Güldener Sonumut

Güldener Sonumut

ntvbenelux@gmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa Birliği’nin (AB) geleceğini şekillendirecek olan konferansın çerçevesi nihayet belirlendi. AB kurumları ile üye ülkeler iki yıldır usül tartışmaları yapıyorlardı. Konferansın nasıl işleyeceği, kimlerin temsil edileceği gibi tartışmaların geç sonuçlanmasında pandemi süreci de rol oynadı. Konferans fikri Fransa tarafından gündeme getirilmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mart 2019’da Avrupa’nın önde gelen gazetelerinde bir makale yayınlayarak “2. Dünya Savaşından bu yana AB’ye bugünkü kadar ihtiyaç duyulmadığını, ancak 2.Dünya Savaşından bu yana da AB’nin bugünkü kadar tehlikede olmadığına” dikkat çekmiş ve AB’nin yeniden düşünülmesi ve yapılanması gerektiği çağrısında bulunmuştu.

Haberin Devamı

Brexit olarak bilinen İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci, ekonomik kriz, yasadışı göç gibi konular 27’lerin AB’yi sorgulamalarına neden oldu. AB geleceğini ilk defa tartışmıyor. 2000 yılında AB’nin geleceğine yönelik bir konvansiyon çalışması gerçekleştirilmişti. Hatta aday ülke sıfatıyla Türkiye de konferansta ilk olarak dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı rahmetli Mesut Yılmaz ile temsil edilmişti. Daha sonra da Türkiye adına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül konvansiyon çalışmalara katılmayı sürdürdü. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül’le birlikte Roma’da düzenlenen AB anayasası imza törenine katılmakla kalmayıp konvansiyonun mutabık kaldığı Anayasa metnine yarının üye ülkesini temsilen imza atmıştı. AB’nin Türkiye Temsilcisi Büyükelçi Nikolaus Meyer Laudrut o dönemde AB konvansiyonunun sözcülüğünü üstlendiğinden bu süreci çok yakından biliyor. 

O tarihten bu yana AB-Türkiye ilişkilerini oluşturan köprünün altından epey bir su aktı. Bir seneyi aşkın bir süredir görevde olan Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi daha Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunmadı. Varhelyi’nin genişlemeden sorumlu özel kalem müdürünün görev alanında Türkiye yer almıyor. Kalemde Türkiye’den sorumlu görevli müşavir sıfatında ve aynı zamanda Suriye, Filistin ve BM insani yardım koordinasyonundan sorumlu.

Haberin Devamı

Konumuza dönecek olursak, AB’nin geleceğine yönelik konferans 9 Mayıs tarihinde Avrupa Parlamentosuna ev sahipliği yapan Fransa’nın Strasbourg kentinde başlayacak. Tartışmaların Mart 2022’de Fransa dönem başkanlığı sırasında sona ermesi bekleniyor. O tarihe kadar AB’nin ekonomi, güvenlik, çevre, temel hak ve özgürlükler açısından ve kurumsal olarak nasıl şekilleneceği   kesinlik kazanacak. Türkiye bu tartışmalarda temsil edilmese bile gelişmeleri yakından izlemeli. Zira AB’nin bürüneceği yeni şekil ve çizeceği yeni yol haritası Türkiye’yi hem ekonomik olarak, hem de dış politika açısından etkileyecek. Bu yüzden sadece Türkiye’nin devlet kurumları değil, iş ve akademi dünyasının da AB’nin geleceğine yönelik konferansı yakından izlemesinde fayda var.

AB’nin geleceği tartışmaya açılacak

Avrupa’dan CO2 vergisi hazırlığı

AB yeşil mutabakatın ilk eylemini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Hafta içinde toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) üçüncü ülkelerden yapılacak olan ithalatlara CO2 vergisi uygulanmasına yönelik olarak ilk yasal düzenlemeyi gerçekleştirdi. Düzenlemede, AB üyesi ülkeler ‘Cop21’ olarak bilinen Paris anlaşmasına taraf oldukları için bu anlaşmayı yürürlüğe sokmamış üçüncü ülkelerde üretilen ürünlerin haksız rekabete neden olacaklarına vurgu yapılıyor. Paris anlaşmasına taraf olmayan ve CO2 emisyonlarına dikkat etmeyen ülkelerde üretilen ürünlerin AB’ye girişlerinde hem haksız rekabetten dolayı vergi uygulanması öngörülüyor, hem de CO2 izinden dolayı çevre vergisine tabii tutulmaları hedefleniyor. Yasal düzenlemelerin 2023 yılına kadar tamamlanması bekleniyor. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik reform paketinde yeşil tahvillerle ilgili açıklamaları çok önemli. Türkiye’de hidrojen enerji alanında yatırım yapılması, CO2 salınımında düşüş trendine gidilmesi ve Türkiye’nin karbon-nötr bir ülke olması için yatırımların teşvik edilmesi Türkiye’nin sadece AB’nin tedarik zincirinde yer alması için değil, katma değeri yüksek ürünleri ihraç edebilmesi için de önem teşkil ediyor.

Haberin Devamı

AB’nin geleceği tartışmaya açılacak

Animasyonların yükseliş trendi

Animasyon filmleri pandemi sürecinden etkilenmediler, aksine önemli bir yükseliş trendi yakaladılar. Ciddi yapımlar önümüzdeki haftadan itibaren piyasaya sürülecek. Nitekim perşembe günü sona eren ‘Cartoon Movie 2021’ animasyon film festivalinde bir çok eser ödül kazandı. Sanal ortamda düzenlenen animasyon film festivallerinde Pierre Rabhi’nin ‘Ateşin Bekçisi’, Haruki Murakami’nin ‘Blind Willow’ ve ‘Sleeping Women’ adlı eserlerine yer verildi. Josep Aurel’in Afgan mültecilerin kaçış öykülerini ele aldığı ‘Flee’, Léonard Cohen’in yönetmenliğinde çekilen ‘Flavor of Iraq’ veya ünlü romancı Amélie Nothomb’un ‘Métaphysique’ adlı eserinin animasyona uyarlanması son derece hoş. Festival bugüne kadar 400 animasyon filmine toplam 2.64 milyar euro kaynak aktararak yaratıcı içeriklere imkan tanıdı.

AB’nin geleceği tartışmaya açılacak

Brexit’in etkileri AB’de hissediliyor

İngiltere’nin AB’den ayrılmasının etkisi AB ülkelerinin çarşı ve pazarlarında hissedilmeye başlandı. Örneğin çoğunlukla İngiltere’den ihraç edilen mavi ıstakoz ve morina balığı fiyatları  arttı. AB’den İngiltere’ye navlun fiyatları da çok arttı. Eskiden İngiltere üzerinden AB pazarına giriş yapan Japonya’nın ünlü ve nadide Densuke karpuzu ile Yubari kavununun da fiyatı arttı. Ancak teselli yok mu? Var. Tabii İngiltere’nin AB’den ayrılmasından bağımsız olarak pandemi yüzünden AB ülkelerinin birçoğunda restoranların kapalı olması sayesinde Frankofonlar tarafından ‘Périgord Trüfü’ olarak adlandırılan, bilimsel adı Tuber melanosprome olan siyah trüflerin fiyatları %40 oranında düştü. Zaman zaman ekonomik kriz tabaklarda çeşitlilik fırsatı yaratmıyor değil...