Problem… Elinin hamuruyla mı? Yeni mezun, en az 5 yıllık tecrübe mi? 3 ay deneme süreci mi? Askerliği yapmış olmak mı? Hamilelik mi?... İşe gitmek en az 2 saat trafik demek mi? Ahh bu gençler de iş beğenmiyorlar mı? Yaaa böyle… İş arama ve iş bulmada sonra bir de bulunan işlerde yükselme konusunda kafalar karışık aslında. Özellikle eğitimli genç nüfusun çok olduğu ülkelerde…
Seçenek… Mevcut şartlar isteklerimizi tam karşılamayınca iş bulmayla ilgili yeni bir gündem daha oluştu. Hayallerinin peşinden gitme yolu “Kendi işini, sevdiğin ve hayal ettiğin işi kendin kur!” ile nam-ı değer “girişimcilik” hayatlarımızın tam ortasına yerleşti. Başaranlar, başarısız olanlar tartışıldı, dinlendi, örmek alındı…
Gelişme… Dijital ve teknolojik devrimse girişimcilik ekosistemine sağladığı kolaylıklarla bu alana büyük bir ivme kazandırdı. “Farklı bir fikrim var!”, “Aslında ihtiyaç bu!” diyerek proje kafasında olanlar atılımda bulunmaya başladılar. Bilgi kaynağı sınırsız olan bu çağı akılcı kullanan nice kadın, erkek ve gençler markalaşmaya doğru adımlarını cesurca atmaya da devam ediyorlar.
Sonuç… İki genç iş kadınımız bu girişimlerden birine imza atanlardan. Mezuniyet sonrası iş bulma problemini tespit ettiler, bu probleme dijital bir seçenek geliştirdiler. Ve sonuç olarak da yeni nesil insan kaynaklarını modelleyen sistemlerini artık tüm dünyanın hizmetine sunuyorlar. Sizlikİş’in kurucuları Begüm Karslıoğlu ve Güneş Günay bu hafta konuğum… Vizyoner, cesur yürek, araştırmacı, bıcır bıcır, henüz 20’lerinin başlarında genç mezunlar onlar!
Sizlikİş… Hadi siz kurucu ortakları tanıyalım!
Sizlikİş aslına bakarsanız Türkiye’nin, dünyanın her yerinde doğdu. Farklı şehirlerde büyüdü, bambaşka okullarda okudular. Bugün karşınızda Begüm Karslıoğlu ve Güneş Günay olarak oturuyoruz ama aslında Sizlikİş bizden çok fazlası. Bu markanın altında yüzlerce genç var ve her birimizin bambaşka bir hikayesi var. Biz yine de kendimizden bahsedecek olursak;
Güneş: Ben Galatasaray Lisesi’nde yatılı okudum, sonra da İtalya Bocconi Üniversitesi Kültür Sanat Ekonomisi ve İşletmesi Bölümünü bitirdim.
Begüm: Ben de Güneş ile Bocconi Üniversitesi’nde okudum. Uluslararası Ekonomi ve İşletme alanında lisans eğitimimi tamamladım.
Dolu dolu gençlersiniz… Peki Sizlikİş fikri nedir açar mısınız?
Begüm: Elbette… Aslında hikayemiz benim mezuniyet aşamamda başlıyor. Güneş mezun olmuştu ve her yeni mezun gibi iş arıyordu, ben de okulumu bitirmek üzereydim. Pandemide aslında krizi nasıl fırsata dönüştürebiliriz sorusunu akıllarımıza düşürdü. İtalya’dan Türkiye’ye döndüğümde bir yurt odasında karantinamı tamamlarken uzun uzun geleceğimiz hakkında, yaşıtlarım, arkadaşlarım hakkında düşünme ve kendimi dinleme fırsatı buldum. İşte Sizlikİş fikri de tam olarak böyle anlardan birinde aklıma düştü.
Güneş: İlerleyen kısımlar da daha ayrıntılı açıklayacağız ama kısaca özetlemek gerekir ise Sizlikiş, geleneksel aracı ya da direkt hizmet sunan şirket kalıplarından çıkmış; freelancer kadrolarıyla işin tamamında şirketlerin yanında olan yeni nesil bir Hizmet Çözüm Entegratörüdür.
Gençlerimizin mezuniyeti ve iş bulma süreci fikriyle başladınız. Ya sonra?
Güneş: Begüm beni arayıp telefonda ‘’Niye gençleri bir araya getirmiyoruz?’’ diye sorduğunda açıkçası pek bir anlam veremedim söylediğine. Sonra üstüne uzun uzun konuştuk, tabii Zoom’un artık toplantı odası, arkadaşlarla buluştuğumuz kafe ve restoranlara dönüştüğü yer olmaya başladığı zamanlardı. Fikir üstüne düşüne düşüne son halini aldı. Aslında son hali de diyemeyiz, her geçen gün bir insan gibi değişiyor ve gelişiyor. Üstüne koyarak, her adımı daha sağlam atarak büyüyor aslında.
Haklısınız. Peki Sizlikİş’i kurmaya sizi iten ne oldu?
Begüm: Sizlikİş, üniversite 3. ve 4. Sınıf öğrencilerinin ve 3 senelik yeni mezunların dahil olduğu bir platform olarak ortaya çıktı. Biz bu gençleri yetkinlik alanlarına göre filtreliyoruz. Önceliğimiz bu havuzu oluşturmak oldu. Amacımız da ülkemiz ekonomisinde kaldıraç etkisinde olan KOBİ’lerimiz başta olmak üzere tüm şirketlere proje bazlı iş yapabilmek. İnanın gençler olarak bizlerin potansiyeli o kadar yüksek ki! Yapabileceğimiz o kadar çok şey, firmalara katabileceğimiz öyle fikirler var ki. Biz bunları paylaşarak hem ülkemizi kalkındırmada, dijital dönüşümünde uyum sağlamada, fiziksel varlığın daha az rol oynamaya başladığı dünyamızda yeni sistemin kurucusu olma yolunda küçük de olsa katkı sağlamak ve genç arkadaşlarımıza da deneyim kazandırma konusunda yardımcı olmak istiyoruz. Fikir tam olarak bu inanç ile doğdu. Ama sonrasında gerçekten bir şeyler yapabildiğimizi, başarabildiğimizi ikişer üçer kazandığımız müşterilerimize ispatlamamız ile niye proje bazlı çalışma sisteminin öncülerinden olmayalım diye düşünmeye başladık.
Ne mutlu bize! Ülkemizin kalkınmasında siz genç zihinlere çok ihtiyacımız var… Nokta atışı işe yönelmek gibi aslında…
Güneş: Evet. Begüm’ün anlattıkları aslında niye Sizlikİş olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü bu hem gençler için hem şirketler için Sizlikİş. Biz iki taraftaki hedef kitlemize fikri anlatırken hep böyle başladık. Tam Sizlik bir İş var!
Öncelikli amacınız nedir bu girişiminizle?
Amacımız önce ülkemizdeki firmalara proje bazlı işlerimizle katkı sağlayabilmek. Sosyal medya danışmanlığı, yazılım projeleri, web sitesi kurulumu, çeviri gibi çok yönlü yetkinlik havuzumuzu bir sonraki adımda dünyaya açarak, bugün gurur duyduğumuz, dünyada ülkemizi başarı ile temsil eden girişimlerden biri olmak istiyoruz. Girişimci kadınların ulaştıkları başarıları, genç girişimcilerin başarıları ile dünyayı kendine hayran bırakabildiğini örnekleri ile görüyoruz. Hedefimiz bu yolda yürümek. Sona ulaşmak tabii ki hedef ama güzel olan bu yolda koşmak ve ter dökmek.
Multidisiplinerlik ve yaratıcılık... Siz de çok alanlısınız. Yazılım, İnsan Kaynakları, ekonomi ile iletişim birleştirdiniz. Bu çok disiplinliliğin size nasıl yansıdığına inanıyorsunuz?
Bir kere kendimize çok güzel şeyler katıyoruz. Tabii ki uzmanlık alanlarımız var ve ikimizde o alanlarda doğru olduğunu düşündüğümüzün arkasında sonuna kadar duruyoruz. Ama Sizlikİş’in güzelliği dediğiniz gibi her alanı birleştirmesi. İletişim üzerinden örnek verelim; diyelim ki halka açık bir finans firmasına bir iletişim projesi hazırlayacağız. Ekonomi, iletişim işin içine halka arz girdiği için tabii hukuk ve daha bir sürü alan giriyor. Her biri bu alanlarda kendini geliştirmiş, bu işin okulunu okumuş yetkin ve en önemlisi yepyeni fikirlerle dolu bir ekip hayal edin. Böyle ekiplerin bir parçası olmak insana inanılmaz bir haz veriyor. Dolayısıyla tek bir projenin gelişmesinde bile her alandan bir parça katıyorsunuz kendinize. Bilmek güzel, öğrenmek ise çok güzel.
Peki sizi Linkedin vb diğer dijital iş arama motorlarından ayıran özellik nedir?
Çok net bir çizgi var aramızda. Bahsettiğiniz platformlar ya da şirketler firmalar ile kişileri birleştiriyor, buluşturuyor ve aradan çekiliyor. Sizlikİş ise bambaşka bir çalışma deneyimi sunuyor iki taraf için de. Yaklaşık 1,5 senedir içinde bulunduğumuz süreç bilişim ve dijital dönüşümü öne çıkardı. Bu alanlar sadece kurumları ve kişileri dönüştürmüyor, sektörleri de dönüştürüyor. Biz de çalışma anlayışında bir değişikliğe gidiyoruz. Şirket bize geliyor ve ihtiyacını anlatıyor. Ya da sadece bize geliyor ve kendini anlatıyor, biz onun ihtiyacı olanı ortaya çıkarıyoruz. Sonra işi alıp içeride başlatıyor, geliştiriyor ve sonlandırıyoruz. Sonra da tabir-i caizse paket program sunuyoruz. Şu an bazı müşterilerimiz ile devamlı çalışıyoruz mesela. Böyle bir tarafımız da var. Her ay düzenli işi halledip firma ile paylaşıyoruz. Gayet de güzel bir sinerji oluştu aramızda. Referanslar biriktirmek bizim gibi iki genç girişimci için çok kıymetli.
Muazzam! İhtiyaca yönelik, proje bazlı eşleşmeler…
Evet! İnsanları işlerle eşleştirdiğimiz bir dünyadan, yetenekleri görevlerle eşleştirdiğimiz bir dünyaya taşınıyoruz. Bu taşınma bize birçok alanda da değişimi beraberinde getiriyor. Sizlikİş de bu değişimin örneklerinden biri. Yeni dünya düzeninin, yeni çalışma sistemi diyebiliriz.
Dijital çağ ve yeni nesil Y, Z’nin iş, ekonomi, çalışma hayatına bakışları nasıl sizce?
Son yıllarda Y ve Z jenerasyonunun iş hayatından beklentileri ve çalışma yöntemleri çok popüler ve kritik bir konu. Kendi gözlemlerimizden ve bu araştırmalardan da yola çıkarak söyleyebiliriz ki Y jenerasyonu yaşanan köklü değişimlerin geçiş sürecine denk geldiği için arada kalan bir jenerasyon oldu. Ve bizim de ucundan yakaladığımız bu jenerasyon gücümüzün temelini oluşturdu. Z’ler ise temelin üzerine ihtişamlı binaları dikmek için gümbür gümbür geliyorlar. Z kuşağının iş hayatına, ekonomiye dahil olması ile öncelikle İnsan Kaynakları anlamında çok ciddi değişiklikler olacağını sadece bilmiyor, görüyoruz da. Onlar istediğini almadan bırakmıyorlar ve kuralları da kendileri yazmak istiyorlar. Tabii biz de yine ucundan bu ekibe dahiliz. Belki söylemler sert gelecek ama işin aslı dünya bambaşka bir yere gidiyor ve biz Türkiye’nin Z’leri olarak ülkemizi oraya taşımak için gerekirse evet kendi kurallarımızı kendimiz yazacağız!
Hedef kitleniz o zaman daha gençler ve de yenilikçi fikirde olanlar…
Evet… Hedef kitlemiz şu an bahsettiğimiz gibi üniversite 3. Ve 4. Sınıf öğrencileri, yeni mezunlar. Bir yeniliğimiz ise Sizlikİş PRO. Artık profesyonellerden oluşan ekipleri de işin içine katacağız. İlk olarak yazılım sektörün ile başladık ve yeni sektörler eklemeye de devam edeceğiz. E bir de müşterilerimiz var, dolayısıyla hedef kitlemiz ekonomik hayatta ayak izi bırakmak isteyen ya da bugüne kadar büyük izler bırakmış herkes!
İşe alım şartlarında en az şu kadar yıl deneyim sözü için görüşleriniz nedir?
Biz Sizlikİş olarak buna çözüm üreterek yola çıktık. Bakın biz de yeni mezunuz, iş aradık, iş görüşmeleri yaptık. Ama deneyimimiz yoktu. Biz de hem kendimiz için hem de arkadaşlarımız için ki bahsettiğimiz arkadaşlarımız tüm gençler, hepimiz bu yolda arkadaşız, deneyim sağlayabilmek.
Bize sorarsanız üzerinde durduğumuz insan kaynakları sisteminin kaçınılmaz değişiklik mecburiyeti, dönüşümün hızı ve gelen jenerasyon ile zaten değişim gerçekleşecek. Sizlikİş olarak biz ise bunu öncesinde gerçekleştirmiş olacağız. İş dünyasında gerçekleşecek büyük ve belki de belli bir kesim için sarsıntılı değişime biz sağlam zeminlerimiz ile hem kendimizi hem ekiplerimizde çalışan gençler ve aramıza katılacak profesyonelleri hem de müşterilerimizi hazırlıyoruz.
İnsan Kaynakları demişken… Bu departmanların dijital çağı yönetebilme kabiliyetinde olduğunu düşünüyor musunuz?
Bir güncelleme gelmesi gerektiği konusunda sanıyoruz tartışmaya kapalıyız. O kadar eminiz. Ama bir yandan da herkesi aynı kefeye koyamayacağımızı düşünüyoruz. Çok yenilikçi bakan, farklı bakış açıları ile kurumuna katkı sağlayan çok yönetici ve uzman var. Ama ofis ortamları, mesai saatleri kavramlarını yavaş yavaş raflara kaldırıyoruz. Bu zaten bir değişim. Dijital hizmetleri hiç olmadığı kadar birlikte ve hızlı kullanmaya hızla alıştık. Bu durum, dijital olarak etkinleştirilmiş bir ticaret anlayışını ve çevrim içi çalışma hayatını günden güne daha da fazla hayatımızın merkezine almamıza neden oluyor. Değişimin ayak seslerini biz duyuyoruz, bize sorarsanız insan kaynakları çalışanları da duyuyorlardır.
Yeni dünya iletişimi ve sosyal medya… Yeni işe alımlarda adayların sosyal medyalarına bakılması hakkında düşünceleriniz neler?
Sosyal medya ve yeni dünya iletişiminin neredeyse içine doğduk biz. Sosyal medya henüz bu kadar hayatımızda değilken de biz çocuktuk zaten. O yüzden birtakım şeylerin sosyal medya aracılılığıyla yönetilmesi ve hatta sosyal medyanın artık hayatımızı yönetmesi bize daha normal geliyor. Ama orası kendi alanımız ve işten bağımsız tutmayı isteyen bir sürü insan var doğal olarak. Artık herhangi bir şekilde ayrımcılığa uğramamak için cv’lere fotoğraf, yaş, cinsiyet bile yazılmaması konuşuluyorken sosyal medya kontrolü ciddi anlamda bir tehlike oluşturabilir. Bir insanın dünya görüşü, özel yaşamı, takip ettiği hesaplar işini nasıl yaptığını etkilemediği için sosyal medya kontrolünün çoğunlukla negatif etkileri olacağını düşünüyoruz.
Evet dijital ve sosyal medya içine doğdunuz… Peki son dönemde şirket çalışanları kendi sosyal medyalarını şirket tanıtımlarına çeviriyorlar ya da zorunda bırakılıyorlar. Özel hayata müdahale yerine ne yapılabilir?
Haklısınız… Bunun da gönüllülük esasına dayanıyor olması lazım. Çalışanların kişisel alanlarını ihlal etmeden eğer isterlerse paylaşım yapmaları yönünde bir sistem olması gerekiyor. Örneğin çalışanların arasından gönüllü marka elçileri seçilip onların paylaşımlar yapması hem motive edici hem de bağlılık arttırıcı bir yöntem olur. Türkiye’ye göre yurt dışında iş hayatı ve özel hayat birbirinden daha ayrı, o yüzden bunun uygulanabilirliği daha bile düşük. İnsanın çalıştığı kuruma bağlılığının bir göstergesi olsa bile sadece bununla ölçülebilmesi mümkün değil.
İki genç kadın girişimci hem dijital çağda hem de işsizliğin tavan yaptığı bir dönemde iş bulmayı vaat ediyor. Erkek egemen iki konuyu kadınlar olarak hem de genç olarak başardınız.
Dünyanın neresine giderseniz gidin hem gözlemleyeceğiniz hem de yapılan araştırmalarla görebileceğiniz şu ki; maalesef kadınların iş hayatında hala kendilerini ispatlamak zorunda olmaları sadece ülkemizin değil dünyanın sorunu. Tam da bu yüzden kadınlar olarak vazgeçmeden çabalamaya devam edeceğiz. Ortada apaçık bir eşitsizlik varken bunu yıkmak için çalışmak kadar doğal bir şey yok bizce. Eşit şartlarda, eşit imkanlarla ve eşit muamele ile çalışmak istiyoruz.
Hem iş bulma hem de yükselme süreçlerinde ülkemiz kadınları diğer ülkelere kıyasla nerede?
Ülkemizde son zamanlarda kadın yöneticilerin başarılarına çok fazla şahit oluyoruz. Bu hem çok gurur verici hem de çok motive edici. Birlikte projeler ürettiğimiz şirketlerin üst düzey yönetici kadrolarındaki kadın sayısı eminiz ki geçmiş yıllara göre daha fazladır ama yatırım sürecinde görüştüğümüz insanlar noktasında bu sayının kesinlikle daha çok artması gerektiğini düşünüyoruz. Bize artık sadece erkeklerin söz veya güç sahibi olduğu bir iş dünyası tarih öncesi hissiyatı veriyor. Dünyanın geri kalan ülkelerinde de pozitif yönlü bir ilerleme söz konusu; fakat tabi ki hala yeterli değil bu ilerlemeler. Hem eşitsizliği yıkmak hem de her birey için adil bir çalışma ortamı yaratabilmek için algıları, dengeleri ve artık çalışmayan mekanizmaları değiştirmeye çabalıyoruz bir yandan da.
Sizlikİş için yatırımcılarla görüşmeleriniz nasıl gidiyor?
Süreç gayet güzel gidiyor. Hem bireysel yatırımcılar ile hem de melek yatırım ağları ile görüşmeler yapıyoruz. Bizim için çok güzel ve heyecan verici bir deneyim. Yolun çok başındayız ama bu süreçte heybemize çok şey koyuyoruz. Deyim yerinde ise yürüyen tecrübeler ile, başarı timsalleri ile görüşmeler yapıyoruz. Yatırım alabilmeyi tabii ki önemsiyoruz ama bilgi ve öğrenme önceliği ile zaten yaptığımız her görüşmeden kendimize gerekli katkıyı alarak çıkıyoruz.
Mükemmelsiniz! Yakın hedefleriniz dersem…
İlk olarak… Dijital olarak baştan sona tüm servisleri sağlayabileceğimiz bir platform üzerinde çalışıyoruz. Başladığımız ilk gün kendimize koyduğumuz önemli iş hedeflerinden biri buydu. Bu hedefimizi gerçekleştirmeye gün geçtikçe yaklaşıyoruz, bununla hedefimiz hem müşterilerimize hem de Sizlikİş gençleri ve profesyonellerine verdiğimiz hizmet kalitesini arttırmak.
Bu kurduğunuz işin gelir sistemi nedir? Eminim en çok merak edilenlerden biridir bu.
Kesinlikle… Servis aboneliği ve proje veri yönetimi bedelimiz var. Sizlikİş havuzundaki gençlere katma değerli hizmetler sunabilmek, yani iç müşteri memnuniyetini de oldukça önemsiyoruz, dolayısıyla onlar için markalarla iş birlikleri gerçekleştiriyoruz. Bunları her geçen gün arttırmak için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Nihayetinde Sizlikİş’in gerçekleşmesini sağlayan onlar. Bu anlamda Sizlikİş ekibinin parçası olmanın prestijli bir hale gelmesini kendimize misyon ediniyoruz.
Ekonomi vs Gelecek… Bir girişimci grup gözünden gelecek nedir?
Aslında tam sizin de dediğiniz gibi Gelecek Öncesi Çağı yaşıyoruz. Ve şunu söyleyebiliriz ki; gelecek biziz! Gelecek bizim gibi gençler, bizim arkadaşlarımız. Biz yeni jenerasyon olarak şu an idmanımızı yapıyoruz, maça hazırlanıyoruz. Gelecek dediğimiz şey çok yakın, yarın. Gelecekte sahnede, sahada biz olacağız ve canla başla gelecek maçından galip çıkmak için çalışacağız.
Heyecanınıza bayılıyorum! Ya teknoloji ve dijital?
Teknoloji ve dijitale gelirsek, anlamdan öte bu iki kavramda artık hayatın ta kendisi! Bakın bugün pandemi ile kutlamaları, buluşmaları, görüşmeleri dijital ortamlarda yapıyoruz. Teknoloji ile bayramlaşıyoruz. Teknoloji ile dijital ortamda dersler yapılıyor, çalışıyoruz, toplantılar yapıyoruz. Teknoloji ve dijital her şey, bugünün hayatını yaşama şeklimiz.
Sona gelmişken… Hayalinizdeki gelecek güzellemesinde ne ile meşgulsünüz?
2020’nin ocak ayında dijital dönüşüm sadece çok büyük firmaların konuştuğu bir kavramdı. Bakın ne kadar kısa bir sürede hayatımızın tam ortasına yerleşti. Güzelleme dediğimiz, uç dediğimiz şeyleri yarın yaşıyor olabiliriz, bir gecede dönüşmek zorunda kalabiliriz ve inanın ki insanlık olarak bunu çok hızlı yapabiliriz. Teknolojinin ne kadar hızlı ilerlediğine bakalım; örneğin ilk bilgisayarın tarihine bakıp, bir de geçen seneki modelle bu sene çıkan yeni modelleri karşılaştırırsak bu hızı fark edebiliriz. Bu düşünceden yola çıkarak o ütopik dediğimiz şeyler hedeflediğimiz gerçekler oluyor. Biz gelecekte amacın katma değer sağlamak olduğunu ve bunun nerede, nasıl, hangi şartlarda, hangi kıyafetlerle yapıldığının bir önemi kalmayacağını düşünüyoruz. Zaten bugün yaşamaya başladığımız da bu. Amacımız sadece çalışmak, üretmek, değer ortaya çıkarmak. Biz bugün de gelecekte de bununla meşgulüz.
Twitter: FlzDag
Instagram: Benfilizdag