Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Ankara ile Brüksel arasında son dönemde yaşanan yakınlaşma ve olumlu havadan habersizmiş gibi duran ve kabul edilen AP’nin son raporu, zamanın ruhuna aykırıymış gibi duruyor...

Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye nezdindeki inandırıcılığını yeniden tesis etme fırsatını bir kez daha kaçırdı. Bilindiği üzere Avrupa Komisyonu, her yılın ekim ayında Avrupa Birliği’ne (AB) aday ülkelerle ilgili bir rapor yayınlıyor. AP de, bu raporlarla ilgili olarak görüşünü bildiriyor.

AP’den ‘çağdışı’ bir Türkiye raporu

İspanyol Sosyal Demokrat milletvekili Nuno Sanchez Amor

Haberin Devamı

AP adına Türkiye raporunu kaleme alan kişi de, İspanyol Sosyal Demokrat milletvekili Nuno Sanchez Amor. Amor’un kaleme aldığı bu rapor, çeşitli siyasi grupların yanı sıra marjinal çıkar gruplarının değişiklik önergeleriyle birlikte, AB-Türkiye ilişkilerinde zamanın ruhuna ve ilişkilerin dönüm noktasına tamamen aykırı bir hale geldi. Oysa AB devlet ve hükümet başkanları, Türkiye’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle Meclis seçimlerinin sonuçlarının netleşmesinin ardından AB-Türkiye ilişkilerini yeniden canlandırma arzusunu dile getirmişti. AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, bu konuda ekim ayı içerisinde AB liderlerine AB-Türkiye ilişkilerinin ne yöne evrilmesi gerektiği yönünde raporunu sunmaya hazırlanıyordu.

AP’den ‘çağdışı’ bir Türkiye raporu

Olumluya gidiş

Bununla birlikte 3 yılı aşkın süredir AB-Türkiye ilişkileri konusunda sessiz kalmayı tercih eden Genişleme Komiseri, nihayet Türkiye’ye önemli bir ziyaret gerçekleştirmişti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan başta olmak üzere çok sayıda bakanla bir araya gelen Oliver Varhelyi, Türkiye’nin adaylık statüsüne vurgu yapmıştı. Fidan da, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefinin Ankara için stratejik bir hedef olduğuna dikkat çekerek, Türkiye-AB ilişkilerine vizyoner bir bakışla yaklaşılması ve sürecin tam üyelik perspektifiyle canlandırılmasının öneminin altını çizmişti. Ayrıca, Varhelyi ile düzenlediği ortak basın toplantısında da “Türkiye’yi sürecin dışında tutmak, büyük bir stratejik hata olur” diyerek uyarısını yapmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Türkiye’nin yeni bir anayasaya kavuşması gerektiğini ifade ederek, bu hususta çalışma başlatma konusunu çeşitli vesilelerle dile getiriyordu. Bununla birlikte Avrupa Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de, AP Genel Kurulu’nda yaptığı “Birliğin Durumu” konuşmasında AB’nin genişleme politikasına vurgu yapıp, “Başarılı bir genişleme için bir vizyon ortaya koymamız gerekiyor” demiş, AB’nin 2030’da genişlemesi için öncelikle kurumsal olarak hazır olması gerektiğinin altını çizmişti.

Haberin Devamı

Şayet tüm bu çerçevede değerlendirme yapmak gerekirse, AP’de kabul edilen Türkiye raporu, zamanın ruhu olarak adlandırabileceğimiz “Zeitgeist”e tamamen aykırı. Diplomatik açıdan bağlamından kopartılmış olduğunu da söylemek yanlış olmaz. Zira Türkiye’de yeni hükümet, yeni parlamento sonrası Brüksel ile Ankara ilişkilerinde yaşanan yeni ivmeyi asla yansıtmıyor. AP, Türkiye açısından sanki ciddiyetini kaybetmek üzere. Nitekim Avrupa Komisyonu, böylelikle AB Konseyi ile Türkiye arasında yaşanan yapıcı yakınlaşma sürecine hiçbir katkı sağlamıyor. Rapor, Haziran 2024’de yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanacak Türkiye karşıtı seçmenlere hitap etmek amacıyla kaleme alınmış bir belge gibi duruyor.

Haberin Devamı

Yukarıda da yazdığımız gibi, AP bir fırsatı tepmiş oldu. Artık 2024 yılının haziran ayında yapılacak AP seçimlerinin sonuçlarına odaklanmak gerekecek. Ancak bu raportör ve bu kafayla, AP’nin Türkiye nezdindeki algısının değişmesi çok zor.

Ankara: Sığ ve vizyonsuz yaklaşımın yansıması

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun dün kabul edilen 2022 Türkiye Raporu’na tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor, AP’nin gerek ülkemizle ilişkiler gerek AB’nin geleceğine ilişkin her zamanki sığ ve vizyonsuz yaklaşımının bir yansımasıdır. Ayrıca AP’nin rapora dahil ettiği Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında belirli çevrelerin tek taraflı görüşlerini yansıtan, tarihi ve hukuki gerçekliklerden kopuk iddialarının, bizim için hiçbir hükmü bulunmamaktadır” denildi. -ANKARA Milliyet