Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Suriye’deki gelişmeler ve Esad’ın devrilmesi, AB’nin ezberini bir kez daha bozdu. Brüksel’de kimse böyle hızlı bir gelişmeyi beklemiyordu. Yeni göreve başlayan AB liderlerinin gündemi ABD seçim sonuçları, Ukrayna savaşı ve Çin politikalarına odaklanmıştı. Ayrıca düzensiz göç konusu da öncelikliydi. İtalya gibi ülkeler Esad rejimini güvenli ülke ilan etmeye ve yasa dışı göçmenleri geri göndermeye hazırlanıyordu. 

‘Bölgesel liderler’ vs ‘bölge liderleri’

AB, dünya meselelerine çözüm üretme konusunda matematik, ekonomi, biyoloji ve tarih derslerini iyi çalışsa da sınavda sorular coğrafya ve dil bilgisinden geldi. Esad rejimi yıkılırken Ankara’nın Suriyeli mülteciler ve güvenli bölge politikası sayesinde Suriye’deki gelişmelere hakim bir konumda olduğu netleşti. Türkiye bu bilgileri müttefikleriyle de paylaşıyor; tabii soran olursa. Ancak AB, Türkiye’ye sormak yerine sorunların etrafından dolanmayı tercih etti. Esad’ın devrilmesinin ardından, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen (VDL), Türkiye yerine önce Ürdün Kralını, ardından BAE liderini aradı. VDL ilerleyen günlerde ‘bölgesel liderleri’ arayacağını sosyal medya üzerinden duyurdu. Diplomaside kullanılan kelimeler her zaman önemlidir. ‘Bölgesel liderler’ ifadesi, rastgele seçilmiş bir kavram değil. Kendini ‘dünya lideri’ olarak gören VDL, bölge ülkelerini de ‘bölgesel lider’ olarak tanımlayarak üstünlük taslayan bir tavır sergiliyor. ‘Bölgenin liderleri’ deseydi, daha yapıcı bir tavır sergilemiş olurdu. 

Haberin Devamı

Suriye konusunda Türkiye vazgeçilmez bir muhataptır. ABD de bunu anlamış durumda ki Dışişleri Bakanı Blinken’ı hızla Ankara’ya gönderdi. Keza Suriye’de Esad devrilmişken, Türkiye aynı dönemde Somali ve Etiyopya arasındaki krizin çözüm sürecini başlattı. Başka bir deyişle, Türkiye müttefikleri ve partnerlerine çözüm üreten ve özellikle güvenlik sağlayan bir ülke olduğunu gösteriyor. Brüksel’de toplanacak AB dışişleri bakanlarının da Suriye’yi masaya yatırması bekleniyor. Salı günü Ankara’ya gelecek olan VDL’nin diplomatik ifadelerde daha dikkatli olması gerekiyor. Zira Türkiye, Esad’ın devrilmesiyle Suriyeli mülteciler sorununda kritik bir çözüm ortağıdır. 

Haberin Devamı

Fransa’da çarşı hâlâ karışık

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un başbakan olarak atadığı 73 yaşındaki François Bayrou, Fransa’da merkez blokta yer alan bir isim. İlginç şekilde, demokrasi adına Marine Le Pen’in cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli imza kampanyasına katkı sağlamıştı. Bu açılımıyla Macron, Bayrou’nun Le Pen ile sosyal liberalleri 2025 bütçesi konusunda uzlaştırabileceğini düşünüyor. Çünkü Fransa’nın yeni yıla bütçesiz girmesi oldukça riskli bir durum. 

Macron, kendi kişisel çıkarları yerine ülkesinin, NATO’nun ve AB kurumlarının çıkarlarını düşünerek hareket ettiğinde oldukça başarılı oluyor. Örneğin, Olimpiyat Oyunları, Notre Dame’ın sadece beş yılda yenilenmesi gibi... Yeni vergiler getirilmemesi ve Fransa’nın 2019-2023 yılları arası Avrupa’da en fazla yabancı yatırım çeken ülke olması da Macron’un hanesine yazılan artılar. Ancak narsistik ve ego merkezli kararları genelde felaketle sonuçlanıyor: NATO yorumları, Putin’le ilişkisi, Dağlık Karabağ, Libya, Suriye ve PKK’nın Suriye uzantılarıyla olan ilişkisi gibi. Şimdi ise Ukrayna ile Rusya arasında muhtemel bir ateşkes çerçevesinde, AB ülkeleri bir barış gücü gönderme fikrini tartışıyor. Bu öneri aslında ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’tan geldi. Notre Dame’ın açılışı vesilesiyle Paris’te bulunan Trump, Ukrayna lideri Zelenskiy ve Macron ile yaptığı görüşmede, “Barışı ben sağlayacağım, Avrupa ateşkesi denetleyecek” dedi. Çarşamba günü düzenlenecek AB-Batı Balkanlar Zirvesi marjında bu konu konuşulacak. Toplantıya Türkiye’nin davet edilmemesi son derece dikkat çekici olur. Fransa ve AB, kapsayıcı, ego merkezli olmayan bir yaklaşımla başarı şansı yakalayabilir. Aksi halde yine sonuç alınamayacak.