Amigos para siempre * Bir süredir Küba’ya giden DSP ve MHP milletvekillerinin görüntüleri var televizyonlarda. Kah voleybol oynarken, kah kumların üzerinde tumba çalarken, kah Che Guevera heykelinin önünde bozkurt işareti yaparken gördük onları.
İtiraf edeyim; bir süre ben de ‘geleneksel toplum dolmuşuna’ binip ‘Canım bu kadarı da olmaz ki’ diyerek bir Kübavole yazısı yazmak üzereydim ki, önce Medya’nın geziyi verme biçimini sonra da MHP yönetiminden çıkan seslerin içeriğini duyunca tavrımı değiştirdim.
***
Heyetin adı üstünde zaten.
Küba dostluk heyeti...
Savaşa mavaşa gitmiyorlar yani; üstelik Küba ile Türkiye arasında gazeteci Leyla Umar’ın Kastro’ya kendisini öptürmesiyle oluşan ‘siyasi kriz’ dışında bir kriz de yok.
Hani o hep kalas gibi olduklarından şikayet ettiğimiz on tane milletvekili bir araya gelip Küba plajlarında voleybol oynasalar, satıcıların müzik aletlerini ellerine alıp bir süreliğine de ols çocuklaşsalar çalsalar noolur?
Bu ülkede herkesin baston yutmuş gibi dolaşma ve kimsenin anlamadığı ciddi abuk subuk sözler söyleme mecburiyeti mi var?
Ama tabii halk dalkavukluğu yapıcaz ya!...
O yüzden konuya şu şekilde bakmak kolayımıza geliyor.
Memleketin onca sorunu varken bu insanların Küba’da tatil yapmaya ne hakları var?
Mantık hep aynı düz mantık.
Sanki bu milletvekilleri Küba’ya gidip iki üç geyik muhabbeti yapmasalardı şimdi Avrupa Birliğindeydik, enflasyon da sıfırlı rakamlara inmişti.
Üstelik kumlarda çocuklar gibi eğlenen birbirleriyle şakalaşan bu insanlar yirmi yıl öncesinde birbirlerine kurşun sıkan iki kampın taraftarları olduğunu hiç düşünmüyoruz.
Yani politikacılar böyle tablolar sergileyemedikleri için birbirlerini düşman belleyip hayatlarına kasteden ve 5000 cana malolan acılı bir kavganın karşı tarafları.
Bir gurup milletvekilinin Türkiye’den binlerce kilometre uzaklıkta biraz da tatile çıkmış gurup psikolojisiyle eğlenip - kötü de olsa - espriler yapması kimi rahatsız ediyor?
Şakalaşacaklarına, birbirlerinin şakaklarına kurşun mu sıksalardı?
Şakadan, mizahtan, eğlenceden bu korku, bu tiksinti niye?
Bu ciddiyet özlemi hangi aşağılık kompleksinin ürünü?
***
MHP duyduğum kadarı ile savunma istemiş milletvekillerinden.
Niye? Eğlenip birbirleriyle şakalaştılar diye mi?
Türk örf ve adetlerinde eğlence, hoşgörü, şakalaşma yok mu?
Oysa MHP’nin Mehmet Gül’ün ve Yahnici’nin bu tavırlarına, hakkında yazılan her yazıya dava açan, sorusunu bile duymadığı gazeteciyi ‘Bana hakaret edecek’ diye milyonların önünde azarlayan Osman Durmuş’un tavırlarından çok daha fazla ihtiyacı var.(‘Durmuş’, üstelik Fenerbahçeliymiş. Aman allahım nedir bu başıma gelenler?!)
***
Eğer harcadıkları para milletin parası deniliyorsa değil. Kendi paraları ile gitmişler.
Üstelik benim paramla gitselerdi de helal ederdim.
Banka hortumlayanlara gideceğine, Küba’da dolaşan milletvekillerine gitsin.
Hatta daha da radikal önerim var.
Mecliste uyuyan ve dövüşen ‘diğer ciddi’ milletvekili abilerimi de arada bir otobüslere uçaklara doldurup Küba’ya, Amerika’ya, Fransa’ya tatile gönderelim.
Belki o zaman içlerindeki çocuk ortaya çıkar, insan olduklarını hatırlarlar.
Ölüm oruçlarına, sosyal adalete, demokrasiye ve insan haklarına bu kadar uzak kalmazlar.
Uzak bir ihtimal olsa da...
* (Dostluk için birlikte...)Size de olabilir!! Tam merdivenleri çıkarsınız ki, birden tasarruf sebebiyle kısa süre için ayarlanmış merdiven otomatikleri pıt diye söner... (çık çık çık çık çık pıt...)
Karanlığın ortasında sağa sola bakıp bir merdiven otomatiği anahtarı görmeye çabalarsınız.
Bir tanesi ben burdayım der zayıf fosforunu size göstererek.
Elinizi uzatırsınız ışıkları yakmak için.
- Zırrrrrrrrrrrrrrrrr...
Allah kahretsin kapı ziliymiş...
Bir yarma açar kapıyı...
- Buyür?
- Şey, ben otomatik için basmıştım ama sizin zilinizmiş özür dilerim. Karanlıkta göremedim. He he he...
- Bi daha tikkat et.
- (İçinizden) Öküz herif; asıl sen tikkat et. Merdiven otomatiği anahtarı şeklinde kapı zili olur mu?
Gani Müjde WebCam Bu da evimizin şirin kedisi Sümbüle hanım... Web - Cam’i nasıl sevdi nasıl sevdi anlatamam. Tam üç tane Web Cam yedi sürtük...
Pokemon hayranı yeğenlerim Betül ve Selim geçen gün bana uğradılar. 12 yaşını geçmiş olmalarına rağmen hala pokemon bebekleri ve pokemon tasoları biriktiren yeğenlerimin son görüntülerini evimin bahçesine yerleştirdiğim bir Web - Cam bakım ne de güzel kaydetmiş. Mekanları pikaçu’nin cenneti olsun...