Necdet...
- Buyur baba...
- Ben Bülent. Velinimetin...
- Bi dakka hocam. Portakal orda kal. Benim Anayasa'dan başka velinimetim yoktur.
- Senin yaptığın ayıptır be gülüm. Ben seni Ziraat Bankası'ndaki emekli kuyruğundan çıkartıp o makama getirmedim mi Necdet? Ben olmasaydım şimdi KDV fişlerini doldurduğun zarfı imzalayacaktın!..
- O başka, bu başka güzel abim. Ben anayasaya aykırı bi karara niye imza atayım yahu?
- Aman be Necdet. Taktığın şeye bak. Gören de burasını bir hukuk devleti sanacak.
- Olsun şeker abim. Bazı şeylerde ilk adımı biz atmazsak kim atacak bu adımları?
- Ben yürürken adımlarımı zor atıyorum be oğlum. Hüsamettin sürekli koluma girmese ikide bir yere kapaklanıcam zaten. Hayır Hüsamettin'i Rahşan kıskanmaya başlıyıcak diye korkuyorum.
- Ha ha ha ha. Ömürsün be hoca...
- Gül gül bakalım. Noolurdu imzalasan yani. Eline mi yapışırdı. Hem bize de borcunu öderdin.
- Borç yiğidin kamçısıdır güzel abim. Benim kimseye borcum yok. Azcık aşım ağrısız başım.
- Oğlum, Ahmetçiğim, Necdetçiğim bu işler böyledir. Biz ne gönderirsek imzalamak zorundasın.
- Yapma abi gözünü seveyim ben Çankaya noteri miyim?
- Ne var noterlik fena iş mi? Benim noter kuzenim var dünyaları kazanıyor. Kuşadası'nda bir yazlık almış kendine.
- Çıkarın meclisten yasayı. Getirin önüme imzalamazsam şerefsizim abi.
- Yaaa gülüm yapma allahaşkına bu meclisten o yasa çıkar mı?
- Niye çıkmasın. Atatürkçü değil mi o meclis?
- Atatürkçü Atatürkçü olmasına da seçmenin önüne gidince şey ediyorlar tabiii...
- Sen ayrıca o Kanun Hükmünde Kararname'yi naapıcaksın Bülent? O kararname Fettulah Hoca'nın devlete sızmış adamları için çıkartılıyor. Sen de Fettullah Hoca için üzüntü fışkırtıyorsun orta yerde. Naapıcan bu kanunu Bülent baba...
- Abi gün olur lazım olur. Hem biliyosun MGK istedi yani...
- Bak iki gözüm. Bülentim başvekilim. Şimdi irticacı memurları ayıklamak istiyorsunuz ama bunlar oraya uzaydan gelmedi ki sıskam benim. Bu memlekette yirmibeş yıldır memur sınavlarında subhaneke duası soruluyor. O zaman nerdeydi bu MGK yaaaa?
- Tamam be Necdet tamam. Kabahat kırmızı ışıkta durup, pazardan alışveriş yapan birini o makama getirende. Ayrıca halktan biri gibi pazara gitmene falan Rahşan çok bozuluyor.
Bir ipte iki hint fakiri olmaz Bülent diye bağırdı geçen gün bana...
- Ben istifa etmem hocam. Görev sürem bitene kadar anayasaya aykırı bişeyi imzalatamazsınız bana...
- Seni orda oturtmazlar aslanım.
- Oturtmazlarsa oturtmasınlar. Çankaya'dan aşşaaa Kasımpaşa güzel abim... Hadi öptüm. Yengeye selam söyle. Yukarı Ayrancı Sabit Pazarı'nda çok güzel ve çok ucuz köy yumurtaları var. Biz bir sepet aldık siz de alın.
- Sepet sepet yumurta, sakın bunu unutma Ahmet...
- Unutmam baba. Görürsem söylerim...
Derin dondurucuya kapatılan küçük Leyla’nın tost – iti Bir daha restoranlarda mendil satılmayacak. Kırmızı ışıkta arabaların önüne atlamak daha tehlikesiz. F tipi cezaevlerine karşı çıkılacak. "Üzgünüm Leyla" diyen restoran müdürüne dava açılacak. Eve çok gazeteci geliyor, canlı yayına çıkma karşılığında mendil satılacak. Reha Muhtar "200 bin paket alırım" demiş zaten... Mendil satanlara her yerde eziyet ediyorlar ama Mc Donald gibisi yooook
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr