Türk Dışişleri Bakanlığı, NATO Sekreterliği ve özellikle askeri kanadı, kısaltmaların yoğun kullanımıyla bilinen kurumlar arasında yer alıyor. Bu listeye Avrupa Birliği kurumlarını da ekleyebiliriz. Bu kurumlarla ilgilenen ya da buralarda çalışan kişilerle sohbet ederken kullandıkları kısaltmaları anlamıyorsanız, konuya hâkim olmadığınız düşünülebilir. Örneğin AKKA (CFE), OPS, PASP, DASG, PDD, TAXUD, REGIO, NEAR, EEAS, HRVP gibi ifadeler, kimi zaman anlaşmaları, kimi zaman kurumları, birimleri ya da politikaları ifade ediyor. Diplomasiyle ilgilenen gazeteciler de Türk Dışişlerindeki kısaltmalara aşinadır: UGGM (Uluslararası Güvenlik Genel Müdürlüğü), USGY (Silahsızlanma Genel Müdür Yardımcılığı), BAGY (Balkan Genel Müdür Yardımcılığı) gibi. Daha eski kısaltmalara aşina olanlar ise BÖZM, BÖZK, MÖZM veya OPANDAT’ı , hatta MAAY’ı hatırlayabilir. Bu kısaltmalar, kurumların iç yapısını ya da yürüttükleri politikaları zaman zaman da anlaşmaları özetleyen birer işaret gibidir.
Bu bağlamda, NATO Dışişleri Bakanları toplantısında NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin gözlerden kaçan bir açıklamasına dikkat çekmek gerekiyor. ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump ile Florida’da yaptığı görüşme hakkında bilgi veren Rutte, Trump’ın göreve gelmesinin ardından müttefiklerin silahlanma stratejilerine, savunma sanayi altyapısının geliştirilmesine ve bu alanda yatırımlar yapılmasına büyük önem vereceğini ifade etti. Rutte, ayrıca Trump’a ABD’nin NATO müttefiklerine yönelik silah satışında prosedürleri ve koşulları sadeleştirmesi gerektiğini belirttiğini açıkladı.
İlginçtir ki NATO müttefikleri arasında silah alımı konusunda en demokratik parlamenter süreç ABD’de bulunuyor. Ancak silah satışı konusunda en zor ülke de yine ABD. Örneğin, Fransa ve Almanya’da bu süreçler daha çok ‘sembolik’ bir demokrasi unsuru gibi. Almanya’nın Taurus füzeleri Ukrayna’ya göndermesi, sadece Başbakan Olaf Scholz’un kararına bağlı. Benzer şekilde Eurofighter satışı da Scholz’un iki dudağının arasında. Fransa’da ise Eurosam-T tipi füze savunma sisteminin Türkiye’ye satılmaması kararı doğrudan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan kaynaklanıyor. Oysa Eurosam-T’nin diğer ortağı İtalya, bu konuda bir an önce harekete geçilmesini istiyor.
ABD’de ise yalnızca başkanı ikna etmek yetmiyor. Kongre ve Senato’nun onayı gerekiyor ki bu da siyasi tartışmalara yol açabiliyor. Oysa NATO müttefiklerinin kendi aralarında daha serbest bir şekilde silah ticareti yapabilmesi gerektiği açık. Hatta AB’nin tek pazarı ve Gümrük Birliği gibi, savunma sanayisi için bir “tek pazar” yani SSP (Savunma Sanayi Pazarı) oluşturulabilir. Bu fikri ilk ortaya atanlardan biri, Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen oldu. Valtonen, “Rusya’ya Karşı Avrupa Savunması” başlıklı yazısında, Avrupa ülkeleri arasında savunma sanayi ürünlerinin ticaretine yönelik bir tek pazar oluşturulması gerektiğini savundu. Ayrıca, AB’nin ‘taxonomy’ politikalarının savunma sanayisine uyarlanmasını ve bu alanda finansman imkanlarının genişletilmesini önerdi. SSP’ye geçiş, savaş ekonomisine geçmeden savunma sanayisini güçlendirip üretim hacmini artırmak, ölçek ekonomisine ulaşmak ve finansman açısından önemli bir adım olabilir. Trump bu konuda ikna olur mu? AB harekete geçer mi? Şimdilik bilinmez. Ancak AB’nin Avrupa Savunma Yatırım Planı’nı Türkiye gibi üçüncü ülkelere açması, doğru bir yolda ilerlediğinin göstergesi olacaktır.
Yeni ‘SACEUR’
Konuya kısaltmalarla başladığım için, biraz da Pazar neşesi olsun diye başlığa yeni bir kısaltma daha ekledim: SACEUR. ABD Senatosu, ülkenin Avrupa’daki yeni kuvvet komutanını onayladı. Orgeneral Chris Donohue, yakında Orgeneral Christopher Cavoli’den boşalacak olan Avrupa Müttefik Kuvvetler Başkomutanlığı (Supreme Allied Commander Europe, SACEUR) görevini devralacak. Princeton ve Yale mezunu olan Cavoli, muharip subay olarak Körfez Savaşı ve Afganistan’da görev yapmış, piyade kökenli bir komutan. 7. Orduya komuta etmiş, 25. Piyade Tümeni’ni yönetmiş ve 7. Muharip Eğitim Tugayı’nın başında bulunmuş. Chris Donohue ise Cavoli’nin bir adım önünde olabilir. Harvard mezunu olan Donohue, ABD Deniz ve Kara Harp Akademileri’nden de mezuniyet derecelerine sahip. 82. Hava İndirme Tümeni’ne komuta etmiş, NATO Özel Kuvvetler Komutanlığı çerçevesinde Afganistan’da görev almış ve 1. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Delta Koluna liderlik etmiş. ABD’nin Donohue’yu SACEUR olarak atamaya hazırlanması, Washington’un NATO’nun gelecekteki askeri operasyon ve savunma stratejilerine yönelik yaklaşımını anlamak açısından önemli bir gösterge oluşturuyor. Donohue’nun Türkiye’ye özel bir yakınlığı olduğunu söylemek abartı olabilir, ancak Ankara’nın NATO çerçevesindeki ve yakın coğrafyasındaki hassasiyetlerini oldukça iyi bildiği bir gerçek.