Gökçer Tahincioğlu

Gökçer Tahincioğlu

yuzlesme@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okuyacağınız hikâye, terör örgütü IŞİD tarafından köle olarak satılan bir Ezidi kadın ve çocuklarıyla ilgili. Örgütün müşterileriyle bağlantıyı nasıl kurduğu ve para alışverişini nasıl yaptığını gösterdiği öne sürülen belgelerin nasıl dikkate alınmadığıyla ilgili. Mahkemenin, savcıyı bile şaşırtan, hiçbir belgeyi beklemeden verdiği beraat kararının vicdanları yaralayan hikâyesi

Irak’ta Musul, Suriye’de Rakka’dan IŞİD’in çıkartılması için yapılacak operasyonların eli kulağında.
Ancak örgüt, “başkent” ilan ettiği bu kentlerden çıkartıldığında elbette öyle hemen bitmeyecek.
İşgali altında bulunan yerlerden çok daha geniş bir alanda örgütlenmiş, finans desteği bulmuş, zor koşullarda küçük kamplarda bile varlığını sürdürebilen, caniliği meslek edinmiş radikallerin örgütünden söz ediyoruz.
Düğünleri bombalayan, yolda karşılaştığı farklı din ve mezhep mensuplarının kafasını kesen, sınır tanımaz cinayet yöntemlerini ana yol olarak belirlemiş, işgal ettiği yerlerdeki kadınları köle olarak satan bir yapı bu.
Sattığı petrolün de çocukların da kadınların da savaş bölgelerinden çok uzak ve zengin müşterileri var.
Anlatacağımız hikâye de örgütün müşterileriyle bağlantıyı nasıl kurduğu ve para alışverişini nasıl yaptığını gösterdiği öne sürülen belgelerin nasıl dikkate alınmadığıyla ilgili.
Mahkemenin, savcıyı bile şaşırtan, hiçbir belgeyi beklemeden verdiği beraat kararının hikâyesi.
***
H.A. adlı Ezidi kadın, Ezidi köylerinin işgal edildiği dönemde IŞİD tarafından üç çocuğuyla birlikte kaçırıldı.
Bir süre sonra kadın, “12 numaralı köle” rumuzuyla, IŞİD tarafından internetten satışa sunuldu, örgütün belirlediği rakam 18 bin dolardı.
Örgütün alıcıları ganimetlerle zenginleşmiş IŞİD militanları, uzak ülkelerdeki bazı işadamlarıydı.
Kadın, 12 ay boyunca bu şekilde “satıldı.”
Köle olarak Ezidi kadını alanlar, daha sonra bir başkasına sattı.
Bir süre sonra Alman medyasından iki kanal, kadının izini sürmeye başladı.
Gazeteciler kadının ailesinin, çocuklarını kurtarma çabasına an an eşlik etti.
Aile, önce Ebu Mital adlı aracıyla anlaştı.
Mital, “satışta” olan kadın ve çocuklar için örgütle temas kurdu.
Görüntülü habere göre, militanlarla pazarlık yapan Mital, Gaziantep’te sadece Suriyelilerin çalıştığı ve para sayma makinesinden başka herhangi bir eşyanın bulunmadığı bir ofiste yaptığı görüşmede, kadın ve üç çocuğu için 20 bin dolar, 11 yaşındaki bir başka çocuk için 15 bin dolar ödemeyi kabul etti ve parayı buradakilere teslim etti.
Otele gidip beklemesi söylenen Mital’e, bir süre sonra IŞİD’ten ofise yatırdığı paranın kendilerine ulaştığını bildiren mesaj WhatsApp üzerinden geldi.
Mital’e, rehinelerin teslim edileceği yer bildirildi.
Kadın ve çocukları teslim edildi.
Büyük mutlulukla evine dönmek isteyen kadın, kocasının öldürüldüğünü o sırada öğrendi.
Haberin devamında ise Mital’in IŞİD’in son 1 yılda Ezidi kadınların köle ticaretinden 2.5 milyon dolar kazandığına yönelik sözleri yer aldı.
***
Haberin ardından önce Gaziantep’teki bir vatandaş, ardından da Gaziantep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı suç duyurusunda bulundu.
Savcılık da suç Gaziantep’teki söz konusu ofise baskın yaptırdı.
Baskının sonucunda Suriyeli altı kişi gözaltına alındı.
Altı kişinin üzerinde ve ofiste yapılan aramada para alışverişinde kullanıldığı sanılan çok sayıda gerçek nüfus cüzdanı bulundu.
Döviz bürosu olarak kullanıldığı iddia edilen ofisten çıkan para miktarı 371 bin dolardı.
Elde edilen, büyük bölümü Arapça olan “alındı” belgelerindeki miktar ise milyon dolarlar kadar.
El konulan tüm evraklar ve dijital veriler Emniyet’e götürüldü.
H H H
Sanıkların bir bölümü suçlamaları reddederken, bazı sanıklar bankacılık hizmetinin olmadığı Suriye’den döviz büroları aracılığıyla para transferi yaptıklarını, insanların da buradan gönderilen paraları kendileri aracılığıyla aldıklarını ya da gönderdiklerini anlattı.
Savcılık, terörizmin finansmanı ve IŞİD üyeliği suçlarından sanıklar hakkında dava açtı.
Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise savcının talebi üzerine para transferinin yasal boyutuyla ilgili Maliye’den görüş istedi.
Mahkeme, yine savcılığın ısrarıyla, elde edilen dijital veriler ve para transferine yönelik belgelerin tercümesinin beklenmesine karar verdi.
Ancak nedense bu belgeler beklenmedi.
Daha doğrusu hiçbir şey beklenmedi.
İlk duruşma 31 Aralık 2015’te yapıldı, ikincisi 15 Ocak 2016’da.
Ve ikinci duruşma sonunda mahkeme, oybirliğiyle beraat kararı verdi.
Gerekçeli karar birkaç ay sonra açıklandı.
Karara göre, sanıkların IŞİD için köle ticareti yaptığına dair hiçbir kanıt yoktu.
Bütün dijital deliller de “incelenerek” bu karar verilmişti.
Gerekçeli kararda incelendiği söylenen dijital delillerin hiçbiri aslında incelenmemişti.
Zira, mahkemenin ikinci duruşmada verdiği karardan 12 gün sonra bu bu deliller tercüme edilerek gönderildi.
H H H
Maliye’den gelen uzman raporuna göre, bankalar dışında, 5 bin dolara kadar olan para transferi izinle yapılabilirdi, bu meblağın üzerindeki transfer yasaktı.
Mahkeme bunu şüpheli bile bulmamıştı.
Bulamazdı zira karardan 12 gün sonra mahkemeye gelen bin 768 sayfalık, “alındı-ödendi” evrakındaki meblağlara bakma gereği duymamıştı.
Evraklar, Gaziantep’teki ticari sicil kaydı bulunmayan bir şirketin, günde 700 bin dolara kadar ulaşan transferler yaptığını gösteriyor.
Bazı günler 100-150 bin dolar, bazı günler 500 bin dolarlık transferler.
Tek seferde 500 bin dolar gönderildiği bile görülüyor.
H H H
Savcılık, geçtiğimiz nisan ayında kararı temyiz etti.
Yargıtay’a gönderilen dilekçede, savcı, Alman medyasına bütün ticareti açıklayan Mital’in bulunup ifadesinin alınmamasının, tercüme edilen belgelerin uzmanlara inceletilerek, şüpheli hesaplarla ilgili araştırma bile yapılmamasının bozma nedeni olduğunu ileri sürdü.
Yargıtay kararı bekleniyor şimdi.
Ancak bozma kararı verilse de serbest kalan sanıkları bulmak artık çok kolay değil.
Gözden ırak küçük bir IŞİD davası işte.
Kamplara gidip konuştuğunuzda benzerlerini duyacağınız Ezidi kadınların köle olarak satılma hikâyelerinden sadece biri.
O hikâyelerden birinde hesap sorulma ihtimali doğup da nasıl sorulmadığının hikâyesi.