BEKLERİM kardeşim.
Ecevit'in ülkeyi huzur içinde seçimlere götürme görevi üstlenmesi beni hiç ilgilendirmez.
Ben sadece bir tek oy sahibi bir Türk vatandaşı olarak bu hükümetten çok şey bekliyorum, vergimi ödüyorum, otobüslerdeki ön koltukları harp malullerine terk ediyorum ve uçaklarda ikaz ışığı sönmeden kemerimi çözmüyorum.
Yani devletin ve hükümetin istediği her şeyi yapıyorum o da benim istediklerimi yapsın, noolur yani eline mi yapışır?
* * *
* Ya işsizliğe çare bulsun ya da kahvelerde pinekleyen gençlerin moralleri yükseltilsin. Örneğin kahvelere "Kocamemi asitborik fabrikası" veya "Malatyalılar otomotiv sanayii" adı verilsin. İşsiz gençlere "Bugün nerdeydin?" denildiğinde verecekleri cevap utandırıcı olmasın bari...
* Abdi İpekçi'nin veya Uğur Mumcu'nun katillerini devletin bulacağı yok, bari bayramdaki trafik kazaları iyice incelensin. Bir otomobille kamyon çarpışmış mı bakılsın... O da olmazsa Mehmet Abime sorulsun. Bütün katilleri çok iyi tanıyor abim. Belki Uğur Mumcu'nunkini de seçim çalışmaları zamanında görmüştür.
* Radyoaktif maddelerin hurdacılar tarafından alınıp satılması serbest bırakılsın. Sokaklarda "Demir alıyom, bakır alıyom, radyoaktif atık alıyom" diye dolaşan hurdacılara kimse ilişmiyor zaten.
* 8 yıllık temel eğitim "temel" yetiştirmesin artık. Bu ülkede yeteri kadar "temel" var...
* Daha önce kocasına soyadını veren Tansu Çiller ismindeki sesli harfleri, kızlığındaki kapı numarasını ve ilk arabasının plakasındaki harfleri de kocasına versin. Özer Bey'in ismi "Özer Uçuran 789 ATMCU 3567 Çiller" olsun.
* Öğretmenlerin mesaiden sonra simit satmaları yasaklansın. Simit sıfır alışkanlığına yol açıyormuş...
* Bu ülkenin yarısından fazlası gecede üç posta abi diye övünüyorsa sevişmek vergiye tabi olsun. Bakın o zaman herkes vergisini nasıl fazlasıyla veriyor ve vergi verme alışkanlığı nasıl oturuyor.
* Hijyenik kadın pedi reklamlarındaki erkek sömürüsüne son verilsin.
* Apo hangi ülkeye gittiyse bir an önce bulunsun. Halk o ülkeye ait malları protesto etmek için sabırsızlıkla bekliyor. Brezilya'ya gittiyse diye kahve, İran'a gittiyse diye halı, Seylan'a gittiyse çay, İsviçre'ye gittiyse Rolex saat, Kazakistan'a gittiyse kazak taşımaktan bıktık... Hayır Hindistan'ın Kobra yılanı meşhur. "Ya Hindistan'a gittiyse?" diye aklım yerinden fırlıyor kardeşim. Bulun şunu da rahatlayalım!
* Trafik kazaları hep bayramlarda artış gösteriyor. Bayramın geldiği kimseye söylenmesin bakalım noolucak?
* Naomi Hanım'ın Kevin Kostner'le olan ilişkisi Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklama ile yalanlansın.
* Bu ülke kırk satır mı kırk katır mı tartışmasından çok çekti... Bundan böyle üniversitelere satır sokulmasın. Veya satırların sokulmasına izin veren kapıdaki "katırlar" değiştirilsin. Veya hem katırlar hem satırlar değiştirilsin.
* Mehmet Abi'ye gene telefon edilecek. Bir işe yarar belki. Bir iki katil daha bulup seçim kampanyasında lobi yaparız. Onun da işine gelir.
* 7 öğrenciyi öldürdüğüm gece hiç unutulmayacak. Çatlı'ya o gece 1000 dolar borç vermiştim. Mirasçılarından istenecek.
* Vakti zamanında "Bana sağcılar da cinayet işliyor dedirtemezsiniz" diyen Süleyman Demirel'den de yardım istenecek. Bizimkisi cinayet değildi ki, katliamdı!.. Pardon yani!..
* Pişmanlık yasasından yararlanılacak. Ankara'da üç kez park yasağını deldim, pişmanım denilecek.
Küçük not:
Son kitabım "Üç Yanlış, Bir Doğruyu Getirir" 3. baskısını yaptı. Yayıncım 4. baskının dolara veya Hakan'ın Juvenstus'tan istediği paraya endeksleneceğini söyledi. Elinizi çabuk tutun...
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr