Fuat Keyman

Fuat Keyman

fkeyman@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

8 Nisan; Ankara’da, yeni anayasa ve başkanlık sistemini tartışıyoruz. (*)
Yeni anayasa süreci hızla krize gidiyor.
Anayasa komisyonu uzlaşamıyor.
AK Parti, başkanlık sistemi ısrarında.

Sistem tartışması
Ergun Özbudun’a göre, başkanlık tartışması, “parlamenter sistem-başkanlık sistemi karşıtlığı” içinde ve aşırı kutuplaşmış ve ideolojik yapılıyor.
Başkanlık sistemi, tek adamlık ya da diktatörlük olarak eleştiriliyor. Parlamenter sistemse, Türkiye’nin temel sorunlarının kaynağı olarak görülüyor ve geçmişin işlevsiz hükümetleriyle özdeşleştiriliyor.
Tartışma uç noktalarda yapılıyor, uzlaşma zemini ortadan kalkıyor.
Özbudun hoca, “bir sistemi diğerine tercih etmek yerine, etkili, işlevsel ve demokratik bir sistem yaratmalıyız” diyor.
Ve devam ediyor: “Yürütme ile yasama arasında ve yargının bağımsızlığına/tarafsızlığına dayalı bir denge ve denetleme sistemine gereksinim içindeyiz.
AK Parti’nin önerdiği başkanlık sistemiyse, yürütmenin aşırı güçlendirilmesini ve yasama ile yargı tarafından denetlenmemesini amaçlıyor”.
Yürütme, yasama organı gibi çalışabiliyor, hatta, Meclis’i feshedebiliyor.
Özbudun hoca, yürütmede güç yoğunlaşmasına karşı; haklı da.
Demokrasi, güç paylaşımını gerekli kılıyor.
Levent Köker de, Özbudun hocaya katılıyor. Köker’e göre, eğer başkanlık sistemi olacaksa, bu yönetim sistemin iki temel niteliğinin; “başkanın yasa yapma yetkisinin olmaması” ve “birbirlerini denetleyecek iki meclisin varlığı” olması gerekiyor.
Cengiz Aktar ise, sistem tartışmasının, “adem-i merkeziyetçilik”, yani yerel yönetim, boyutuna eğiliyor.
Adem-i merkeziyetçilik, ona göre, hem iyi yönetimi, hem de merkezi yönetimin gücünün dengelenmesini ve denetlenmesini sağlayabilir.
Aktar, Fransa’yı örnek gösteriyor. Fransa, üniter yapı, ama, etkili yönetim olarak, adem-i merkeziyetçiliği tercih ediyor. Dahası, adem-i merkeziyetçilik, Fransa’nın yönetim biçimi olarak, anayasasının birinci maddesinde yer alıyor. Fransa bölünmüyor, aksine güçleniyor.
Özbudun hoca, Köker ve Aktar, kutuplaşmış başkanlık tartışmasını doğru noktaya çekiyorlar; demokrasinin kurumsallaşması ve güçlenmesini sağlayacak etkili bir denge ve denetleme sisteminin kurulması.
Yeni anayasanın amacı da bu olmalı.

Anayasa komisyonu uzlaşamıyor
Toplantımızda anayasa komisyonundan, CHP, MHP ve BDP milletvekilleri var. Hastalık nedeniyle, AK Parti milletvekilleri katılamıyorlar.
CHP, MHP, BDP başkanlık sistemi tartışmasından rahatsızlar.
Yeni anayasada, yürütme-yasama-yargı arasında etkili denge ve denetleme olmasını savunuyorlar. Demokratik ve adaletli bir sistem istiyorlar.
Ama bu istek retorik düzeyde kalıyor. Maalesef, bu partiler uzlaşamıyorlar.
Son kırk beş günlük uzun çalışmanın sonucu, sadece dört maddede uzlaşma.
İnanması zor ve üzücü bir sonuç.
Bu nedenle de yeni anayasa yapım süreci kriz içinde.
Yeni anayasa umutlarımız hayal kırıklığına dönüşüyor.
Toplantı sonrası, komisyon başkanı Cemil Çiçek’i ziyaret ediyorum.
Yüzü tüm duygularını dışa vuruyor. Üzgün ve kızgın. Hayal kırıklığı yaşıyor.
“Hala darbe anayasası ile Türkiye yönetiliyor; hala, kanunlar darbe anayasasına göre yapılmak zorunda; hala, Anayasa Mahkemesi, darbe anayasasına bakarak karar veriyor” diyor.
Kabul edilemez bir durum.
Dahası, Çiçek, tüm tecrübelerine dayanarak, “Ağustos 2014’te halk yeni cumhurbaşkanını seçtiği andan itibaren, yürütmenin, cumhurbaşkanı ve başbakan olarak iki başlı olacağını ve bu durumun da ciddi yönetim krizlerine gebe olduğunu” vurguluyor.
Sonuç; belki başkanlık tartışması uzlaşamamanın tek nedeni değil; ama, başkanlık tartışması da bugün için gerekli değil.
Gerekli olan, başta siyasi partilerin uzlaşması ve bize söz verdikleri, “demokratik, adil, güçlü Türkiye’yi yaratacak yeni anayasayı” yapmaları.
Unutmayalım, yeni anayasayı yapmamak Türkiye’ye büyük zarar verecektir.
Başta siyasi partilerimize duyurulur.

Haberin Devamı


(*) 92 sivil toplum örgütüyle birlikte, ve NDI işbirliğinde, İstanbul Politikalar Merkezi olarak düzenlediğimiz, “Bir Arada: Denge ve Denetleme” konferansı, Ankara, 8 Nisan 2013.