Fuat Keyman

Fuat Keyman

fkeyman@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu sene 31 Aralık sadece bu yılın son günü olmayacak.
Aynı zamanda yeni anayasa süreci, inanılmaz ama gerçek, büyük bir ihtimalle bitmiş olacak.
31 Aralık 2012; siyasi partilerimizin yeni anayasa yazımını bitirmek için kabul ettikleri son gündü.
31 Aralık günü, yazım bitmemiş olacak. Siyasi partilerimiz, önemli hiçbir konuda anlaşamadıkları için, yeni anayasayı yapmada başarısız olacaklar.
CHP, BDP, MHP, süreyi Mart 2013 sonuna kadar uzatırım diyecekler.
AK Parti’yse, “uzlaşma olmuyor, bu komisyon bu metni bugüne kadar yazamadı ve yazamayacak” diyerek, komisyonun devam etmemesi gerektiğini söyleyecek.
Daha önce, Mehmet Ali Şahin ile konuşmuştum. Geçen hafta sonu, Bekir Bozdağ ile de uzun bir konuşma yaptım.
Artık biliyorum; üzgünüm ve kızgınım, bu süreç maalesef bitiyor.

Bizler aldatıldık
Ben, Sabancı Üniversitesi’nde hocayım. Ama aynı zamanda İstanbul Politikalar Merkezi’nin direktörüyüm. Biz, merkez olarak, diğer bir sürü kuruluş gibi, yeni anayasa sürecini çok ciddiye aldık. Siyasi partilerimizin vermiş olduğu yeni anayasa sözüne inandık.
Ve, yeni anayasa sürecine katkı vermek için, ciddi ve yorucu bir çalışma içine girdik. Hala da çalışıyoruz.
Biz çalışmaya başlarken, yeni anayasa sürecinin ortasında, AK Parti’nin “Başkanlık sistemi” önerisiyle geleceğini bilmiyorduk. Biz, İstanbul Politikalar Merkezi olarak ve çoğu kuruluş (ben TESEV, TEPAV, MUSİAD, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı v.b. gibi kuruluşların önerilerini dikkatlice okudum), yeni anayasa için önerilerimizi, var olan parlamenter demokrasiyi güçlendirmek temelinde yaptık. AK Parti’nin sürecin ortasında, yönetim sistemi değişikliği önerisiyle geleceğini düşünmedik.
Niye düşünelim ki? AK Parti, sürecin başında, başkanlık sistemi istediğini söylememişti. Aksine, diğer partilerle aynı masaya oturup, komisyonda çalışmaya başlamıştı.
Bizler, sivil toplum olarak, elimizden geleni yaptık. Hem ayrı ayrı, hem birlikte çalıştık. Önerilerimizi geliştirdik. Komisyonla paylaştık. Toplum yeni anayasa müzakere sürecini başlattı. Öneriler, Türkiye’nin dört tarafından geldi. İnsanlarımız önerileriyle, yeni anayasa sürecine katkılarını verdiler. Tüm bu çabalar ve önerilerden sonra, yeni anayasa sürecinin bitirilişini izliyoruz. CHP, MHP, BDP, AK Parti uzlaşamıyorlar. CHP, kendi içinde bile uzlaşamıyor.
AK Parti, kendi yoluna gidiyor, Türkiye’yi başkanlık serüvenine doğru yönlendiriyor. Yeni Anayasa süreci bitiriliyor.
Çok yazık.
Ve, kendimizi aldatılmış hissediyoruz.
Eğer istenilen başkanlık sistemiyse, niye daha başından söylenmedi?
AK Parti, başkanlık sistemi önerisini, niye sürecin başında getirmedi.
Biz de çalışmalarımızı bu öneriyi ele alarak yapardık.
Niye, bu partiler uzlaşamıyorlar. Niye, örneğin, eşitlik gibi bir maddede bile uzlaşamıyorlar. Niye CHP, örneğin vatandaşlık maddesinde, kendi içinde bile uzlaşamıyor. Bölünüyor. Üzüntü verici.

Toplum siyasetin önünde
Ve bu süreç gösterdi ki; Türkiye’de, toplum siyasetin önünde, sivil toplum siyasi partilerin önünde, insanlarımız siyasi parti liderlerinin önünde. Toplum siyasetten daha vizyon sahibi. Sivil toplum siyasi partilerden daha vizyon sahibi. İnsanlarımız siyasi parti liderlerinden daha vizyon sahibi.
Ve, toplum işini ciddiye alıyor.
Toplum, sivil toplum, düşünce kuruluşları, meslek kuruluşları, üniversiteler ve en önemlisi sıradan insanlar; yeni anayasa sürecini ciddiye aldılar, sürece destek verdiler, çalıştılar, öneriler hazırladılar, önerilerini sundular.
Şimdi, üzerlerinde çalıştıkları yeni anayasa süreci bitiriliyor. Bu olamaz, olmamalı.
Umarım, başta AK Parti ve Başbakan Erdoğan ile siyasi partilerimiz, 31 Aralık olmadan, bir kere daha düşünürler.
Son söz: Cemil Çiçek; yeni anayasa yapılsın diyerek, başından beri çok çalıştı, çok çabaladı. İdeolojik ve siyasi görüşlerini bir tarafa bırakarak, yeni anayasa için olması gerektiği gibi çalıştı. Her görüşme talebimize evet dedi, yeterli süreyi bize verdi. Kendisine müteşekkirim. Keşke, Çicek’in gösterdiği irade ve çabayı, siyasi partilerimiz gösterebilseydi.