İnanılır gibi değil! Süper kahraman sayılarımızda müthiş bir artış var. Artık fizik üstü becerilere sahip olmak hiç de zor değil; en azından Unreal yani gerçek olmayan ortamlarda...
Görsel Efekt Sanatçılarının (VFX) dijital ortamda yarattıkları canavarlar ve süper güçlü karakterlerle hayal ettiklerimizi gerçeğe yakın hatta gerçekmiş gibi izliyoruz. Deprem veya tsunami sahneleri, masal kahramanları, Mars yolcuları, ütopik gezegenler, uçan, alev alan, ışınlanan kahramanlar artık sadece filmlerde değil, her gün izlediğimiz televizyon reklamları ve müzik kliplerinde, hatta oynadığımız oyunlarla bizler de içindeyiz.
Pekâlâ… Teknoloji öyle hızlı ilerliyor ki çok yakın bir zamanda gerçek ile yapay olanın karıştırılması, yapay olanın arzulanır, beğenilir olmasından da endişe etmeli miyiz? Gerçek kimliklerimiz, çevre ve şartlarımızdan tatmin olmayıp, avatar kimliklerimizle sanal ülkelerde gezmeye başlarmışız…
Merak ettiğim tüm konuları sektörde Animelih olarak tanınan Görsel Efekt Sanatçısı Melih Ahmet Özkök’e sordum. Çok alçakgönüllü ve muazzam esprili bir insan tanıdım onunla. Kahkaha atmadığımız tek an işi ile ilgili konuştuğumuz anlardı. İşini öyle bir disiplinle ciddiye alıyor ki oradan ne derece severek yaptığını anlıyorsunuz.
Melih Ahmet Özkök’ü senden dinleyelim…
1982 Uşak doğumluyum. Ortaokul ve liseyi Uşak Anadolu Lisesi, üniversiteyi de Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünde okudum.
Harika! Görsel Efekt Sanatçılığı… Nereden aklına geldi bu alanda içerik üretmek?
Yani resim ve illüstrasyon çok küçüklükten beri hep hayatımda vardı. Sadece 3D dünyasıyla tanışınca tamamen şekillendi diyebiliriz. Çünkü 3D dünyası sınırları zorlayabildiğin, ne kadar hayal gücün varsa o kadar özgür olabildiğin bir dünya. Bir de ben şanslıyım çünkü bu mesleği yapmasaydım da oturup gene bunları üretecektim. Şu an artı olarak üstüne para veriyorlar işte…
Animelih, tam olarak alanında girişimciliğe de adım atmayı düşünüyor musun?
Şöyle özetleyeyim. Ülkemizde az bilinen bir mecra veya alandaki, az sayıda bu işi yapanlardan birisiyim. Sadece ben patron ya da girişimci olabilecek yetenekte ve karakterde birisi değilim diyebilirim. O yüzden bu konular bana biraz uzak geliyor. Ve yaratıcılığı öldürmese de azaltacağına inanıyorum. Ben üretmeyi seviyorum.
Senin uzmanlığın görsel efekt, görselleştirme, animasyon… Tam olarak uzmanlığında olanları tek tek yazar mısın? Türkçe çevirileriyle hatta. Biz de anlayalım sizi.
Elbette. Yani çok kısa anlatabileceğim şeyler değil aslında, çünkü her başlık altında çok fazla dalları barındırıyor. Ama benim yaptıklarımı tırnak içinde “kısaca” anlatacak olursam;
VFX (Visual Effects- Görsel efekt): Çekimi çok zor ya da mümkün olmayan sahneler oluşturmak, yapılan çekim üzerinde eklemeler, düzeltmeler yapmak ya da o sahnenin estetiğini değiştirmek için bilgisayarda üretilen görüntülerle çekilen gerçek görüntüleri birleştirmek diyebiliriz.
CGI (Computer-Generated Imagery- Bilgisayar Üretimli Görüntüler): Kabaca, gerçek görüntülerle birleştirilecek yapay görüntüler ya da tamamı animasyon olan ve bilgisayarda üretilen görüntüler diyebiliriz.
Animasyon (3D / 2D): Çok farklı animasyon teknikleri var ama ben özellikle 3d animasyon tarafındayım. Bunun da altında Modelleme, dokulama, rigleme, ışık, render vb. gibi birçok farklı alanlar var.
3ds max, Maya, Cinema 4D, Blender gibi birçok bilgisayar programıyla da bu söylediklerimizi yapabilmek mümkün.
Güzel, eğitimimizi de aldık. Peki, bu görsel efekt sanatçılığı için verilen eğitimler yeterli mi?
Eğitim konusuna girmesek mi? Tamam, tamam… Yani hep verdiğim bir örnek var aslında. Benim ortaokulda resmim 2’ydi. Zor geçtim yani. Ama üniversitede yetenek sınavıyla Resim ve Grafik Tasarım bölümü okudum. Şimdi eğitimden nasıl bahsedeyim? Benim anladığım en azından benim dönemimde şu… Ortaokul ve lise sanat eğitiminde: “Sen öğretmeninin seni anlayabilme yeteneği kadarsın…”.
Üniversiteye gelirsem de 3-5 tane üniversite dışında sanat eğitimi, hiç gerçek bir ateş görmemiş kişilerin sana: “Yangın nasıl söndürülür?” ü öğretme çabasından ibaret. O yüzden bizim sektörün eğitiminde çok fazla atılması gereken adım var bence.
Hangi ülke en ileri atılımcı dersin?
Dünyada ülkesel olarak değilse de kişisel olarak: “Vayyyy güzel iş!” dediğim işlerin altından genelde Amerikalılar, Japonlar, Macarlar ve enteresan ama Hintliler çıkıyor.
Bir dolu program satın alımı ve bunları yapma kabiliyetinde olan en az bir bilgisayar sahibi olmak…
Evet. Her işte sermaye gerektiği gibi bunun için de gerekiyor. Yani iyi bir bilgisayar bu işin olmazsa olmazı. Minimum 20-25.000 TL’lik bir bilgisayar gerekli bence. Artı olarak da kullanılan programlara göre senelik 1.500 TL’den 20.000 TL’ye kadar değişen lisans ücretleri var tabi ödediğimiz.
Dijital alanda animasyon ve efekt becerinle daha büyük bir noktaya getirmek istediğin bir hedefin var mı?
Yani artık hedeflerim daha minimal ve huzur odaklı. Kendi istediğim ve kafamda yıllardır kurguladığım, tamamen beni ve tarzımı yansıtan filmler, animasyonlar ve illüstrasyonları yapmak istiyorum sadece. Beklentisiz bir şekilde.
Bunu ümitle beklediğim için soruyorum: Ülkemizden bir Yüzüklerin Efendisi çıkar mı?
Çıkamıyor… Ya da çıksa da belki ben görmeye yetişemem diyeyim. Çünkü her ne kadar bilgisayar başında oturup yapıyoruz gibi görünse de aslında çok masraflı bir iş bu. Türkiye’de çekilen filmlerin bütçesi, LOTR’in (Yüzüklerin Efendisi) bir sekansını bile karşılayamaz. Bir yandan da Türkiye’de şu anda daha çok reklam ve klip sektöründe bizim işlerimiz kullanılsa da sinemada da daha çok görmeye başladık. Ama elbette yaptığımız işler bütçeye çok bağlı olduğu için, ne kadar ekmek o kadar köfte…
Türkiye’de görsel efekt ve animasyona bakışı nasıl görüyorsun?
Hala emekleme aşamasındayız bence. Yani şöyle örnek vereyim 2004 yapımı “Kutup Ekspresi” animasyon filminde mimik animasyonlarını gerçek oyunculardan capture tekniğiyle alıp 3D karakterlere uyguladılar. Biz 2021’de hala Greenbox (yeşil perde) nasıl kullanılır onu konuşuyoruz. Yani onlar icat ediyorlar, biz hala onların icatlarını kullanmayı öğreniyoruz.
Anlıyorum peki bu alanda yetişmiş insan gücümüz ne durumda sence?
Açıkçası yetişmiş insan gücümüz de çok fazla eğitim olanaklarımız olmadığı için kendi kendini yetiştirmiş insanlardan oluşuyor genelde.
Görsel efektlerin yakın zamanda gideceği neler var?
Görsel efekt ve CGI konusunda gidişat gerçekçilik ve hız üzerine olacak bence. Bir süre sonra, muhtemelen, üretilmiş olanı gerçeğinden ayırmak imkânsız olacak. Teknolojinin ilerlemesi ve Zbrush/ Mudbox tarzı sculpting temelli programlar sayesinde de çok yüksek poligonlu modellerin kullanımı oldukça yaygınlaştı. Bu da gerçekçiliği önemli oranda arttıran bir unsur.
Anlıyorum… Mesela hologramlar veya nesnelerin interneti gibi evlerimizde kullanacağımız bir ürünleştirmesi mümkün mü sence?
Şöyle açıklayayım. Çok hızlı bir tüketim çağında olduğumuz için, bu işler real time (gerçek zamanlı) şekline evrildi ve daha da evrilecek. Bireysel kullanımda daha çok göreceğiz bu tür uygulamaları. Yani yeşil perdede bir sahne çekerken o sahneyi kafanızda kurguladığınız şekliyle aynı anda görüp, işleyip, o anda değişiklik yaparak ilerleyebileceğiz. Şu an çoğunlukla bu işlemler için önce çekim yapılıp, sonra bilgisayarda görsel sanatçılar tarafından günlerce hatta aylarca işlenip, istenilen kompozisyona dönüştürülerek yapılıyor. Ya da çok büyük bütçeli işler bu şekilde real-time çalışabiliyor. Ama er geç, basitleştirilmiş haliyle de olsa son kullanıcıya bu olanakları sunabilecek araçların yaratılacağını düşünüyorum. Aslında teknik tarafı çok bilmeye gerek kalmadan fikir ve hayal gücüne önem verilecek. Bunlar şahsi fikirlerim tabii ya da temennilerim diyelim.
Yaptığın işlerden de kısaca söz edelim istiyorum. Kimlerle çalıştın?
Ben en çok reklam ve klip alanlarında çalışıyorum. Çok fazla kişiyle çalıştım aslında ama aklıma gelenlerden… Sibel Can, Hayko Cepkin, Manga, İrem Derici, Demet Akalın, Ziynet Sali, Serdar Ortaç, Aydilge… Bilim kurgu işlerimi de seviyorum ve apokaliptik işler de genelde en zevk alarak ürettiğim işler. Hani: “Bir uyanmışsın, dünya yok olmuş…” tarzı şeyler.
Dijital oyun sektörüne iş yapıyor musunuz?
Elbette. Mesleğe yeni başladığım zamanlar bir oyun firmasında belli bir süre çalıştım. Oyun piyasası düşünülenin aksine çok büyük bir sektör. Yani şu an dünyanın en karlı, en yüksek cirolu şirketlerinin büyük kısmı oyun sektöründeki şirketler. Mesela LOL adlı oyunun 2018 dünya şampiyonası resmi izleyici sayısı 99 milyon farklı kişi. Bu yüzden de gelişimi hep devam eden bir sektör ve elbette bu alanda da bir şeyler yapmaya devam etmeyi seviyorum.
Gelir elde etme konusunda sizin sektör fark yaratıyor mu? Önceden resimle uğraşmak hobiydi düşünürsek…
Bu bir meslek artık. Nasıl muhasebeciliği hobi olarak yapmak ne kadar mantıklıysa bu işi de hobi olarak yapmak o kadar mantıklı bence. Bir de güzel yanıysa mesleğiniz hobiniz olduğu zaman başarılı olmak daha kolaylaşıyor. Ülkemizde çoğu mesleğe göre daha iyi gelir elde edebilirsiniz ama yurt dışında bu işi yapmak çok daha fazla kazandırıyor diye biliyorum. Özellikle internetin sağladığı olanakları düşünürsek artık yurtdışına iş yapmak da eskisi kadar zor değil. Türkiye’de çok başarılı görsel efekt ve CGI sanatçıları var. Özellikle yeni nesil bu konuda çok daha bilinçli ve dolu geliyor. En azından korkmuyorlar.
Resim vs Gelecek… Bir genç nesil görsel efekt sanatçısı gözünden dijital, teknoloji ve gelecek nedir?
Bizim jenerasyonun göreceği gelecek biraz zor çünkü çok ara bir döneme denk geldik ve bu geçişin sancılarını biz yaşayacağız gibime geliyor. Ama gidişat gösteriyor ki insan bedeni de gelişen teknolojiyle birlikte dönüşecek. Nesnelerin İnterneti derken, insanın da bir nesne olmaya başladığını göreceğiz belki. Post hümanizm, Trans hümanizm uzun zamandır tartışılıyor ama gerçekleşmeye başladığını göreceğimiz zamanları da yaşıyoruz muhtemelen.
Yapay zekâ yazılımların da resim yapacakları konuşuluyor…
Evet. Yapay zekayı seviyorum. Ve ondan da çok fazla şey öğreneceğimize inanıyorum. Zaten yapay zekadan kaçamayız, bu bir şekilde hayatımızın merkezine geçecek. Ben de diyorum ki: şu andaki insanlığın başka bir türün yapay zekâ denemesi olmadığını da bilemeyiz. Çoğu sektörde olacağı gibi bizim sektörde de yapay zekanın çok fazla etkisi olacak. Olmaya başladı bile. En basiti, şu anda yüz değiştirme olarak bildiğimiz DEEPFAKE yapay zekâ kullanarak işleyen ve işini korkutucu derecede iyi yapan bir görsel efekt çeşidi aslında.
Hadi bize hayalindeki gelecek güzellemeni, fantastik fikrini aç…
Bu konuda üretilmiş ve üretilecek her fikre açık olduğumu söyleyebilirim. Bana kalsa, Antroposen Kıyamet’e evrilecek bir gelecektense, insanoğlunun “bir parçası olduğu bütünle” daha uyumlu yaşadığı bir uygarlığın kurulabildiği bir gelecek fikrine daha sıcak bakabilirim. Öyle bir dünyada da “Ne iş olsa yaparım aabiiii…!” :)