’daki askeri varlığın 1 Mayıs 2021’den sonra da sürmesi yönünde. Zira ABD ve müttefiklerin bölgeden ayrılması halinde, Afganistan’da güvenlik sorunlarının baş göstereceği, barış sürecinin yanı sıra sosyal ve ekonomik kalkınmanın da sekteye uğrayabileceğini düşünüyor. Ayrıca insan hakları ve kadın hakları ihlallerinin de artacağına işaret ediyor.
ABD Deniz Kuvvetleri ise Washington’un Afganistan’da vakit ve para kaybettiğini savunuyor. ABD ordusunun Çin ve Asya’ya odaklanması gerektiğini savunan Deniz Kuvvetleri, Washington yönetiminin bu ülkede harcadığı paradan dolayı Çin’e karşı askeri üstünlüğünü kaybedebileceğini iddia ediyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, her fırsatta müttefiklerin Afganistan’a birlikte girdiğini, dolayısıyla tüm müttefiklerin aynı anda çıkacaklarını dile getiriyor. Ancak 1 Mayıs’a kadar Afganistan’dan barışın sağlanıp sağlanamayacağı halen kesinlik kazanmadı. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’in, 23-24 Mart arasında Brüksel’de düzenlenecek NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, ülkesinin Afganistan’a yönelik stratejisi hakkında niyetlerini dile getirmesi bekleniyor.
Doha’da devam eden ve tıkanma noktasına gelen Afganistan barış görüşmelerinin yeniden soluklanması için Türkiye’de bir toplantı gerçekleşeceği dile getirildi. Afganistan’da barışın akıbeti açıklık kazanmadığından, NATO’nun da ülkedeki belirsizliği devam edecek. NATO’nun askeri kanadına yakın bir uzman, İttifak’ın Afganistan’daki harekatının geleceğini “The Clash” grubunun ünlü parçası “Should I stay or Should I go” ile özetliyor. Şarkının nakaratındaki “Gidersem felaket yaşanacak, kalırsam felaketler katlanacak” sözleri misali. Kalsa da gitse de, NATO, Libya’nın ardından tarihinde ikinci kez başarısız bir operasyona imza atmış olacak.