Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesiyle ticaret hacminde 27 milyar euro’luk bir artış gündeme gelebileceği, bunun 40 milyar euroya kadar çıkabileceği öngörülüyor.

İsveç’in NATO üyelik senedinin onaylanma süreci, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye ilişkilerinin canlandırılmasına ilişkin tartışmaları da yeniden ısıttı. AB-Türkiye ilişkilerini canlandırılması kapsamında gündeme gelen Gümrük Birliği (GB) anlaşmasının güncelleştirilmesi, Ankara’nın üzerinde durduğu konular arasında. Nitekim bu güncelleştirme, Türk ekonomisine önemli bir katkıda bulunabilir.

Haberin Devamı

Türkiye’nin sadece 2022 yılı ihracatında AB ülkelerinin payı, 103.1 milyar dolarla yüzde 40.6 oldu ve toplam ihracatımızda ilk sırada yer aldı. Türkiye, AB’nin geçen yılki toplam ithalatında ise yüzde 3.3’lük pay ile 6. sırada bulunuyor. Yani azımsanmayacak bir düzeyde... AB, Türkiye’nin ihracatında olduğu gibi ithalatında da ilk sırada yer alıyor. Keza 2022’nin konsolide rakamlarına göre Türkiye, AB’den yaklaşık 93 milyar dolarlık ihracat yapmış.

2014’te Dünya Bankası, Türkiye ve Avrupa Komisyonu ile AB’ye üye ülkelerce yapılan çalışmaya göre, halen sadece sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsayan AB-Türkiye Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi halinde, Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacminde 27 milyar Euro’luk bir artış gündeme gelmesi söz konusu. Hatta bu rakam, kapsayacağı sektörlere göre, kimi öngörülerde 40 milyar Euro’ya kadar da çıkabiliyor.

GB güncellemesi 27 milyar € demek

Tarımın önemi

Yine öngörülere bakarsak, GB güncelleştirilmesini kapsayacağı sektörlere de bağlı olarak, Türkiye’nin büyüme oranına en kötü ihtimalle yüzde 0.98’lik bir ek katkı sağlayacağı da belirtiliyor. Hizmet, kamu alımları ve tarım ürünlerinin dahil edilmesiyle birlikte, bu oranın, ülkemizin GSYH’sının yüzde 2’sine kadar ulaşabileceği kaydediliyor.

Tarım ürünlerine ilişkin olası açılımsa, son derece önemli. Güncellemenin et, süt ve deniz ürünlerinde fiyatların tüketici lehine düşmesini sağlayabileceğine, daha çok güney ülkelerinin ihraç ürünleri arasında yer alan zeytin, domates gibi kalemlerde de Türkiye’nin rekabet şansını artırabileceğine dikkat çekiliyor.

Haberin Devamı

Yine güncelleştirmeye hizmet sektörünün eklenip eklenmeyeceği de belirleyici olacak. Nitekim, ekonomimizin yüzde 60’ını oluşturan hizmetler sektörünün serbestleşmesi halinde, Türkiye’nin statik kazançlarının 1.1 milyar dolar seviyesinde olacağı Dünya Bankası raporlarıyla ortaya konmuş. Raporlarda, kamu alımlarında artan rekabetin sağlayacağı yenilikçiliğin Türkiye ve AB için makroekonomik faydalar getirmesinin beklendiği de belirtiliyor. Ayrıca AB’nin üçüncü ülkelerle olan serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye’nin de dahil edilmesi, kuşkusuz kaldıraç etkisi yaratacak. Bu güncellemenin, AB’den Türkiye’ye daha fazla doğrudan yatırım gelmesi ve yatırım finansmanının önündeki engellerin kısmen de olsa kaldırılmasında etkili olacağını da vurgulamak gerek.

Tabii güncelleştirmeyle Türkiye’nin, AB’nin tedarik zincirine daha fazla entegre edilmesi de, topluluk için önem taşıyor. Zira AB’nin Çin ve güneydoğu Asya ülkelerine olan bağımlılığının azaltılmasına olanak tanıdığı gibi stratejik özerklik hedefine de katkıda bulunacak.

Haberin Devamı

Öte yandan Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB üyeliğiyle ilişkilendirilen ek protokolün, Türkiye tarafından kabul edilmesi veya bu konuda siyasi çözüm bulunması, güncelleştirmenin önünü açabilecek önemli bir husus. Böyle bir durumda müzakerelerin en az iki yıl sürmesi, kapsamlı bir anlaşmanın AB’ye üye ülkelerin parlamentolarının yanı sıra Avrupa Parlamentosu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylanma sürecinin en az bir yıl sürmesi bekleniyor. Yani GB’nin modernizasyon çalışmalarının bir günden diğerine sonuçlanması mümkün değil. Ancak çalışmaları yeniden başlatmanın, Brüksel ile Ankara arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilere yeniden canlılık getireceği su götürmez bir gerçek.