Başbakan, Ahmet Necdet Sezer’in adaylığını açıklıyordu sesi titreyerek. Yanımdakilere “Madem adamı istemiyor niye adını ilan ediyor" dediğimde, “Olur mu öyle şey. Ahmet Necdet Sezer kendisi tarafından aday gösterildi zaten" diye cevap verilince çok şaşırmıştım. Madem kendi adayıydı Başbakan niye ağlamak üzereydi o zaman diye sormuştum kendi kendime.. Şimdi düşündüğümüzde ise acaba başbakanımız başına gelecekleri o günden tahmin edebiliyor da ona mı üzülüyordu acaba diyorum. Ama bakıyorum ki sevgili başbakanımız her açıklamasını ağlayarak yapıyor. Önce sesi titriyor sonra yüzüne kederli bir ifade oturuyor ve başbakan açıklamayı patlatıyor: “Emeklilere enflasyon oranında zam yaptık" * Şimdi bu noktada Ecevit’i iyi tanımayan biri olarak şunu düşünüyorum. Başbakanımın sesi yaşlılıkla ilgili olarak mı titriyor , yoksa duygusal bir insan olduğu yazdığı şiirlerden ve Rahşan hanımla sürdürdüğü uzuuun beraberlikten belli olan sevgili Bülent bey emeklilerin durumuna ve yaptığı komik zam oranına mı üzülüyor?.. Keza Başbakanım Fethullah Hoca’nın tutuklama kararına üzüldüğünü söylerken de ifadesi ha ağladı ha ağlayacak şeklinde tarif edilen parçalı bulutlu havalara benziyordu... Sesindeki titremenin yaşlılıkla ilgisi yoktu o gün. Bu olaydan hemen sonra Fehriye Erdal’a Belçika’da sığınma hakkı verileceğini açıklarken de üzgündü sayın başbakanım. Sesi gene ağlamaklıydı. Belli ki çok içerlemişti flamanlara. Bir daha flamanca şiir çevirisi bile yapmayı düşünmüyordu belki de? * Özal’ın kalemini vatandaşın gözüne sokarak ve cümlelerin sonunda konuştuğundan çok emin olan insanların yaptığı gibi kendini geri atarak yaptığı konuşmalardan , Süleyman beyin her cümle sonunda ben demedim mi ifadesiyle baş küresini gerdanının üzerinde sağa sola çevirmesinden sonra Bülent beyin titrek sesi ile yaptığı açıklamalar sadece benim değil toplumun da dikkatini çekiyordu. Bir hükümet düşünün ki kardeş kavgasını soğutmuş , Enflasyonu kabul edilebilir noktalara çekmiş , Sivil ve Demokratik bir cumhurbaşkanının Çankaya’ya oturtmuş , . Terörün belini kırarak turizmde patlamalar yaşanmasını sağlamış, Hayali ihracatçıları ve uyuşturucu kaçakçılarını bir bir yakalayıp içeri atıyor, Bankalar kanununda hortumlamayı önleyen kanunlar çıkartılıyor , Ama bunca iyi ve olumlu gelişmeye rağmen borsası yerinde sayıyor. Başbakanımızın titrek ve ağlamaklı sesiyle yaptığı her açıklama sonrasında borsa yallah dünkü kapanış seviyesinin de altına... Çünkü bu borsacı milleti sadece bizde değil dünyada da insanın doğal üretimi olan kurşunsuz metan gazından nem kapar... Amerikan başkanı nezle olur Borsa küt diye düşer , Yeltsin sekreterlerine parmak atar Borsa yallah kursk denizine, Japonya başbakanına çubuk takılır borsa Fujiyama dağına tırmanır. Bu nedenledir ki Ecevit’in yaptığı her açıklamayı borsa uzmanları da dinliyor. Başbakan Türkiye tarihinin en düşük enflasyon oranını açıklıyor Borsa endeksi düşüyor. Neden , çünkü başbakanın konuşmasının içeriğini dinlemeyen borsacılar başbakanın üzgün yüz ifadesine ve titreyen sesine bakarak hemen eldeki kağıtları satışa çıkartıyorlar. Başbakan “dış borcumuz azaldı" diyor borsada panik başlıyor. Başbakan “Turizmde patlama var" diyor endeks bin puan daha geriliyor , Başbakan “uyum içindeyiz" diyor kağıtlar yerle bir , Bu nedenle elindeki üç beş kuruşla Borsa’ya yeni girmiş bir vatandaş olarak sesleniyorum. Bülent bey lütfen açıklamaları siz yapmayın? Beni ve Rahşan hanımı seviyorsanız yapmayın lütfen. Kârdan mardan vazgeçtim , sermayeyi kediye yüklemeyelim bari...
Nauma’nın tos-titi
Ben Scala’ya gece oturmasına gidiyordum yanlışlıkla Scene’ye gitmişim. Ne var bunda? Basının beni rahat bırakması istenecek...
Basınla kavgam sürecek , kale arkasında fotoğraf çeken kameralara karşı şut çalışması yapılacak.
Nasıl olsa iki günde bir karakola düşüyorum , nezaret odalarına çift kale konulacak.
Beni gören Beşiktaşlılar niye Nauma uyuma , nauma uyuma diye bağırıyorlar ki? Ben zaten uyumuyorum. Bar bar geziyorum... Allah allaaaah.