Seramik sanatı denilince akla gelen Füreya Koral'ın hem hayatı hem eserleri hem de içsel yolculuğuna dair bir sergi bugünlerde Beşiktaş Akaretler'de ücretsiz gezilebiliyor.
Kale Grubu'nun 60. kuruluş yıldönümü kapsamında destek verdiği Füreya Koral sergisi mutlaka gezilmesi gereken sergilerden biri.
Füreya Koral Retrospektif Sergisi
Füreya Koral Retrospektif Sergisi'nde 200'e yakın eser var. Minik kuş evlerinden duvar tabaklarına, Füreya Koral'ın hediye etmek için hazırladığı pipoluk ve masa araç gereçlerinden duvar resimlerine kadar enfes bir koleksiyon var.
Çocuklar için de seramik atölyesi düzenleme planları varmış ki çocuğunun bu sanat dalıyla tanışmasını isteyen anneler ve babalar mutlaka bir göz atmalı.
Füreya Koral sergisinde en göze çarpan detaylar duvar tabakları şüphesiz. Bizim kültürümüzde pek yoktur ancak sergiye gidince ne kadar müthiş göründüğünü fark edip evinizde mutlaka bir tane bulunmasını istiyorsunuz.
Seramiğe adeta ruhunu akıtmış bir sanatçı olan Füreya Koral belgeselini de oldukça ferah bir alanda izleme şansı yakalayabilirsiniz.
Beni tanıyanlar bilir ki İtalyan yemekleri ve insanlarını pek severim. En yakın arkadaşlarımdan biri sayesinde tanıdığım bu kültür bir şekilde her yerde beni buluyor. Dolayısıyla İtalyan mutfağı servis eden restoranları da pek seviyorum ve denemekten keyif alıyorum.
"La Mia Luce", "Işığım" anlamına geliyor. La Mia Luce'nin kurucuları Kutlay ve Berrin Şimşek aslına bakarsanız 20 yıldan fazladır bilişim sektöründe çalışıyor.
La Mia Luce'yi açma serüveni de 2012'de bu kurumsal hayattayken başlıyor.
"Kurumsalda çalışan herkesin hayalidir. Bir kafe açayım bir restoran açayım. 'La Mia Luce' de aynen bu şekilde hayatına başladı." diyor Berrin hanım.
Devraldıkları bir restoranı baştan aşağı yenileyen ve İtalya ruhu katan Berrin hanım ve Kutlay bey 10 kişilik mutfak ekibinin de dahil olduğu 24 kişinin elinden İtalyan lezzetlerini misafirlerine sunuyor.
Güneşli bir Aralık gününde La Mia Luce'nin konuğu olarak girdiğim mekan önce biraz 'resmi' olduğundan dolayı gözümü korkutuyor. Ancak içerisinin ve garsonların samimiyeti ile hızlıca bu histen kurtuluyorsunuz.
Ekmekten makarnaya her şey kendi mamülleri. Yemeklerde taze sebzeler tercih ediyorlar ve etlerini aldıkları kasap yıllardır onlarla
Herhangi bir sebeple ilişkilerimizde, evliliklerimizde, arkadaşlıklarımızda, ofiste, ailede kısacası her yerde çatışmalar söz konusu olabilir.
Çatışmaların iki tür sonucu olur: Sorumluluk almak veya suçlamak.
Ya sorumluluk alarak çözümün parçası olursunuz ya da suçlayarak sorunun.
Genelde suçlanıyor veya suçlama eğiliminde olduğunuzu düşünüyorsanız sorumluluk almaktan korktuğunuz anlamına gelir. Sahi sorumluluk almaktan neden korkarız? Suçlama eğilimi nasıl gelişir?
Sorumluluk almak hatayı kabul etmek değildir
Sorumluluk aldığında hatalı olduğunuzu kabul etmiş olmuyorsunuz. Sorumluluk almak sorunu çözmek için tabiri caizse taşın altına eline koymak demek. “Neden böyle oldu/Kimin suçu?” diye düşünmek yerine “Nasıl çözebilirim?” sorusuna odaklanmak demek.
Suçlama eğilimi nasıl gelişir?
Psikologlara göre suçlama eğiliminin tohumları daha çocukluk yıllarında atılıyor.
"Her suçun kökeni, ya algıdaki bir sorun; ya sebeplendirmedeki bir sorun; ya da ani bir tutku nöbetidir." demiş İngiliz filozof ve matematikçi Thomas Hobbes.
1. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
1988 Afyonkarahisar doğumluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. Lisan seğitimimi Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinde, yüksek lisansımı Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Bölümünde tamamladım. Halen,Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Fakültesi Kriminalistik Bölümü yüksek lisans
Doğdumuz kenti, ülkeyi, aileyi, dili, dini, kültürü seçemiyoruz.
Seçebileceğimiz şeyler belli.
Kim olacağımızın, kimlerin hayatına dokunabileceğimizin, ne için emek harcayabileceğimizin tercihi bizde.
Bu aşamada hem bireylere hem de markalara büyük görev düştüğü kanısındayım. Evet, en çok tercih edilen marka olmak önemli, çok konuşulan/tercih edilen ürünler geliştirmek önemli, evet, ar-ge'ye yatırım yapmak önemli ancak taşın altına elini koymak da en az bu kadar büyük önem arz ediyor.
PepsiCo'nun bu misyonu olan markalardan biri olduğunu birazdan öğreneceksiniz.
Geçtiğimiz hafta Pepsico'nun düzenlediği GAP Cheetos Çocuk Gelişim Merkezi basın gezisi kapsamında Mardin'deydim. 2 günlük seyahat esnasında hem Mardin'i hem de bölgedeki çocuklar için bir "fırsat eşitliği projesi" olan GAP Cheetos Çocuk Gelişim Merkezini ziyaret etme fırsatı buldum. Gelin hep birlikte çocuklara eşitlik vaadeden bu projeyi tanıyalım.
Cheetos Çocuk Gelişim Merkezi Projesi
Cheetos Çocuk Gelişim Merkezi projesi GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı girişimi ve Cheetos işbirliği ile başlatılmış bir proje. Türkiye Kalkınma Vakfı'nın da desteğiyle faaliyet gösteren projede amaç Fırsat Eşitliği sunmak. 9 il 13 merkezde
17 Kasım Dünya Prematüre Günü idi. Kendi küçük ama çabası büyük savaşçı bebekler ve anneleri için prematüre konusuyla ilgili Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Filiz Candan Topuz'la konuştum. Prematüre bebekler, erken doğum, risk grupları ve daha pek çok bilgiyi röportajda bulabilirsiniz.
Prematüre bebek kavramını açıklar mısınız? Kaç hafta öncesinde doğanlara prematüre deniliyor?
Olağan gebelik süresi ortalama 9 ay 15 gündür. Diğer bir deşiyle normal gebelik 38 hafta ile 42 hafta arasındaki süredir. Eğer gebelik 37 haftadan önce sonlanırsa doğan bebek prematüre olarak tanımlanır. Gebelik haftasına göre sınıflandıracak olursak 24-34 hafta arası ileri derecede prematüre, 32-35 hafta arası orta derece prematüre, 36-37 hafta arası ise sınırda prematüredir. Bir başka sınıflandırma ise doğum tartısına göredir. 2500 gramdan az olması düşük doğum ağırlığı, 1500 gramdan az olması çok düşük doğum ağırlığı, 1000 gramdan az olması ise ileri derecede düşük doğum ağırlığı olarak kabul edilir.
Bu haftalarla ilgili kritik gelişmeler neler? Bebeklerin vücudunda neler eksik kalıyor?
24 hafta, 28 hafta ve 32 hafta biz kadın doğum hekimleri için önemli kritik haftalardır. 28 haftaya ulaşmış bir
Cilt bakımı söz konusu olunca biz kadınlar için akan sular duruyor. Göz önünde bulunan ünlü isimlerin sırları ise hepimizin merak konusu. Ne yapıyor?, Ne kullanıyor?, “Evden çıkmadan ne yapıyor? Yumurtanın sarısını bir şeyle karıştırıp uyguluyor mu acaba?” minvalinde pek çok soru aklımızı kurcalıyor.
Aklımdaki tüm bu soruları Braun Türkiye Marka Elçisi Burcu Biricik’e sordum. Bakalım hayranlıkla takip ettiğimiz Burcu Biricik güzelliğini nasıl koruyor?
Burcu Biricik'in bir günü nasıl geçer?
Çalışıyorsam uyandım bir duş aldım ve setteyim günüm bu kadar. Çalışmıyorsam evde vakit geçirmeyi bir şeyler izlemeyi seviyorum. Bu sıralar rutinim bir İngilizce dersi ardından spor sonra eve dönüp biraz mayışma Emre gelince yemek hazırlayıp Tv karşısında bir şeyler izlemek ve tekrar mayışmak :)
Yoğun tempoya karşı enerjini korumak için neler yapıyorsun?
Durmuyorum hiç, sürekli hareket halinde kalıp enerjiyi düşürmemeye çalışıyorum. Özellikle kışları muhakkak vitamin desteği alıyorum bir de genellikle iyi besleniyorum. Ama tüm bunların dışında zaten yüksek enerjili bir insanım çalışırken :)
Sürekli koşuşturmak ve makyaj yapmak çok yorucu olmalı. Güzelliğini korumak için en çok dikkat ettiğin şeyler
Adını vizyona çıkan Şark Ekspresinde Cinayet isimli filmden duyuyor olsak da Şark Ekspresi aslında 1883 ile 1977 yılları arasında Paris ve İstanbul arasında sefer yapan bir tren.
Orient Express ilk yolculuğunu 4 Ekim 1883’te Paris’ten Romanya’nın Giurgiu şehrine Münih ve Viyana üzerinden geçerek gerçekleştirir. Yolcular Giurgiu’ya vardıklarında teknelere binip Tuna nehri boyunca yol alarak Bulgaristan’ın Ruse şehrinde Varna’ya giden ve yolculuklarını İstanbul’da sonlandıracak başka bir trene binerler.
Paris'ten İstanbul'a yolculuğun tanığı
Paris'ten İstanbul'a yolculuğun tanığı olan Orient Express'te diplomatlar, seyyahlar ve pek çok ünlü isim seyahat ediyordu. İstanbul'a gelen trendeki yolcular önce çeşitli otellerde kalmaya başladı. Ardından 1895 yılında treni işleten Vagon-Li Şirketi Pera Palas'ı satın alınca yolcuları da burada konaklamaya başladı.
Pek çok konuda olduğu gibi Şark Ekspresi seferleri de Birinci Dünya Savaşı esnasında 4 yıl süreyle durduruldu.
Şark Ekspresi sadece yolcu treni değildi. Tren, çeşitli ticaret eşyalarını karşılıklı olarak İstanbul'a ve Paris'e taşıyordu. İstanbul'da Fransızca olarak yayınlanan La Patrie gazetesinde yayınlalanan haberlere göre 1925 Şapka