Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

FARKINDAYIM sevgili okurlar.
Her gece saat 21.00'de ışıklarınızı yakıp söndürüyor, balkonlara çıkıp tencere tava çalıyor ve karanlıkların aydınlanmasını istiyorsunuz.
Lakin iktidar partilerinin de eli ve dili boş durmuyor herhalde.
Onlar da karşı eylem peşindeler.
"Karanlıkların aydınlanmasını, çetelerin yargılanmasını, hırsızların adalet önüne çıkartılmasını isteyenlere karşı, iktidar partisi yöneticileri de "ülkenin karanlıkta kalması, çetelerin kayırılması, hırsızların korunması" için şu eylemleri yapacak.

Bosna için topladığı yardımları Yenibosna'da seçimler için dağıtırken suç üstü yakalanan Refahlılar gene aynı tür bir eylemle "Aydınlık için bir dakika karanlık" eylemini bitirmeyi düşünüyorlar.
Gecekondu mahallelerine birer paket çay ve bir çeyrek altın dağıtacak bazı Refahlılar bunun karşılığında apartman otomatiklerinin bile sürekli açık kalmasını talep edecekler.
Bazı bölgelerde ise işi garantiye almak için çay ve altın karşılığında vatandaşların kolları kesilecek ve "şeriatın kestiği parmak acımaz" denilecek.

Altın ve çay dağıtarak istediği etkiyi yakalamayan Refah baktı ki olmuyor, baktı ki hala ışık yakıp söndüren fesatlar var, bu kez de Sivas'ta onlarca aydını ve sanatçıyı diri diri yakan "şerefli yobazların" "şerefli avukatı Şevket Kazan" dağıtacak.
Önce "mum söndü yapıyorlar" filan diyerek Alevilere bulaşan Kazan, daha sonra "Sosyal demokratlar ışıkları kapatıp öz kızlarını iğfal ediyorlar" diyerek tartışmaya "şerefli" bir boyut getirecek, bu da yetmezse "Işık yakıp söndüren evlerdeki kadınlara vesika dağıtılacak" diyerek aba altından sopa gösterecek.
Şevket Kazan'ın dağıtması planı şimdiden uygulanmaya başlandı bile.

Her ekmek zammından sonra, iki benzin zammı arasında ve enflasyon rakamları açıklanmadan bir gün önce Taksim'e cami projesini ortaya atan hükümet, ışıkları yakıp söndürenlere karşı da aynı silahı kullanacak.
Taksim'e bir değil on bir cami yapılacak diye bir söylenti ortaya atan Refah, bu yolla yükselen muhalefeti başka yöne çevirmeye çalışacak.
Ama bu arada kendi kıblesini de şaşırmış olacak.

Vatandaşların çıkarttığı ıslık, korna ve tencere seslerinden rahatsız olan hükümet üyeleri kulaklık takarak bu eyleme karşı tepkilerini dile getirecekler.
Erbakan Hoca müzik günah olduğu için kasetlerin başlangıç tarafındaki hışırtı seslerini dinlerken; Tansu Çiller'de walkman'den "Yanıyor mu yeşil köşkün lambası vaaay" adlı istihbaratçı marşını dinleyecek.

Hükümet tüm bu karşı eylemlere rağmen ışık yakıp söndürme fesatlıkları devam ederse son olarak göz kapatma eylemine başvuracak.
"Aydınlık için karanlığa karşı bir dakika gerçek karanlık" kampanyası Erbakan'ın irice bir türbanı Tansu Çiller'in gözlerine bağlaması ile başlatılacak.
Daha sonra erkek kadın bütün Refah ve DYP'liler türbanlarını göz hizasında bağlayacaklar.
Gözlerini bağladıktan sonra hep birlikte "göremiyoruuuuz" diye bağıran Refahlılar'ın ve DYP'lilerin kafa kafaya vurması ve buna rağmen hiç ses çıkmaması da gözü açıklar tarafından ilgi ile izlenecek.



Bazı vatandaşlarımız günün hangi saatinde olurlarsa olsunlar Yeniköy'den geçerken, beyaz bir yalının önüne geldiklerinde "karşılarına çıkan bir yayayı" ezmemek için korna çalıyorlar ve yollarına devam ediyorlarmış.
Efendim?..
Pardon böyle bir olay yok muymuş?
Yoksa bile olabilir değil mi?
İnsanın karşısına temsili bir yayanın nerede çıkacağı belli mi olur?
Ben ne zaman oradan geçsem bir yaya önüme atlayacak gibi oluyor, ben de basıyorum kornaya...
"Daaaaaat!"
Siz de tam oralarda karşınıza bir yaya çıkacak gibi olsa basmaz mısınız kornaya?
"Düüüüüt!"


* Ali Şen büyü ve tütsü yaparak gol atmamı engelliyor. Ali Şen'in maçlarda puro içmesi engellenecek.
* İçime cinler girdi çıkartılacak. Çıkartılan cinlere 9 ve 11 numaralı formalar giydirilecek.
* Boş kaleye gol atamıyorum cinlerden biri de rakip kaleye konulacak.
* Eski karım yeniden evlenmeyeyim diye büyü yapıyor olabilir araştırılacak.
* Arabayı çarptığım otoparkta büyü var mı yok mu araştırılacak?
* Evdeki buzdolabı bozuldu. Bir cinci hoca servis için çağırılacak.


* Her olayın arkasına bir şarkı takarak spor programı hazırlayan arkadaşlar yanan kahraman itafiyecilerin görüntüsü üzerine "Erkekler de yanar" şarkısını ne zaman koyup tepemizi attıracaklar acaba?


İki hafta önce Kültür Bakanlığı'ndan bir müsteşarın ve İstanbul Belediye Başkanı'nın Eyüpsultan'daki bir kitap fuarında satılan pompalı tüfeklerle ilgilenmesini eleştirmiş ve Türkiye'yi bir iç savaşa sürüklemek isteyenlerin pompalı tüfek tezgahlarından aklı başında bir belediye başkanının uzak durması gerektiğini söylemiştim.
Bu yazıdan sonra bekledim ki Tayyip Bey bir telefon açsın.
"Evet ben o tezgahın önüne geldim ama silahlardan uzak durdum. Ben de İslami kültürle ilgili yayınlar sergilenen bir fuarda pompalı tüfek satılmasını yadırgadım" desin... Fakat ne gezer.
Sonra birden pompalı tüfeklerle ilgili abartılı yazılar çıkınca Refahlılar ayağa kalktılar. "Bizim imanımızdan başka silahımız yok, bunlar tezgah" diye...
Şimdi kime inandırabilirsin bunu efendi...
Sen İslami kültür fuarlarında satılan pompalı tüfek tezgahlarının önünde şeyinde (Cebinde) boncuk bulmuş çocuk gibi sırıtırsan daha çoook "tezgahlara" gelirsin.
İtalya'da sol, üstüne sıçrayan terörü nasıl yendi bilir misiniz?
Teröre karşı yapılan yürüyüşlerde en önde yürüyerek...