Kartal'daki okul cinayetiyle birlikte bir sürü problem tartışıldı.
Ama hiç kimse çıkıp da insanımızın aşk anlayışını tartışmadı.
Bizim dönemimizde okul kapılarında leblebi unu satılırdı, şimdi leblebi gibi mermi satılıyor ülkemizde ve aşk başına iki cinayet düşüyor kara toprağa...
Ülkemizin tek aşk ve sahte otobüs bileti uzmanı olarak insanların ayrılıklar arasında kullandıkları manalı cümleleri sizler için derleyip toparladım.
Keşke hiç ayrılık olmasa, keşke hiç aşk cinayetleri olmasa, keşke hiç aşk olmasa, keşke hiç keşke olmasa...
* * *
- SENDEN ayrılmak istiyorum Toygar. Dün bana üç kere Serap yerine Selin dedin...
- Hiç hatırlamıyorum Serap, çok özür dilerim hayatım...
- Pislik. Tuzağıma düştün işte. Benim adım Selin'di zaten...
* * *
- SENİN bitmek tükenmek bilmeyen cinsel isteklerine cevap veremiyorum ben Serdar. Ayrılmak istiyorum.
- Bi veda öpücüğü?..
- Tamam ama dil yok...
* * *
- SENDEN ayrılmak istiyorum Vedat...
- Neden ya? Ne yaptım gene?
- Dün seni eczanede görmüşler?
- Yaa noolmuş eczanede görmüşlerse? Kötü bir yer mi eczane?
- Prezervatifle, predüktör alıyor muşsun...
* * *
- AŞKIMIZIN kimyası içsel bir tutkuya dönüşmedi Erol. Düşsel fırtınalarım Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü Oşinografi ve Hidrografi Dairesi'nce bildirilen mevsim normallerinin üstüne çıkamadı. Sarmal denklemdeki bedenim hep soğuk bir füzyon nesnesi gibi açığa çıkacak bir milenniyum anını bekledi ama olmadı.
- Bunu gözlerimin içine bakarak yeniden söyleyebilir misin Neslihan?
- Hayır...
* * *
- BİZ ayrı dünyaların insanıyız Murat. Ben Dünya Gençlik Merkezi'ne takılıyorum, sen Dünya Kitabevi'ne...
* * *
- ARTIK ayrılmamız lazım Aptullah sen bana göre değilsin... Daha doğrusu biz birbirimize göre değiliz... Birlikte olmamıza engel o kadar çok şey var ki?
- Niye öyle diyorsun Selahattin?..
* * *
- SANA geçen gün verdiğim Sezen Aksu kaseti yanında mı Eşref?
- Eveet...
- Çelik?
- O da çantamda... Al istersen.
- Ohhh... Şimdi senden ayrılabilirim o zaman... Kasetlerimi almadan ayrılacaz diye ödüm patlıyordu.
* * *
- SEVİŞMEYE ara verdiğim bir an odama gel de senden neden ayrılmak istediğimi anlatayım Ece...
* * *
- KİM bu yatağımızdaki adam Nesrin?
- Yatağımızda adam filan yok Baki. O çarşafın deseni.
- Yalan söylüyorsun. Neden desen küçülüp büyüyor öyleyse? Seni terkediyorum?
* * *
- SENİ, dinledikçe terkedilenlerin içini acıtan bir şarkı popüler olup radyolarda zırt pırt çalındığı gün terkedicem Doğan...
16 Mayıs 1999 (Gani Bey Samsun'a ayak bastı)
Karadeniz'in Anadolu'ya açılan kapısını bu kez daha gelişmiş ve topraklanmış buldum.
İki yıl önce üstüme dolabın kapağının düştüğü Turban Oteli yenilenmiş ve Büyük Samsun Oteli adlı şık bir otel haline dönüşmüş. Şehrin içine ve bir tepe üstüne kurulan o tehlikeli havaalanı yerine deniz kenarına inşa edilmiş Çarşamba Havaalanı kullanılıyor. Latin ve Rama gibi şık cafelerin ve "Sanat Sokağı"nın şehirdeki gençlere keyifli anlar yaşattığına şahit olup sevindim.
Samsun Valisi Bandırma vapurunu yeniden inşa edip müze haline getirmek istediklerini, ama ciddi mali sıkıntıları olduğunu, Cumhurbaşkanı Demirel gelip açılışını yapamadığı için şehirdeki koca bir kapalı yüzme havuzunun hizmete açılamadığını söyledi, üzüldüm.
Söyleşideki ve D & R'deki imza günü kalabalıklarını görünce Atatürk'ün niye Samsun'a ayak bastığını daha iyi anladım.
Gani Müjde, Milliyet haber, Samsun...
Sibel Can'ın tost - iti
* Telefonlara dikkat edilecek. Mümkünse dumanla haberleşilecek.
* Çetelerden uzak durulacak. Peçete bile kullanılmayacak.
* Boşanma sonucunda benden jeep ve ev koparan Hakan bir kez daha boşanmak istiyor. Engel olunacak.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr