BEN Refik Erduran'dan daha önce denemeyi düşünüyordum ama Viagra'nın tablet değl de fitil olarak satıldığını, fitillerin de hatırı sayılır irilikte olduğunu söyleyen şakacı arkadaşlarım yüzünden bu denemeden vazgeçmiştim.
Viagra için yaşım ve başım uygun değildi aslında. Sadece merak ediyordum.
Ve bu ülkede insanın başına ne gelirse meraktan ve kafiyeye uygun diğer kelimeden geldiğini bilmeme rağmen Viagra'yı denemek istiyordum.
Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'nın kobay aradığı çalışmaya kendimi gönüllü yazdırdım.
Amacım Viagra'yı alıp Naomi Hanım'ın karşısına çıkmaktı.
Daha doğrusu ben ilacı aldığımda Naomi Hanım benim varlığımı hissedecek ama yüzümü göremeyecekti. Viagra'nın etkisi geçtikten sonra yakınlaşabilirdik belki.
Merkezde Viagra aldıktan sonra tekrar eski haline dönemeyen bir hastasını duvardaki tablolara ve tavandaki avizeye zarar vermeden odadan dışarı çıkartan doktor bunun yan etkileri de olduğunu söyledi bizlere.
Deneyince doktorun doğru söylediğini anladım. İşte Viagra'nın yan etkileri...
Viagra'nın bilinen en büyük etkisi renk körlüğü...
İçtikten sonra insan her şeyi mavi görüyor. Sarışın veya esmer, Galatasaraylı veya Fenerli olmanın hiçbir anlamı kalmıyor. İnsan renklerine bakarak gerçek televole ile sahte televoleyi birbirinden ayıramıyor. Ayrıca Viagra yuttuktan sonra sakın maça gitmeyin. Beşiktaş tribününde Cimbom diye bağıran bir salağın oradan iki bacağı elinde çıkma ihtimali çok yüksek.
Viagra'nın bilinen diğer yan etkisi de insanın her şeyi beğeniyor olması. İlacı yapan firma hapı yutanın 30 yıllık eşiyle yatma ihtimalini de göze aldığı için Viagra'nın içine insanın gözüne her şeyin güzel gelmesini sağlayan mutlunin adlı hormondan koymuş. Viagra içtikten sonra televizyon seyrederseniz Sibel Can'ı sempatik, Rahşan Hanım'ı seksi ve çekici, Devlet Bahçeli'yi esprili, Hakan Aygün'ü yakışıklı ve zeki bulabilirsiniz.
Ben şahsen Viagra içtikten sonra Süleyman Demirel'in usta ve kurt politikacı olarak politika sahnesindeki yerini yeniden almasını istedim.
Hatta Mehmet Ağar'ın düğününde göbek atmayı bile...
Viagra'nın bilenen en berbat etkisi verdiği enerjinin seksten sonra da devam etmesi. İnsan 24 saat boyunca Manisa'da mesir macunu kazanına yanlışlıkla düşmüş gibi yerinde duramıyor.
Hop oturup hop kalkıyor. İşine otomobil yerine koşarak gitme isteği ile yanıp tutuşuyor insan. Zaten TEM Otoyolu'nda elinde bond çanta ile işine giden birini gördünüz mü bilin ki amcam geceden kalma.
Ayrıca sezon başından beri üç yenilgi bir beraberlik alan Fenerbahçe'nin Gençlerbirliği önündeki performansını antrenörün verdiği taktiğe bağlamıyorsunuz herhalde...
Viagra'nın psikolojik etkisi kadar fiziki etkileri de önemli.
Az önce söylediğim gibi meretin etkisi 24 saat 32 saniye sürüyor.
Pantolonlarınızın ağı uzun süreli Viagra kullanımından sonra ütü tutmaz haberiniz olsun. Ayrıca koridorlardaki köşebaşlarında dikkatli olmalısınız. Yandan kimsenin gelmediğine emin olmadan koridoru geçmek, istenmeyen kazalara neden olabilir.
GEÇTİĞİMİZ hafta halkın nabzını tutmak üzere kendi arabamla İzmir'e gittim.
İşte yollarda aldığım notlar.
* İstanbul - Yenikapı deniz otobüsleri iskelesinde bir tek gazete bayii yok. Hafta sonlarında Şanghay sokaklarından daha kalabalık olan bu bölgeye seyyar bir bayi koymak kimsenin aklına gelmiyor mu?
* Adeta bir uçak seyahatindeymişçesine şık bir ortamda yapılan bu yolculukta insan tuvalete girince belediyeye ait bir kurumda olduğunu anlıyor. Deniz otobüslerindeki tuvaletler uçaklarda olduğu gibi her seferden sonra bir şirket tarafından temizlenemez mi?
* Bafa Gölü kenarındaki Sevenler dinlenme tesisleri neden yemek yemeyen müşteriyi sevmiyor. Kahve içmek istedik, yemek yemiyorsanız kahve de yok dedi "kibar" bir garson. Niye gelsin bu ülkeye turist?
* Çeşme - İzmir otoyolunu yapanları kutluyorum. Yol, şeritlere yerleştirilen kedi gözleri sayesinde geceleri ışıl ışıldı. Kaza riskini azaltıyor.
* Bodrum'daki otellerin fiyatları New York'taki otelleri sollamış durumda. Guest Suites adlı minik bir otelde New York Hilton'da ödediğim parayı ödedim. Niye gelsin bu ülkeye turist?
* Dönüşte Akhisar'a 10 km kala boş yolda 130 kilometre hızla gittiğim için ceza ödedim. Sınır 90 kilometreymiş. Trafik polislerine "Siz İstanbul'a kendi arabanızla giderken bu hızla gidiyor musunuz?" diye sordum. Kıs kıs güldüler.
* Bir daha sudan işler yüzünden başım derde sokulmayacak.
* "Derin belediye" kavramı ortaya atılacak ve itibarımın iadesi istenecek.
* Başımı durup dururken derde sokan kadınlardan artık korkuyorum. Yeni sevgilime estetik ameliyatla erkek olması yönünde baskı yapılacak.
* Özgürlüğün tadı çıkartılacak. Nurdan Hanım'ın evinin önünden her gün başka bir arabayla geçilecek. Korna çalınacak.
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr