Önce iyi haber.Ankara Etimesgut’ta kullandığı halk otobüsüne binen kadına tecavüz eden, parmağındaki yüzüğü gasp eden, çıplak fotoğraflarını çekerek tehditte bulunan şoför İbrahim Tuncay hakkında verilen, indirimin yapılmadığı 34 yıl 8 aylık ceza Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onandı.
Mahkeme, bu kararla, savcının, “Herkesin, gece veya gündüz, istediği saatte, tek başına seyahat etme özgürlüğü vardır ve devlet bunu güvence altına almak zorundadır” görüşünü de yerinde bulmuş oldu.
Yargının bu kez kendisinden bekleneni, sınırlı olarak, yaptığını söyleyebiliriz.
Ancak burası slogan atanın terör şüphesiyle tutuklandığı, “hassasiyetin” inanılmaz noktalara çıktığı bir ülke.
Onlarca mağdur yaratan o hassasiyetin açık suçlarda gösterilmesini beklemek hakkımız.
Yapmaz bir daha!
Kararın kötü yanına gelince.
Şoför Tuncay, otobüse binen kadının boğazını, bilincini yitirmesi için öldürecek kadar sıktı.
Avukat Hüsniye Şimşek’in eylemin ölüme yol açabileceğini bilimsel olarak ortaya koymasına rağmen, olası kastla öldürmeye teşebbüs suçundan artırım yapılmadı.
Şimşek, Tuncay’ın, bir suç makinesi olmasına rağmen nasıl her seferinde serbest bırakıldığını da ortaya koyup, seri suçlardan ceza istedi.
Tuncay, neler mi yapmıştı?:
l 2013’te, genç bir erkeğe tecavüzden yargılandı. Banka kayıtları, mağdurun Tuncay’a şantaj sonucu düzenli para gönderdiğini gösteriyordu. Tuncay, mağdurun, “İlaçla bayılttı, tecavüz ettiğini söyledi, para istedi” beyanına ve dekontlara rağmen, fiili livata izi olmadığı gerekçesiyle kurtuldu. Oysa, mağdurda zorla ilişkiye girilmesi sonucu oluşabilecek hemoroit çıkmıştı ve dikkate alınmamıştı.
l 2 yıl sonra Tuncay, bu kez Ankara’nın göbeğindeki Kumrular Caddesi’ndeki bir kafenin tuvaletinde 22 yaşında bir kadına tecavüz etti. Yöntemi aynıydı; boğazı sıkarak bayıltmak. Fotoğraflarını çekip şantaj yaptığı kadın polise gidip, Tuncay’ı yakalattı. 6 yıl 8 aylık hapis cezası kararı 29 Kasım 2016’da verildi ve o tarihe kadar tutuklanmayan Tuncay, yine tutuklanmadı. 35 gün sonra ise Etimesgut’taki tecavüz suçunu işledi.
l Erkek kardeşi, 2011’de “Ecelin olacağım” mesajlarını savcılığa götürerek Tuncay’dan şikâyetçi oldu. Kız kardeşi de tehdit nedeniyle savcılığa gitti. Davalar açıldı ama Tuncay tutuklanmadı, şikâyetler geri alındı.
Tüm olaylarda gerekçe aynı; “bir daha suç işlemeyeceği kanaatinin oluşması...”
‘Rahat rahat yat’
Bölge Adliye Mahkemesi, işte bu gerekçelerle ceza artırımı isteyen avukatın talebini geri çevirdi.
Şimşek, kararı Yargıtay’a taşıdı.
Çıkacak karar, yeni bir trajediye kadar, rahat rahat yaşayan suçluların cezalandırılması açısından mühim.
Bir detay daha var.
Sadece, “basit şüphe” üzerine insanlar aylarca yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutuluyor.
Yer yokluğundan olacak, kaçma şüphesi yoğun Tuncay ise Sincan’dan, arkadaşlarının da yaşadığı Niğde’de yarı açık cezaevine nakledildi.
Ne büyük nezaket.
Umalım ki o nezaket, sevdiklerine bir kez olsun sarılmak için gün sayan, hastalıklarına rağmen cezaevinde tutulan, üç beş ay sonra serbest kalacak insanlardan da esirgenmez.